Medical Park Hastanesi tarafından “Dünyada ve Türkiye’de Kanser Hastalığı” konusunda Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde panel düzenlendi.
Hastanenin Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Bozcuk, kanserin bugün her ailede görülebilen bir hastalık olduğunu, kendisinin de ailesinde onkoloji tedavisi gören yakınlarının olduğunu dedi. Kanseri çağdaş çağın vebası olarak değerlendiren Bozcuk, dünyadaki kanser haritasına bakıldığında Afrika, Hindistan gibi ülkelerde fazla sık görülmediğini ancak ABD, Avustralya gibi ülkelerde fazla sık görüldüğünü dedi.
Prof. Bozcuk, Türkiye'de ise kanser görülme sıklığının orta derecede olduğunu ifade etti. Sağlık Bakanlığının 2014 seneyi verilerine göre erkeklerde en çok akciğer, prostat ve mesane kanserlerinin, kadınlarda ise meme, tiroid ile kolorektal kanserlerinin sık görüldüğünü anlatan Bozcuk, başka kanser türlerinin de arttığını kaydetti. Meme kanserinin her yaşta görülebildiğine işaret eden Bozcuk ancak 40-70 yaş grubunda daha sık görüldüğünü dedi. Rahim ağzı kanserinin de mühim olduğunu ve 35-75 yaşlarında daha sık görüldüğünü anlatan Bozcuk, kalın bağırsak kanserinin de erkeklerde ve 60-70 yaşlarında çoğunlukla görüldüğünü belirtti.
Kanserden korunmak için sağlıklı beslenmeyi, egzersiz yapmayı, sigaradan ırak durmayı öneren Bozcuk, erken tanı için de tarama testleri olan kanserlerin ihmal edilmemesi ve ailesinde kanser öyküsü bulunanların daha dikkatli olması gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Bozcuk, kanser hastalığının tedavisinde yeni yaklaşımların ortaya çıktığını, bilhassa direkt kanser hücresine ziyan veren tedavi metotlarının uygulandığını belirtti. Teknolojiyle beraber her geçen sene daha farklı tedavi metotların geliştirildiğini ifade eden Bozcuk, korunmadan başlayarak erken tanı ve tedaviye yönelik bir yelpaze ağının oluştuğunu bildirdi.
Yaşam süresinin uzamasıyla kanser vakalarındaki artışa dikkat çeken Bozcuk, "Tüm dünyada 10-15 sene içinde kanser hastalığına bağlı ölüm sıralamasının birinci sıraya geçmesi bekleniyor. Maalesef 15 sene sonra daha çok oranla kansere yakalanıyor olacağız" diye söyledi.
Hakan Bozcuk, alternatif tıp konusunda da önerilen bitkisel ilaçlarla ilgili bilimsel çalışmaların mutlaka yapılması gerektiğine işaret etti.
AKCİĞER KANSERİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Bülent Kargı da Türkiye'de erkeklerde en sık görülen kanser cinsinin akciğer kanseri olduğunu belirtti. Akciğer kanserinin yüzde 85'inin tamamen sigaraya bağlı olduğunu vurgulayan Kargı, 1940'lı senelerde yaygınlaşan sigara kullanımıyla akciğer kanserinde artış olduğunu anlattı. Türkiye'de bilhassa 2008 yılından itibaren başlatılan sigarayla mücadelenin akciğer kanseri görülme sıklığına müspet yönde yansıyacağına işaret eden Kargı, "Sigarayı bugün bırakırsak ancak 15 sene sonra hiç içmeyenle aynı riskte olabiliyoruz. O açıdan 2008 yılında başlayan mücadelenin etkileri bir kaç sene sonra görülmeye başlayacaktır" diye konuştu.
Toplumda akciğer kanserinin sadece erkeklerde görüldüğüne ilişkin yanlış bilgilerin olduğunu dile getiren Kargı, akciğer kanserinin kadınlarda da görüldüğünü, hatta kadınlarda görülme sıklığı açısından 4'üncü sırada yer aldığını bildirdi. Op. Dr. Kargı, akciğer kanserinin genetik değil, sonraki faktörlerin ne sebepten olması sonucu oluştuğunu ifade etti. Sadece pozitif düşünceyle kanseri yenmenin yeterli olamayacağını vurgulayan Kargı, pozitif düşüncenin tedaviye müspet yönde yansıma sağlayacağını belirtti.
