Aslında her sene aynı terane. Altın Kelebek Ödül Töreni son yıllarda kendinden hep bir organizasyon yetersizliğiyle bahsedilirdi. Ama dün gece yapılan rezaleti ben bu kadar tahmin edemedim.
Bizim en büyük hatamız sürekli düzenlediğimiz törenleri, Hollywood çerçevesinde değerlendirmemiz. Yani nedir bu, 'Türkiye Oscarları verilecek' özentiliği?
Ayriyeten biz henüz o seviyeye, o prestije geldik mi bilemiyorum. Kırmızı Halı merasiminden başlayalım. Ya da şuna düğün öncesi takı merasimi mi desek? Cengiz Semercioğlu'nun yanındaki sunucu Sibel Arya'nın da son anlara doğru biraz bocalaması çok sorun değil. Ama Onur Baştürk'ün Jessica Alba ile konuşacağım diye birçok ünlüyü bir an önce göndermeye çabalaması ayıp bir şey.
Neyse, geçiyoruz Zorlu Center'daki görkemli(!) törene. Aslında herkesin töreni izleme nedeni de Jessica Alba faktörü. Biz sunuculara odaklanıyoruz. Mete Horozoğlu ve Nefise Karatay...
Nefise Karatay gayet usturuplu sunarken, Mete Horozoğlu'nun Zeki Alasya'ya dönüp, "En İyi Küçük Oyuncu Ödülü'nü şaka da olsa vermeye kalkışması ilk tepkiyi aldı. Horozoğlu'nun gecenin ilerleyen saatlerinde yaptığı sulu espriler de törenin bu seneki öne çıkan rezaletiydi.
Bir başka rezalet ise evlere servis altın kelebekler. Ödülünü almaya gelemeyen faslı bizde klasiktir. Ama elindeki altın kelebekle çekilen videolarla törendeki konuklara ve seyircilere seslenerek teşekkürleri sunmakta yeni bir gelenek sanırım. Müjdat Gezen bile tatilini yarıda bırakıp sadece ödül vermek için gelmişti.
Tüm bu rezaletler devam ederken geceye damgasını vuran isimlerde oldu. Ama bir terbiyesizliği daha söylemeden geçemeyeceğim. Okan Bayülgen'in konuşması ve giydiği motorcu kıyafeti her şeyi anlatıyor aslında. Ödülün adını Okan Bayülgen Sunucu Ödülü yapın deyip, ödül alan herkesi amatör olarak görmesi resmen bir saygısızlık!
Ama yine de geceye damgasını vuran benim gözümde iki isim vardı: İrfan Değirmenci ve Selçuk Yöntem. Her bir ödül alan ödülünü ailesine, kardeşine itaaf ederken bu iki isim çok farklı bir konuşma yaptı. Selçuk Yöntem, ödülünü alırken Soma'yı da unutmadı. (Bu arada DUMAN grubu da Gezi'yi unutmadı) Ama geceye asıl damgasını vuran İrfan Değirmenci ve özel hazırladığı konuşmasıydı.
Değirmenci: "Bu benim ikinci Altın Kelebeğim. 2011'de yılın en iyi 'anchorman'i anons edilirken kalbim duracaktı. Ben daha heyecanımı yenemeden Uğur Dündar aldı ödülü. 2012'de bu kez sıra bendedir diye beklerken sahneye ustam Mehmet Ali Birand çıktı. Bu onun son ödülüydü. Mekanı cennet olsun. 2013'te bu kez ödül benimdi ancak biliyorsunuz o uzun Haziran'da bu tören yapılamamıştı. Ve ben ilk kelebeğimi sessiz sedasız almıştım Eylül ayında. Tören yapılamadı çünkü dışarıda sokakta, parklarda, kelebekler her zamankinden daha özgürdüler, daha renkliydiler, daha duyarlıydılar. Ve maalesef o kelebekler her zamankinden daha kırılgandılar.
Ve bu yıl. Aslında Mayıs'ta yapılacaktı bu tören ancak yürekler kömür ateşi gibi yanarken, Soma'nın alevi yüzleri kavururken biz de Haziran'a savrulduk. Ben bu kelebeği, ateşe uçan pervanelere, alın terini, emeği ve helal lokmayı yemeği bilen tüm güzel canlara armağan etmek istiyorum" dedi.
Oğuzhan Koç ve Tolga Çevik'in aynı dozdaki esprileri, Sinan Akçıl ve Ebru Şallı arasındaki heyecanlı duygular, Mete Horozoğlu'nun dostlar bizi şovmenlikte görsün soytarılıkları, (hatta törenin sonuna 'sonumuza geldik' diyerek gaf yapması da cabası) derken yine berbat bir organizasyonla, bu sefer farklı olarak Jessica Alba'nın da katılımıyla bir Altın Kelebek daha sona erdi. Jüri yerine Hürriyet okurlarıyla belirlenen Altın Kelebek ödüllerinde bakalım daha neler göreceğiz?
radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...