Baykal'a Ergenekon Tepkisi Hukuçular Kızgın

Metin Artslan'ın haberi...

AK Parti'ye açılan kapatma davasına ilişkin eleştirilere, "Yargıçları rahat bırakın. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Bırak, şeriat işlesin, parmağın acısın." sözleriyle karşı çıkan CHP lideri Deniz Baykal, Ergenekon konusunda tam tersi bir tavır sergiliyor. Baykal, eleştiri dozajını her geçen gün artırıyor. Önce Ergenekon sanıklarını grup toplantısında alkışlattı. Ardından yargının başlattığı süreci 'hukuk davası' olarak görmediğini açıkladı. Bir süre sonra gözaltına alınan isimlerin 'çok saygıdeğer kişiler' olduğunu ileri sürdü. Önceki gün NTV'de ise ağır suçlamalarda bulundu: "Bunlar deli saçması, Aziz Nesin'lik hikaye. Abuk sabuk işler. Geri zekalıların bile inanmayacağı şeyler, masal bunlar." Benzer bir yaklaşım CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek'ten geldi. Özyürek yine NTV'de spikerin, 'Operasyon şu anda halihazırda görevde olan komutanlara sıçrayabilir mi?' şeklindeki sorusuna, 'İsmet İnönü'nün dediği gibi eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz.' karşılığını verdi. AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili değerlendirmelere 'mahkemeye müdahale edildiği' gerekçesiyle sert tepki gösteren Yargıtay, Danıştay ve hukuk örgütleri bu duruma sessiz kalırken, hukukçular kızgın. Eski cumhuriyet savcısı Gültekin Avcı, Gladyo tipi yapılanmaların efsane değil gerçek olduğunu belirtirken, "İtalya'da yapının içinde generaller vardı, askerî istihbarat vardı. Cumhurbaşkanına kadar uzandı." dedi. Avcı, şöyle devam etti: "Tüm bu gerçeklere rağmen Baykal, adli mekanizma üzerinde baskı oluşturup, hedef saptırıyor. Savcılar ilk defa derin yapılanmada doğru hedefe kilitlendi. Ergenekon savcılarının akıbetinin Şemdinli gibi olacağını söyleyip soruşturmayı engellemek isteyenler var. Baykal'ın sözleri tamamen hilaf-ı hakikat. Kenan Evren'in bile kabul ettiği derin yapılanmayı savunuyor. Lüksemburg başbakanı 1990 yılında, 'Avrupa'daki kontrgerillalar tasfiye edildi, yalnız Türkiye'deki tasfive edilmedi' dedi. Baykal'ı ciddiyete davet etmek lazım."

Başsavcılık ve ağır ceza mahkemesi yargıdan sayılmıyor mu?

Eski Yargıtay savcısı Ahmet Gündel, Baykal'ın açıklamalarını 'vahim' olarak niteledi. Savcıları göreve çağıran Gündel, "Baykal garip bir telaş içerisinde. Hukuku da, mantığı da bir tarafa bırakmış gibi. Soruşturmayı bağımsız yargının mensupları yürütüyor. HSYK'nın denetim ve gözetimi altındalar. Yanlış ve kasıtlı hareket etmek gibi bir lükse sahip değiller." hatırlatmasında bulundu. Soruşturmanın gizlilik kararı ile yürütüldüğünü kaydederken dosyadaki delilleri bilmeden gözaltına alınanların suçsuz olduğunu söylemenin mümkün olmadığına işaret etti. Eski savcı, benzeri soruşturmaların Avrupa ülkelerinde de birkaç yıl aldığını dile getirirken şunları vurguladı: "Soruşturma hayati öneme sahip. Her şüpheli, neyle suçlandığını çok iyi biliyor. CHP'nin soruşturmayı yürütenleri hedef alması anlaşılır gibi değil. Baykal, her konuşmasında TCK'nın 288. maddesindeki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu işlemektedir. Anayasa Mahkemesi'ne yapılan eleştirilere bildiriyle karşılık veren Yargıtay ve Danıştay'ın temsilcilerinin Baykal'ın bu açıklamalarına sessiz kalmaları düşündürücüdür. Yoksa İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nı ve ağır ceza mahkemelerini yargı merciinden saymıyorlar mı?"

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şentop ise 'zor bir operasyon yürütüldüğünün' altını çizdi. 'Şemdinli savcısının başına gelenlerden sonra bir savcının cesaret edemeyeceği bir operasyon' ifadesini kullanan Şentop, şöyle konuştu: "İddianame hazırlanmadan konuşulması doğru değil. Uzun sürmesi normal. Çünkü operasyonun çerçevesi, bağlantıları oldukça geniş. İddianameyi sabırla beklemek lazım. Anamuhalefet partisi, soğukkanlılıkla değerlendirme yapmalı. Sonunda bir şey çıkmazsa herkes söyleyeceğini söyleyebilir. Cumhuriyet tarihinin en önemli, en çaplı soruşturması, Türkiye'deki bazı olayların çözülmesine katkısı olacaktır. Olumlu eleştiri getirmek lazım."