Kanser olduğunun hastaya söylenmemesi yönünde toplumda yanlış bir algı olduğunu söyleyen Bülent Kargı, bu durumun hem kanuni hem de etik olmadığını vurguladı. Kargı, hastanın hastalığını bilmek istediği kadar bilgilendirilmesi gerektiğini ters takdirde hastada bir güvensizlik ortamı yaratılacağını kaydetti. Kanserde cerrahi işlemlerin hastalığın yayılımını artırdığına yönelik de yanlış bilgilerin olduğunu ifade eden Kargı, etkin tedavinin cerrahi metot olduğunu dedi. Alternatif tıp konusuna da değinen Kargı, anne yol dururken, taraf yollara başvurmanın sakıncalı olduğunu belirtti.
CİT KANSERİ KİMLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR?
Dermatolog Uz. Dr. Sadık Yılmaz da ozon tabakasının delinmesi, küresel ısınmanın artması, güneşin zararlı ışınlarının insanlara ulaşımının daha kolaylaşması nedeniyle ten kanserlerinde görülme sıklığının nihayet senelerde arttığına işaret etti. Aşırı derece güneşte kalma, yanıkların oluşması, su toplaması gibi faktörlerin ten kanseri riskini artırdığını vurgulayan Yılmaz, ak tenli, renkli gözlü, fazla benli insanlarda ten kanseri görülme sıklığının çok olduğunu bildirdi. Yılmaz, bu cin insanların güneşe çok maruz kalmaması gerektiğini ve benlerini de sık sık denetim etmelerini istedi.
Ürolo Prof. Dr. Alim Koşar da testis kanserinde erkeklerin çoğu vakit çekindiğini, hekime gitmek istemediğini bu nedenle hastalığa erken evrede müdahale edilemediğini kaydetti. Tedavi geciktiğinde hastada fazla ağırbaşlı taraf etkiler oluştuğunu anlatan Koşar, hastaların şüphelendikleri bir durumda derhal hekime başvurmalarını istedi. Prostat kanserinin de bilhassa 50 yaş üzerinde görüldüğünü belirten Koşar, 50 yaş üstünde, ailesinde prostat kanseri olan erkeklerin mutlaka her sene kontrolden geçmeleri gerektiğini bildirdi. Koşar, idrarında kan görülen kişinin mesane kanseri olabileceğini dedi.
Genel Cerrah Op. Dr. Mehmet Güler de meme kanserinde mamografinin en mühim tarama sistemini oluşturduğunu, 40 yaşın üzerindeki bütün kadınların senede bir defa mamografi çektirmesi gerektiğini önerdi.
ALTERNATİF TIP NE KADAR ETKİLİ?
Bir gazetecinin "Kanserde alternatif tıbbın ne kadar önemi mevcut?" sorusu üzerine Op. Dr. Bülent Kargı, kanser tedavisinde bir anne yol varken, taraf yollara başvurulmaması gerektiğini ifade etti. Kanser nedeniyle hayatını kaybeden sanatçı Murat Göğebakan'ın da alternatif tıpa başvurduğunu hatırlatan Kargı, alternatif tıbbın fazla etkin olmadığını savundu.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Harun Doğru da alternatif tıp konusunda bilimsel bir çalışmanın olmadığını ifade etti. İnsanlara bazı bitkisel ilaçların önerildiğini ancak bu ilaçların tedaviyi nasıl etkilediğinin bilinmediğini söyleyen Doğru, "Alternatif tıp iyi ya da fena diyebilmemiz için bu alanda araştırma yapmış olmamız gerekir. Ancak bu konuda fırsat sunulmuyor. Şu anda elimizde cerrahi, medikal ve ışın tedavisi mevcut ve bunları uyguluyoruz" diye söyledi.
aktifmedya
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...