Taha Kıvanç/Yenişafak
Herşey nasıl da değişiyor
Bir ay önce okuduğum bir yazıyla ilgili olarak düşündüklerimi sıcağı sıcağına günlüğüme şu satırlarla aktarmışım:
“Eskiler 'muhtasar ve müfid' derlerdi, söylenecek her şeyi içeren kısa ifadeler için; benim son zamanlarda okuduğum en muhtasar ve en müfid yazı Akşam'da Serdar Akinan imzasıyla bugün (17 Haziran) çıktı. Ülkemizde son iki yıldır yaşanan her şeyi birbiri ardına sıralasa ve sonra her birinin sebep ve amacını teker teker izah etseydi, gözlerimin önündeki perde ancak bu kadar açılabilirdi.
Serdar Akinan aynı grubun televizyon kanalı olan SkyTürk'ün yayın yönetmeni. Pazar günleri Akşam'da çıkan yazılarını dikkatle okuyorum. Danıştay baskını sonrasında göze batar hale gelmiş 'Kuvvacı' yapılanma tablosunun dağılması için en önemli çaba, 'Kuvvacı' iki eski subayla yaptığı röportajı ekrana taşımasıydı.
“Hesaplaşma mı, ama kiminle?” başlıklı yazısında, Ahmet Altan'ın “İran ve Rusya ile işbirliğine gidecek bir Türk cuntasının bölgesel ve küresel dengeleri domino etkisiyle sarsacağını ve bunun bir savaşa dönüşeceğini savlayan” tezi için “Tamamen katılıyorum” diyor Serdar Akinan… Hudson Enstitüsü'nde konuşulanları da 'cunta' ('darbe') beklentisiyle ilintilendiriyor. Edindiği izlenimlere göre, Ak Parti, yüzde 40'ları aşan oyla gümbür gümbür geliyormuş… “Masa başından yazmıyorum; dolaşıyorum ve görüyorum” diyor…
Ak Parti'ye çok yakın çevrelerin emekli astsubaylarda ele geçen bombalara 'büyük bir panikle' yaklaşıp “Asıl tehlike burada” demelerine gülüyor ve “Keşke her şey bu kadar basit olsaydı” diyormuş…
Çarpıcı satırlar yazının sonunda: “Bu devlet bir karar aldı. / Altan bunun farkına vardı. / Onu yazıyor. / Artık anlayın ne olur... / Bir iç hesaplaşma da olacak ve ağır olacak. / Yazık etmeyin.”
Yanlış hatırlamıyorsam, Serdar Akinan uzun sayılabilecek bir süre ABD'de yaşamıştı. Bu sebeple “Bu devlet” demesi kafamı karıştırdı. Bütün göstergeler şu anda yaşadığımız süreçte etkili olan devletin ABD olduğuna işaret ediyor. Hiç değilse ABD devletinin bazı (Neo-Çılgın) unsurları… Askerlerin eline beyaz kart verdiğinin hâlâ anlaşılmadığını gördüğü için bazı subaylarımızı Hudson Enstitüsü'ne çağırıp 'darbe' senaryosu üzerinde tartıştıran devlet ABD çünkü…
Herhalde Serdar Akinan “Bu devlet” derken ABD'yi kast ediyor. Aksi halde, yani “Bu devlet” derken Türkiye'yi kast ediyorsa, devlet adına karar alanların toplumun yüzde 40'ı ile hesaplaşacaklarını anlamamız gerekir ki, 'derin devlet' bile bu kadar akılsız ve cüretkâr olamaz.
“Eğer ABD değil de gerçekten derin devleti kast ediyorsa” derken bir bildiğim var: Bazı meslektaşlar karşılarına çıkan vaktiyle rütbeli görevler yapmış bazı tiplerden müthiş etkileniyor ve onların ağızlarına bakıyorlar. Emekli kahvelerinde konuşulan üslupla kendilerine aktarılan bazı değerlendirmeleri 'derin devlet' ile ilintilendirip dehşetengiz sonuçlar çıkarıyorlar. “Kimler?” deyip liste hazırlamamı isteseniz, hayli uzun sürecek bir çalışma yapmam gerekebilir.
Seçimin yapılacağı 22 Temmuz tarihi fazla uzakta değil, şunun şurasında beş hafta kaldı. Ak Parti yüzde 40'a varacak bir ilgi bulur mu bu seçimde bilemem; hiçbir fikrim yok. Aylar önce, ekranda ( Okuduğum yazı üzerine günlüğüme bu notu düşmüştüm.
Serdar Akinan birkaç gün önce (15 Temmuz 2007) şunları yazdı:
“Daha düne kadar, 'Ak Parti tek başına gelirse darbe olur' diyen çevrelerle bu tabloyu paylaştım. / Yorumlar tamamen revize edilmiş... / Özetle şöyle: / Başbakan 27 Nisan'dan sonra işin ciddiyetini gördü. Bu çok önemli bir psikolojik faktör oldu. Gül ve Arınç'ın altını boşalttı. Keskin muhafazakârları budadı. Listelere aldığı isimler bir vitrin değişikliği değildi. 367 çıtasından dolayı uzlaşacağını da açıkça söyledi. Yani 23 Temmuz sonrası askerle Erdoğan arasında gerilim olmayacak... (..)
“Ortada bir 'Büyük Uzlaşı' tablosu var... Büyük Medya - Büyük Ak Parti - Büyük Sermaye ve Büyük Asker... Akla gelmeyen bir büyük yol kazası olmazsa 23 Temmuz sonrası gerilim azalacak...”
Yaman Törüner çizgisinde açıkladığı değişimi, Akıner, 'Dolmabahçe buluşması'na bağlama eğiliminde; benim ise başka bir tezim var: Sebep, böyle durumlarda ortalığı karıştırsınlar diye devreye sokulmak üzere el altında hazır tutulan çetelerin Ümraniye'de suçüstü yakalanıp kullanılamaz hale gelmeleri olmasın sakın?
Kanal D / 32. Gün), “Yüzde 20 de alabilir, yüzde 50 de” dediğimi hatırlayan çıkabilir. Sandık pek çok unsurdan etkileniyor bu süreçte; her birinin artı ve eksi özellikleri olan unsurlar bunlar. Hudson toplantısı ve derin devlet adına konuşup yazanların çıkışları 23 Temmuz sonrasını çok daha ilginç hale getiriyor.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...