Dört gündür Habervitrini’ni takip edemeyen sevgili ziyaretçilerim için yaşadığımız tiraji-komik olayı kısaca özetlemek istiyorum:
2004 yılında Tercüman Gazetesi, bir profesör eşinin “dayak yediği” iddiasıyla boşanma davası açtığı haberini verdi. Aynı gün bu haber Habervitrini tarafından kaynak gösterilerek kullanıldı ve yine aynı gün arşive indirildi.
Bu olaydan tam 2.5 yıl sonra, olayın tarafı olan profesör arşivimizdeki bu haber için sanki yayındaymış gibi mahkemeden habere tedbir kararı getirilmesini istedi.
Haberi yazan Tercüman Gazetesi ile alakalı herhangi bir başvuruda bulunmayan Profesör, Habervitrini için tedbir istedi. İşin ilginç yanı; yayında olmayan bu haber hakkında mahkeme “yayınının durdurulması” için tedbir kararı aldı. Oysa adı geçen haber zaten yayında değil.Bununla da yetinilmedi sitenin yayınının durdurulması için karar alındı.
Alınan bu karar Habervitrini’ne hiçbir şekilde tebliğ edilmedi.
Mahkemenin aldığı bu karar, 25 Ekim 2006’da Türk Telekom idaresine ulaşıyor.
Türk Telekom, mahkeme kararını yine bize bir tebliğde bulunmadan karardan 21 gün sonra uygulamaya koydu.
Bizler de tıpkı sizin gibi 16 Kasım 2006 günü ekrandan, “Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir” şeklinde aşağılayıcı, küçük düşürücü bir yazı ile karşılaştık.
Kendi imkanlarımızla olayı öğrendiğimizde de skandalın bir başka boyutu ortaya çıktı.
Tedbir kararı aldırtan Profesör, dava açmaktan vazgeçmiş. Yani tedbir kararının alındığı 25 Ekim’den sonra geçen 10 gün süre olan 5 Kasım tarihine kadar Habervitrini’ne bir dava açılmamış. Sonraki günler içinde açılmış bir dava yok. Yasalarımıza göre tedbir kararının başlangıcı itibariyle 10 gün içerisinde dava açılmazsa, verilen tedbir kararı geçerliliğini yitiriyor. Bu durumda 5 Kasım itibariyle Habervitrini için verilen tedbir kararı otomatik olarak düşmüş oluyor.
Yasanın bu açık hükmüne rağmen Türk Telekom, olmayan bir davanın geçerliliğini yitirmiş tedbir kararını ta 16 Kasım’da işleme koydu.
Yasayı ve yapılan işin yaşadışı olduğunu anlattığımız Türk Telekom yöneticilerinden tek bir cevap aldık : Yapacağımız bir şey yok.
Sonuçta 100 bine yakın okuyucusu olan Habervitrini “yassak hemşerim” anlayışına kurban gitti.
Araya hafta sonu da girince yasal haklılığımızı ancak bugün tescil ettirebildik. Ve uygulanan sansürü mahkeme kararıyla iptal ettirdik.
Evet, sonuçta yüce Türk Adaleti Habervitrini lehine karar verdi.Habervitrini’ne haksız olarak uygulanan olmayan tedbir kararı mahkemece kaldırıldı.
Artık kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Yapılan bu haksızlığın bedelini çok ağır ödetme kararlılığındayız.
Bu ayıbın peşini bırakmaya hiç niyetimiz yok. Yüz bine yakın okuyucusu olan bir medya kuruluşunu, 2.5 yıl önce yayınlanmış bir haberden dolayı temelli kapatmanın bedelini bu işin sorumluları en ağır şekilde ödeyecektir.
İnternetin bir özgürlük alanı olduğunu hala kavrayamayan örümcek kafalıları, teker teker hakim karşısına çıkaracağız.
İnternet adına, basın özgürlüğü adına ve Milletimiz adına bu mücadeleyi vereceğiz.
En azından dört gün boyunca Habervitrini’ni takip etme zevkinden mahrum kalan onbinler için bu işin takipçisi olacağız.
Artık bu davaya baş koyduk.
Hem en ağır ceza hem de yüklü tazminat davaları açıyoruz.
Ne bankamız, ne petrol şirketimiz var.
Kimseden korkumuz, kimseden çekincemiz yok.
Habervitrini gücünü önce Yüce Allah’tan sonra bu büyük okuyucusundan alır.
Bu güç, perde arkasına saklanan örümcek kafalı sansürcülerin korkulu rüyası olacaktır.
Şimdiden terinizi silmeye başlayın.
Çünkü hakim karşısına çıkıyorsunuz.
Yaşasın İnternet, yaşasın özgürlük.
Metin Özer
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |