Paul Krugman (New York Times)
‘Vaktimizi ve enerjimizi geçmişi suçlamakla harcayarak hiçbir şey kazanmayız.” Başkan Obama, selefinin işkenceyi meşrulaştırmak için kullandığı hukuki kararnameleri yayımlamak yönündeki övgüye değer kararının ardından bunları söylüyordu. Siyaset ve medya kurumlarındaki bazı insanlar Obama’nın tutumunu eleştiriyor. Geçmişe değil geleceğe bakmamız gerektiğini söylüyorlar. Dava açılmasın lütfen; soruşturma
açılmasın, çok ama çok meşgulüz.
Ve bu noktada gerçekten de ciddi zorluklar var: Ekonomik kriz, sağlık hizmetlerinde kriz, çevre krizi.
Ne kadar kötü olursa olsun, son sekiz yılın ihlallerini tekrar deşmek kaldıramayacağımız bir lüks olmaz mı?
Diğer sorunlar engel değil
Hayır olmaz, zira Amerika bir politika koleksiyonundan fazla bir şeydir. Biz ahlaki ideallerin ülkesiyiz, en azından vaktiyle öyleydik. Geçmişte hükümetimiz bu idealleri yüceltmek bakımından bazen nahoş işler de yaptı. Fakat liderlerimiz ulusumuzun savunduğu her şeye daha önce hiç bu kadar doğrudan ihanet etmişti. “Bu hükümet insanlara işkence etmez” diyordu eski Başkan Bush, fakat işkence etti ve cümle âlem bunu biliyor.
Ve ahlak pusulamızı, sadece dünyadaki konumumuz adına değil, bizzat kendi vicdanımız adına geri kazanabilmemizin yegâne yolu, bunun nasıl olduğunu araştırmak ve gerekirse sorumlu olanları yargılamak.
Peki ya Bush yönetiminin ihlallerini soruşturmanın bugünün krizleriyle başa çıkma çabalarına sekte vuracağı argümanına ne demeli? Argüman doğru olsa da (gerçeğin ve adaletin bedeli yüksek olsa da), bu ödememiz gereken bir bedel: Yasalar sadece uygun zamanda uygulansınlar diye konmaz. Peki ülkenin hesap sormakla yüksek bir bedel ödeyeceğine inanmak için gerçek bir sebep var mı?
Sözgelimi, Bush döneminin suçlarını soruşturmak başka yerlere hasredilmesi gereken zamanı ve enerjiyi gerçekten heba eder mi? Somut konuşalım: Kimin enerjisinden ve zamanından söz ediyoruz? Hazine Bakanı Tim Geithner ekonomiyi kurtarma çabalarından geri kalacak falan değil. Bütçe direktörü Peter Orszag sağlık hizmetlerini yenileme çabalarını bir kenara bırakacak değil. Enerji bakanı Steven Chu iklim değişikliğini sınırlama çabalarından imtina edecek değil. Başkanın bile meseleye karışması gerekmiyor ve zaten karışmamalı da. Bütün yapması gereken Adalet Bakanlığı’nın işini yapmasına izin vermek (ki normalde ondan beklenen de bu) ve Kongre’deki soruşturmaların önüne çıkmamak. Sizi bilmem, ama bence Amerika, bir yandan başka işlerle uğraşırken, gerçeği açığa çıkarmaya ve hukuku uygulamaya muktedirdir.
Bush yıllarının ihlallerini deşmenin başkanın politikalarını uygulamak için ihtiyaç duyduğu siyasi konsensüsün altını oyacağını savunuyor da olabilirsiniz (birçokları savunuyor).
Peki hangi siyasi konsensüs?
Ne yazık ki siyaset sahnesinde işkencecilerin tarafını tutan hatırı sayılır miktarda insan var hâlâ. Fakat bunlarla, Obama’nın ekonomik krizle başa çıkma çabasına taş koymak için elinden geleni yapanlar aynı insanlar ve sağlık ve iklim değişikliğine dair gayret sergilediğinde de aynı oranda amansız bir muhalefet sergileyecekler. Başkan onların iyi niyetini kaybedemez, fakat hiç iyi niyetli olmadılar ki.
Medya da gerçekle ilgilenmedi
Washington’da işkencecilerle ittifak yapmayan, fakat Bush yıllarında olan bitenleri karıştırmayı çok da istemeyen bir kesim var. Muhtemelen bazıları çirkin bir manzara ortaya çıksın istemiyor; benim tahminim, çatışmadan uzak durmayı tercih eden başkanın bu gruba dahil olduğu yönünde. Fakat çirkinlik zaten ortada duruyor ve yokmuş gibi yapmak onu ortadan kaldırmayacak. Bence Bush yıllarını, göz yumdukları hatırlanmasın diye deşmemeyi isteyenler de eksik değil. Bush yönetimi yetkililerinin işkenceyi bir politika olarak kurumsallaştırdığı, ülkeyi yanlış yönlendirerek savaşa soktuğu ve savaşı meşrulaştıracak ‘itiraflar’ elde etme çabasıyla insanlara işkence ettiği ayan beyan ortada. Ve savaşa giden süreçte siyaset ve medya kurumlarının büyük bölümü
gözlerini gerçeklerden kaçırdılar.
Hukuk ülkesi olmanın gereği
Olan bitenler karşısında sesini yükseltmesi gereken, lâkin yükseltmeyen bazı insanlar bugün bütün o dönemi (elbette ülkenin selameti için) unutmamamız gerektiğini söylerken karamsarlığa kapılmamak zor.
Üzgünüm, ama ülkenin selameti adına yapmamız gereken hem işkenceyi hem de savaşa yol açan süreci soruştur-mak. Bu soruşturmaları gerektiği yerde davalar takip etmelidir - bunun nedeni kindarlık değil, bir hukuk ülkesi olmamızdır. Geleceğimiz adına bunu yapmamız gerek. Zira bu geçmişe değil, geleceğe bakmakla; Amerika’nın ruhunu geri kazanmakla ilgili bir mesele. (2008 Nobel Ekonomi Ödülü sahibi, 24 Nisan 2009)