Avantaj
Bu bir ilk’tir.
Abdullah Gül’ün attığı turlar, şimdiye kadar gelmiş geçmiş Cumhurbaşkanlarının hiç birinde görülmedi.
Bir de medya kuruluşlarını ziyaret etseydi, o da bir “ilk” olacaktı.
***
Kamuoyu yeteri kadar oluşmuştur zannederiz.
Ya da Gül’e yavaş yavaş alışılmıştır. Nitekim, içine sindiremeyenlerin bile artık havlu attıklarını görüyoruz.
Lakin, Ana Muhalefet’in dediği o uzlaşma sağlanmadı.
Sağlanmaz da.
Esasen TUSİAD’ın, TOBB’un veya sendikaların Meclis’te oyu
yok ki Gül’e versin... Bu ziyaretler, sadece diyalog için, nezaket için... Tabii, bir de moral takviyesi.
Ama unutmayın ki bir “ilk”.
Eski Cumhurbaşkanları nasıl seçilmişti? Meclis dışına taşan bir aday oldu mu? Ne Sezer, ne Demirel, ne Özal, ne Fahri Korutürk... Hiçbiri böyle ziyaretler yapmadı.
Ne Sunay, ne Gürsel... Hiçbiri.
Peki, fena mı yapıyor Gül?
Onu bilmem.
Dediğim sadece şudur:
- Bu bir ilk.
***
Meşhur uzlaşma lafına gelince.
Ana Muhalefet, her zamanki gibi yine hayal görüyor.
Uzlaşma, Meclis’te ve sessiz olur. Zaten Anayasa, 367 şartını uzlaşma için koymuştur. 367 çıkmadı mı?
O zaman 276’yı aramıştır Anayasa.
O rakamı bulmak demek, zaten bizatihi uzlaşma demek. Yâni, Onur Öymen’in oyu bir pırlanta değeri taşımıyor. Oylar kime ait olursa olsun, 276 taneyse, Anayasa bunun adına uzlaşma diyor.
***
Hâl böyleyken...
Günlerdir uzlaşma sayıklayanlar var.
Ne uzlaşması?
367 kişinin Meclis’te bulunmuş olması, başlı başına bir uzlaşma... Üçüncü turdaki 276 şartı ise, uzlaşmanın katmerlisi.
Son söz: “Avantajın varsa, avantajın var.”
Şaşmaz kural.
Rauf Tamer - Posta
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...