Yazılarını beğenmeyen gazete sorumlusu Nezih Tavlaş’ın iş akdini feshettiren Nesrin Baytok böylece CHP’nin “en etkin ismi” olduğunu da kanıtladı.
Halk gazetesinin Deniz Baykal için açılan ama sekreteri Baytok tarafından doldurulan başyazı köşesi bazen Güzin Abla’yı aratmayacak ifadeler ve ortaokul kompozisyon ödevlerini anımsatan cümlelerle bezenmiş. Baytok kimi zaman AKP’lilerin doktorculuk oynadıklarını yazıyor kimi zaman ya CHP olmasaydı sorusuyla insanların yüreğini ağzına getiriyor…
İşte Türk medyasının yeni yıldızı Nesrin Baytok’tan inciler…
Açlık sınırına her geçen gün yeni insanlar ekleniyor. Peki nasıl oluyor da işler iyiye gidiyor?
Kedi buysa ciğer nerede?
sayı 36
İşleri güçleri eğitimle uğraşmak. Eğitim, eğitim, eğitim. Peki nasıl eğitim? Aydınlığın eğitimi mi? Hayır, karanlığın eğitimi. Kutsal kitabımız bahane. Aydınlığa da, karanlığa da giderken aynı yöntemleri kullanırsınız. Aynı yollardan yürürsünüz.
Bir farkla; başlangıçta belirlediğiniz yön sizi ya aydınlığa götürür, ya karanlığa. Ondan sonra yolunuz aynıdır. Yöntemleriniz aynıdır. Araç gereçleriniz aynıdır. Çünkü karanlıkla aydınlık, birbirine bitişiktir. Sabaha karşı karanlığın en yoğun olduğu noktadaki ayrılık gibi. Bir an sonra aydınlık vardır. Gün ağarır, güneş doğar.
sayı 37
Bugün iktidar olan yarın muhalefet olur, bugün muhalefetteki parti iktidar olur. O partiler de bu sorunu karşılarında bulur. Bunu kesinlikle unutmamak lazım.
sayı 41
Demokrasi nedir, ne değildir?
Terör örgütü başı hapishaneden talimat verebilir mi, veremez mi? Verirse bu demokrasi midir, değil midir?
Yasaları uygulasınlar mı, uygulamasınlar mı?
Yeni yasa gerekiyor mu, gerekmiyor mu?
Emniyet güçleri yakalıyor, sonra birileri serbest mi bırakıyor?
Kürt sorunu var mı, yok mu? Olay nedir, ne değildir?
Muhalefet neye kızıyor, terör örgütünün yaptıklarına mı, Hükümete mi? Hükümete kızıyorsa muhalefet neden Hükümete kızıyor?
Halk neden Hükümete kızıyor?
Başbakanın kafası karışık. Türkiye’yi yönetemiyor.
sayı 43
Kader nedir? Bizim tercihlerimizle şekillenen, hayatın içinde karşılaştığımız durumlara verdiğimiz ad, herhalde. Mistik bir şekilde değerlendirip, "ne yapsak değiştiremeyeceğimiz, bizi bekleyen olaylar dizisi" şeklinde bir anlam yüklemiyorsak eğer; kader, bizlerin tercihleri sonucu ortaya çıkar.
sayı 44
Yararlı tartışmalardan geçiyoruz. Türkiye olarak, CHP olarak. Yararlı çünkü bu güne kadar hep benzerlerin tartışması söz konusuydu. Benzer olmayanlar da dışlanıyordu. 2002 yılında birbirinin alternatifi iki siyaset Parlamento'ya girince, aradaki gri tonları yaratan partiler, yani suret-i Hak’tan görünüp, hem öyle hem böyle olmaya yatkın partiler aradan çekildi..
sayı 45
Artık gözler açıldı, vatandaşın böyle numaralara karnı tok. Herkesi bir kez kandırırsın, bazılarını her zaman kandırırsın ama herkesi her zaman kandıramazsın.
sayı 48
Yalan bazen sıradan yaşamın içinde önemli görülmeyebiliyor. Doğru bir tavır olmasa da, hoşgörü ile karşılanabiliyor. Aslında büyüğü küçüğü diye bakmadan yalanı hayatımızdan
çıkarmamız gerekir. Dürüstlüğe, sözüne güvenilirliğe önem vermek gerekir. Tarih boyunca bütün toplumlar ve dinler yalanı günah saymış, ahlaksız bulmuştur.
