AB Zirvesi'nde bir araya gelen 27 üyenin hükümet ve devlet başkanları, İrlanda'nın Lizbon Anlaşması'na "hayır" demesinin ardından yeni bir "tefekkür" dönemine girmeyi kararlaştırdı. AB bu defa "tefekkür" sürecini kısa tutarak 15 Ekim'de İrlanda'ya tekrar randevu verdi. Fransa ve Hollanda'nın Lizbon Antlaşması'nın selefi AB Anayasası'nı 2005'te birkaç gün arayla reddetmelerinin ardından AB, yaklaşık 2 yıllık bir düşünme sürecine girmiş ve sonra Lizbon Anlaşması'nda uzlaşmıştı.
Ancak AB liderlerinin bir kısmı İrlandalıların "hayır"ını genişlemeye karşı kullanacaklarının işaretlerini verdi. AB'nin iki lokomotif ülkesi Fransa ve Almanya, Lizbon Anlaşması olmadan genişlemeye devam etmenin mümkün olamayacağını açıkladı. AB'nin bir başka kurucu üyesi Lüksemburg da Alman ve Fransız tutumuna destek verdi.
Sık sık İrlanda halkının iradesine saygı duyduklarını vurgulama ihtiyacı hisseden AB liderleri, Ekim Zirvesi'nde daha somut bir karar almayı umuyor. 15 Ekim'de yapılacak ara zirveye kadar İrlanda'nın kendi muhasebesini yaparak bir yol haritası ile Brüksel'e gelmesi bekleniyor. İrlanda'nın Nice Anlaşması'nı reddetmesinin ardından 2002'de ikinci bir referanduma mecbur edilmesi ve İrlandalıların ikinci oylamada anlaşmayı onaylamaları vakasına rağmen AB liderleri şu an "ikinci referandum" seçeneğini gündeme getirmiyor.
Dün sona eren zirvede İrlanda'nın yanında AB'nin bir de Çek sorunu ortaya çıktı. Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus, İrlanda'nın "hayır"ından sonra Lizbon Anlaşması'nı "ölü" ilan etmişti. AB, dünkü zirve nihai bildirisine Çeklere de özel bir paragraf ayırarak ek süre verdi. Çekler, Lizbon Anlaşması'nın anayasalarına uyup uymadığına karar vermek için Anayasa Mahkemesi'ni görevlendirmiş bulunuyor.
İrlanda'nın reddiyesinin ardından AB'nin Lizbon Anlaşması'nı 1 Ocak 2009'da yürürlüğe koyma hedefi de büyük oranda yara aldı. Lizbon Antlaşması'nın onaylanması ile bir başkana ve bir dışişleri bakanına kavuşacak olan AB, bir süre daha bu rüyasına ulaşamayacak. AB, İrlanda ve Çek sorunlarını çözene kadar diğer bütün üyelerin Lizbon Anlaşması'nı onaylamasını istiyor. Şu ana kadar 27 üyeden 19'u antlaşmayı tasdik etmiş bulunuyor.
Anti-genişleme cephesi
Türkiye'nin muhtemel üyeliğine keskin muhalefeti ile bilinen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, zirvenin ilk günü Lizbon Anlaşması'nın reddedilmesinin ardından genişlemenin fiilen durduğunu iddia etmiş, buna 2009 ya da 2010'da üye olması beklenen Hırvatistan'ın da dahil olduğunu belirtmişti. Türkiye'ye üyelik yerine imtiyazlı ortaklık teklif edilmesini savunan Almanya Başbakanı Angela Merkel de yaptığı açıklamalarda, Sarkozy'ye destek verdi. Fransa ve Almanya'nın "genişlemenin durabileceği" konusunda uzlaşması önemli bir gelişmeye işaret ediyor. Zira Fransa ve Almanya'nın "olur"u olmadan genişlemeyi sürdürmek mümkün görünmüyor.
Fransa ve Almanya'nın genişleme karşıtı cephesine karşılık dönem başkanı Slovenya, İngiltere ve Finlandiya gibi ülkeler ise genişlemenin Lizbon Anlaşması ile askıya alınmasına itiraz ediyor.
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...