Gazeteciler konuyla ilgili şunları söyledi:
* Ergun Babahan (Sabah): 28 Şubat'taki andıçlamadan farklı olarak karargah rapora sahip çıkmıyor. Bu tip raporların sorumluları ceza alırsa kimse bir daha bu işlere kalkışmaz.
* Soli Özel (Sabah): Evet, askeri müdahale istemiyorum. Anayasaya göre doğru bir şey yapıyorum.
* Ufuk Güldemir (Habertürk): Bir yaramazlık yapmış deneyimsiz subay dostlarımız. Bunlarla uğraşacak vaktim yok!
* Serdar Turgut (Akşam): Gayet normal buluyorum. Değerlendirmelere katılıyorum.
* Mustafa Karaalioğlu (Yenişafak): Rapor bizimde içinde bulunduğumuz yayın organlarını tümden yok sayıyor. Genelkurmay'ın imajını sarsan bir çalışma olmuş.
* Hasan Celal Güzel (Radikal): Kimse benden daha fazla milliyetci, vatansever olduğunu söyleyemez. O raporu tutan halt etmiş.
* Nuray Mert (Radikal): Bu konuda görüş vermek istemiyorum.
* Emin Çölaşan (Hürriyet): "Andıçtan haberim yok. Herkes istediğini yazabilir."
Mehmet Altan: Bu olay, büyük bir skandaldır
Bunu bir rezalet ve skandal olarak değerlendiriyorum. Beni burada en ferahlatan şey her şeye rağmen TSK ya da onun içindeki bir grubun bu anlayışını deşifre eden ve bunun bir rezalet olduğunu düşünen insanların varlığı. Kendisini saygı dağıtan kurum addedip oraya kabul etmediklerinin toplumdaki saygınlığını eritmeye yönelik abartılı konuma kendilerini koyuyor. Sanki alınmamakla saygınlığımız azalacak gibi.
Nazlı Ilıcak: 28 Şubat sürecini andırıyor
Asker karşıtı olarak nitelendirilmeyi değil, askerin siyasete müdahalesine karşı deniyorsa kabul ediyorum. Askerin sivil otoritenin altında faaliyet göstermesinin, demokrasinin bir gereği olduğunu düşünüyorum. 28 Şubat sürecindeki antidemokratik uygulamalar devam ediyor. Bunu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde daha rahat göreceğiz. Erdoğan'ın seçilip seçilmemesi sürecin devam edip etmediğinin göstergesi olacak.
Oral Çalışlar: Hukuk dışı bir uygulama
Bunun hukuk dışı bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Bir hukuk devletinde böyle bir şey olamaz. Hakkımda yapılan değerlendirmeyi de hukuk dışı buluyorum. Gazeteci arkadaşlarla bunu konuşacağız. Aynı zamanda Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyesiyim. Cemiyette de bir değerlendirme yapacağız. 28 Şubat sürecindeki andıça benzer olup olmaması önemli değil. Demokrasi adına üzüntü verci bir olay.
Hasan Celal Güzel: Hazırlayanlar yargılanmalı
Yapılan dosyalama çok yanlış. 28 Şubat sürecindeki andıç vakasından farklıdır. O dönemde iftira atılması vardı. Şimdiki sınıflama ise sübjektif yaklaşımla gazetecileri ayırma şeklindedir. Bu tutumuyla Genelkurmay Başkanlığı içindeki birim suç işlemiştir. Fişlemeyi gazeteciler seviyesinde yapmıştır. Benim TSK karşıtı gösterilmem saçma. Bu listeyi tutanlar darbe yanlısı mıdır? Yapılacak şey, yasal işlem yapılmasıdır.
Oktay Ekşi: Akreditasyon yılların yanlışı
Genelkurmay Başkanlığı'nın yanlış uygulamadan dönmediğini kaydeden Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, "Genelkurmay veya başka kurumun hangi basın kurumuna akreditasyon kapısını açacağı, hangisine kapatacağı gibi bir kararı, o basın kurumunun içeriğini puanlayarak vermesi yanlıştır, keyfiliğe kapı açmaktır. " dedi. Gazeteciler Cemiyeti ile Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti de uygulamaya tepki gösterdi.
Ömer Lütfi Mete: Fişleme, darbeci asker mantığı
Ömer Lütfi Mete olarak, Metehan'ın, Bilge Kağan'ın, Fatih'in, Yavuz'un ve Mustafa Kemal'in ordusuna gönülden bağlıyım; ama NATO ordusuyla aram iyi değildir. Bu tasnifi yapan öyle görünüyor ki benim saydığım zincirdeki asker değildir. NATO askeridir. Ben de onları 3 bin yıllık Türk ordusunun karşıtı olarak görüyorum. Bu değerlendirmenin darbeci asker mantığı olduğunu düşünüyorum.
Cengiz Çandar: Batı'da böyle bir ayrımcılık yok
Geçmişte bize yapılanlar iftira üzerinden psikolojik savaştı. Yalan üzerinden bizi yıldırmaya çalışıyorlardı. Burada ise bir ayrım var. Genelkurmay'ın bu konuda bir ölçü koyması hoşa gitmeyebilir. Çünkü gazetecilikle ilgili bir kurum değil. Mesela ABD'de gazetecilere Pentagon'a çağrılıp çağrılmama konusunda bir ölçüt var mı, yok mu ona bakmak lazım. Böyle bir uygulama Türkiye'ye özgü bir uygulama mı yoksa?
Cüneyt Ülsever: Demokrasi anlayışına ters
Türk Silahlı Kuvvetleri, kullanılan ibareler çerçevesinde 'siyasete ordunun karışmasına memnun olmuyorlar' şeklinde bir çalışma yapmışsa bir rahatsızlık hissetmem. Ancak buradan bir yaptırım ortaya çıkıyorsa, yani 'bu adamlar madem bizi sevmiyor ,biz de onların akredite olmalarını engelleyelim' diye bir uygulaması söz konusu ise bu benim gibi düşünenlerin demokrasi anlayışına kesinlikle uymaz.
Mehmet Ağar (DYP): Eski sıkıntılar olmaz
Ülkesini seven hiç kimse TSK karşıtı olamaz. Bu coğrafya her zaman güçlü bir ordu ile savunulmuştur. Türkiye bunu demokrasi ile güçlendirerek yoluna devam edecektir. Geçmiş dönemdeki sıkıntılar bir daha yaşanmayacaktır.
İrfan Gündüz (AKP): Akreditasyona karşıyız
Adalet ve Kalkınma Partisi olarak toplumsal akreditasyona, sermaye akreditasyonuna ve basındaki akreditasyona katılmıyoruz. Bizim görevimiz her ferdin enerjisini artırarak toplumsal kalkınmayı hızlandırmaktır.
Mustafa Özyürek (CHP): Doğru bulmuyorum
Hiçbir gazete veya gazeteci TSK'ya 'karşı-taraftar' gibi gösterilemez. Değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Bu olay müsvedde olarak ele alınmışsa mesele yok. Dışa dönük fiilî sonuç veriyorsa, bunun üzerinde durmak lazım.
Sabah-Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|