14 yaşındaki B.Ç.’ye cinsel istismarda bulunduğu için yargılanan Hüseyin Üzmez’in lekesini hala temizleyemeyen Vakit, o lekeden kurtulmak yerine bel altı gazeteciliğe soyundu. İşte o gazetecilik ayıbının deşifrersi…
Vakit gazetesinin saldırganlığı, hedef gösterme kabiliyeti, husumet üzerinde tepinen bir gazetecilik duruşu olduğu bilinen bir gerçek. Onun için mahallenin delisi kontenjanından “Ne yapsa yerdir” hoşgörüsüne sığınıp Başbakan uçağında bile taltif ediliyorlar.
Ama bu kadarı fazla artık.
80’ine merdiven dayamış yazarının cinsel taciz rezaletinin lekesini üstünden atamayan Vakit gazetesi yememiş, içmemiş ve büyük gazetecilik oynamak istemiş!
Uğur Dündar’ın eşinin pasaport numaralarını bulmuş, 1992’ye kadar gidip ne zaman yurt dışına çıkmış, nereye gitmiş güya hepsini belgelemiş.
Öyle ya, iffet-namus sadece kendileri için geçerli, sadece kendilerine özel, kendileri söz konusu olduğu zaman korunması gereken bir alan. Başkasının kızı ya da eşine saygı mı?
Bakınız; Üzmez olayı. Her gün köşesinden ahkam kesen yazarları Üzmez’in hem de daha çocuk olan başkasının kızına yaptıklarını yazmaya bile vicdanımız el vermiyor.
Değil mi ki Üzmez’in sapkınlığı kişisel bir olay, zaten Vakit de Üzmez’in yazılarına son verdi? Değil…
Yukarıda bahsettiğimiz haberi dikkatli okuduğunuzda göreceksiniz ki bu tavır, kurumsal bir savrulma. Yoksa işi gücü bırakıp iftira olduğu tescilli bir iddianın peşinde Uğur Dündar’ın eşinin yurt dışına çıkmasının peşine düşüp o bildik imalarla yarım sayfa tetik neyle açıklanabilir?
Gazeteci, tabii ki bir ismin yurt dışına giriş çıkışının peşine düşer. Ama eğer yasal olmayan bir trafiği varsa, aranan biriyse, tespiti halinde kamu yararı sağlayacak bir değer taşıyorsa…
Ama eğer bunların hiçbiri söz konusu değilken sırf Adli Tıp’tan istifa eden Dr. Ayten Erdoğan’la röportaj yaptı ve Üzmez ile ilgili sizi zora sokacak açıklamaları yayınladı diye bir gazeteciyi eşi ile vurmaya çalışmak…
En hafif ifadeyle gazetecilik kisvesi altında namus cellatlığıdır.
Dündar’ın asistanı Türkan Aydınlı’nın Vakit’in “Bulduk, ele geçirdik” dedikleri tarihlerdeki yurt dışı çıkışlarında Dündar’ın eşinin yanında akrabalarının bulunduğu açıklamasına ve Vakit’in işletildiği yönündeki açıklamasına rağmen ısrarla “Evlendikten sonra tek başına yurt dışına çıkmış, aylarca kalmış” ısrarı nasıl bir ahlak anlayışıdır?
Gazetecilik demiyoruz… Nasıl gazetecilik yaptıkları ortada.
Ama bu nasıl bir ahlaktır?
Diyelim ki herkes yalan söylüyor, bir tek Vakit doğru yazıyor da Dündar’ın eşi tek başına çıkmış.
Vakitçilere göre bu ne demektir? Alemi kalbi gibi bilen birisinin Üzmez ahlakıyla herkese potansiyel bakmasından başka bir olasılık kalıyor mu geriye?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |