Kaç gün yattığını, dakikasına, saniyesine kadar biliyoruz. Bilmekle kalmıyor, her gün yeni tekrarlarla hafızamızı tazeliyoruz…
Cezaevinde güneş göremediği için cildinin beyazlığının tonuna kadar detaylara hâkimiz…
Ellerindeki kelepçe ve onu gözden uzak tutma yöntemi, o su şişesi kamuflajı etrafında açılım tartışmalarından daha fazla geyik döndürülen konu oldu neredeyse…
Cezaevindeyken ne yemiş, ne içmiş, Hüsnü’sünü özlemiş mi özlememiş mi, hangi duygulardan hangilerine kulaç atmış, şu bu falan filan…
Deniz Seki hakkında bilmediğimiz, okumadığımız, duymadığımız detay kalmadı. Magazine iliştirilmiş ve dolayısıyla oradaki güllere ekli gazeteci takımı hiç bıkmadılar.
Hep yazdılar… Hapse girerken de, içerideyken de, çıktıktan sonra da…
Deniz Seki unutulmamalıydı, yazıktı, günahtı, özgür olmalıydı, şeker de yiyebilmeliydi, güneşli günler onun olmalıydı.
Da…
Tüm bu Seki haberleri arasında bir tek bir şey ısrarla ya görünmeyecek şekilde metne gömülüyor ya da hiç söz etmiyorlardı: Deniz Seki neden hapisteydi? Haberin en önemli unsuru belki ama arasanız bulamazsınız.
Yazıların genel çerçevesine bakınca sanırsınız ki Deniz Seki bir özgürlük savaşçısıymış, tek başına zalimlere kafa tutarken kadre bu ya, bir anda mahkûm oluvermiş, gecikmeli de olsa ilahi adalet tecelli etmiş, o arada tüm bilgeliği ile sabreden Seki daha da bilgeleşerek hak ettiği üzere özgürlüğüne kavuşmuş.
E böyle mi? Değil tabii. O yüksek faziletli cici kızımız Seki kokain kullanıyordu, polis kayıtlarına göre satışını da yapıyordu. Gözaltı bunun için, tutuklama bunun için, o kadar cezaevi hayatı bunun için.
Tamam, her konuda manipleye alıştık da…
Cezaevinde olma nedeni bu kadar açık bir şekilde belliyken bu nasıl bir organize operasyondur ki bir uyuşturucu bağımlısından (ve iddiaya göre satıcından) melek kıvamında bir kahraman, merhamet figürü, bir mazlum çıkartabildik?
Kolombiya’daki uyuşturucu kartelinin başındaki Pablo Escobar tüm dünyanın aradığı bir kaçak olarak öldürülürken, belli bir kitle kahramanlarının ardından yas tuttu. Escobar elindeki maddi güçle halka para yağdırıp kendini kahraman ilan etmesini bilmişti. Bu anlaşılır… Kendisi bunun için ciddi fon ve emek harcamıştı çünkü.
Ama sıradan bir müpteladan bir kahraman yaratmaya yeminli medyanın neresini, neyini, niçin anlayacağız? Ve asıl önemlisi… Nasıl?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|