Bugün de aynı şekilde anne babalar çocuklarını yetiştirirken, “Aman çocuğum sakın yalan
söyleme” diye yetiştirir. Hele hele devlet büyüklerinin yalana başvurması son derece
vahim sonuçlar doğurabilecek bir olaydır.
sayı 53
CHP “Zeytin sorunu var” dedi zeytinciye koştu.
“Fındık sorunu var” dedi fındıkçıya koştu.
Hakkari’de deprem var, Başbakan Endonezyalılarla meşgul, bari biz koşalım” dedi Hakkari’ye koştu. Yardım gönderdi. “Kuş gribi sorunu var” dedi, hemen ilk olayda durumu
tespit edip önerilerini söyledi.
sayı 55
Partiler iktidar olurken bir bilinmezlik içinde iktidar olurlar. Parti yöneticileri halkın duymak istediklerini söyleyerek daha kolay iktidar olabileceklerini düşünür ve bol keseden vaatte bulunurlar. Umut vardır, iyi niyetli bekleyiş vardır, dilekler vardır.
AKP Pandoranın Kutusu, CHP Hazine Sandığı.
İyi ki CHP var.
sayı 57
CHP yeni binasına tazelenmiş olarak ve yeni bir enerji
ile taşındı. Her şey yerli yerine oturuyor. Yakında CHP
iktidara da oturacak.
sayı 60
CHP'nin yeni Genel Merkezi herkesin ilgisini çekmeye devam ediyor.
En son Başbakan da ziyaret etti. Geniş bir AKP heyetiyle birlikte geldi.
Binaya gelen herkes, artık CHP'nin bundan sonra iktidara gideceğini konuşuyor. Yeni Genel Merkez bu yanıyla da insanlara, "CHP Türkiye'yi yönetmeye hazır" dedirtiyor
halk 61
Şiddet, nefreti doğurmanın ötesinde bir işe yaramıyor. İnsanlar en fazla ölüyorlar. Zaten canlı
bomba olmayı göze almış birilerine ölüm tehdidi ne işe yarayacak. Ölümü göze almış bir insandan daha güçlü silah yok. 11 Eylülde ABD'deki Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırılarda bunu gördük.
sayı 62
CHP söz konusu olduğunda "Gurur duyuyoruz çünkü…" diye başlayan pek çok cümle kurmak mümkün. Bunun ardından da zaten "İyi ki CHP var" cümlesi gelecektir.
Düşündürmek amacıyla bir soru da şöyle gelebilir:
"Ya CHP olmasaydı?
sayı 64
Sanki evcilik oynar gibi Başbakancılık, Hükümetcilik, Avrupa Birliğicilik falan oynanıyor. Her şey bir oyun, herkes de oyuncu gibi. Ciddiyetsiz bir manzara. Oysa tiyatroda değiliz. Bu yaşananlar evcilik oyununun içindeki doktorculuk oynamak gibi değil.
sayı 65
“Avrupa Birliği” diye yola çıktık. Uzun, ince bir yoldu. O uzun, ince yolun sonunda bugün Avrupa ince yolu ortada kaldırmanın taşlarını döşüyor. Hatta döşedi.
sayı 66
Bir an için, bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu haliyle parlamentoda bulunmadığını düşünün; neler neler olurdu. Her an nöbette bir Ana-muhalefet partisi olarak CHP, Türkiye’nin bütün konularını yakından izliyor. Kuş uçurtmuyor.
Kaynak: www.haberciler.com
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...