Milli yazar Ertuğrul Özkök
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum; Hürriyet gazetesinde son derece ilginç bir tefrika var şu aralar.
Bu yazı dizisinde, Ertuğrul Özkök her gün hangi partiye oy vereceğini açıklıyor. Çok da heyecanlı bu yazı dizisi.
Okuyucular ‘bakalım bugün hangi partiden yana olacak’ diye heyecanlanıp yazıyı okuyor.
Yazı dizisi Özkök’ün oy vereceği parti kalmayınca sona erecek diye tahmin ediyorum.
Örneğin ben; şimdiden ‘yarın hangi partiye destek vereceğini’ heyecanla bekliyorum.
Özkök bu yazılarıyla sadece futbolseverlerden oluşan bir miting kalabalığının önüne, üstünde Fenerbahçe tişörtü, Beşiktaş şortu ve Galatasaray şapkası ile çıkan milletvekili adayını andırıyor.
Kalabalığın karşısındaki o adama sorsanız mutlaka ‘ben milli takımı tutarım’ diye absürd bir cevap verecektir.
Miting kalabalığının karşısına o kıyafetle çıkan adam gerçekten Ertuğrul Özkök olsaydı, o kıyafetinin bile yanlış anlamalara yol açmaması için konuşmasına ara verdiğinde değiştirirdi. Tişörtünü Beşiktaşlı, şortunu Galatasaraylı, şapkasını Fenerli yapardı.
Böylece bir önceki kıyafet düzenine de ayar verip, olabilecek her türlü tartışmayı önceden engellerdi.
Ertuğrul Özkök mutlaka bugünlerde kamuya açık yerlerde yemek yemekten çekiniyordur. Çünkü hangi yemeği seçerse, diğer yörelerin insanları ‘galiba bizi sevmiyor’ diye damgalamasından korkuyordur.
Onun için ideali, tüm yemeklerden az az tatmak olmalı. Ama bu da kilo almasına neden olabilir.
Bildiğim kadarıyla Özkök için iktidarla ters düşmekten daha vahim olan bir tek olay var; o da kilo almaktır...
Kilo vereceğini bilse, düşünülemeyecek olanı yapar ve iktidarlarla mücadeleye bile girer. O kadar takıntılıdır yani.
Ben yayın yönetmeni olmadan önce bu konuda Özkök’ü mutsuz etmek için elimden geleni yapardım.
Örneğin; görüştüğümüzde, ‘Çok iyi görünüyorsun. Yüzünden sağlık fışkırıyor’ filan derdim. O da amaçladığım gibi bunu ‘kilo almak’ olarak yorumlardı. Bunun dışında sağlıklı olmasına katkıda bulunmak için ona her fırsat bulduğumuzda pizza yedirirdim.
Hürriyet’in okuyucuları arasında İtalyan doğumlu vatandaşlar olsaydı, pizza yemesini de onlara hoş görünmek için kullanırdı mutlaka. Eğer son dedikodular doğruysa Özkök yine kilo alacak. Bol bol bira içmek zorunda kalacak. Çünkü Doğan grubunun Almanlar’la ciddi bir ortaklık sürecinde olduğu belirtiliyor. Keşke Fransızlar’la bir ortaklığa gitselerdi de adamcağız bari şarap içmek zorunda kalsaydı...
Doğan grubu deyince aklıma başka konu geldi. Grubun, Vatan gazetesini satın alması bana 40 yıllık evlilikten sonra şıklık olsun diye tekrar düğün düzenleyen bir çifti hatırlatıyor. Çünkü medya sektöründe olan her insan ve belki de tüm Türkiye, Vatan’ın zaten Doğan’ın olduğunu biliyordu. Onlarınki bir tür evlilik tazelemek gibi bir şey oldu.
Yanlış yorumları önlemek için not: Bu yazıyı Özkök’ü eleştirmek için yazdığımı düşünenler olabilir. Gerçeğin bununla alakası yok. Bu yazıyı eleştirmek için değil sadece kıskançlıktan dolayı yazdım. Ben tüm partileri destekleyebileceğimi anlattığım fikirlerimi sadece tek bir yazıda yazdım. Halbuki şimdi görüyorum ki; keşke bunu bir dizi halinde yazmış olsaydım hem haftayı kurtarırdım hem de heyecan olurdu.
Neyse cumhurbaşkanlığı seçimini beklerim bunun için ve her adayı destekleyen yazı dizimi o zaman yazarım.
Akşam
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...