YALÇIN DOĞAN/ AKP'NİN AİLE FOTOĞRAFI
FOTOĞRAF beş kareden oluşuyor.
Birinci karede, türbanlılar var.
İkinci karede, harem ve selamlık vaziyeti var, kadınlar hep ayrı, erkekler hep ayrı, ister yatta, ister lokantada, ister havada, ister karada.
Üçüncü karede, pompalı tüfek satışları var.
Dördüncü karede, Yimpaş'lı Dursun Uyar ile dört bakanın katıldığı cenaze töreni var.
Beşinci karede, üniversite gençliğinin yüzde 63'ünün cuma namazına gittiğine ilişkin anket sonuçları var.
Beş kareli fotoğraf, AKP'nin Aile Fotoğrafı.
Türkiye'nin sosyolojik yapısının değişim fotoğrafı. Türkiye'nin kabuğunun çatlamasının fotoğrafı.
O fotoğrafta hukuk ve adaletin nerede durduğu var. O fotoğrafta gençliğe nasıl bir aşı yapıldığı var. O fotoğrafta, yapılan onca resmi açıklamaya rağmen, şiddete karşı gereken önlemlerin alınmayışı var.
ŞİDDET TOPLUMU
Türkiye bir şiddet toplumu. Şiddetin son halkası bayramda yaşanıyor.
Bir yanda, üç günde yedi kişiyi öldüren iki psikopat, diğer yanda töre cinayetleriyle kan gölüne dönen illerimiz.
Kaç yıldır yazılıp çiziliyor, pompalı tüfek satışlarının denetlenmesi gerek. Doğru, denetim geliyor, pompalı tüfek satışları yüzde 60 artıyor.
Büyük kentlerde normal trafik denetimi sırasında, Mercedes'lerin, BMW'lerin içinde silah bulunuyor.
Kitap fuarlarında silah satışı yapıldığı belirleniyor.
Çağdaş yasalar yapıyoruz, derken, kantarın topzu kaçıyor, suçluların yakasına yapışmak mesele haline geliyor. Suçlular aramızda elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
DÖNEMİN SİMGESİ
Hak, hukuk, adalet deyince, beyinlerimize çakılan o dördüncü kare geliyor.
Kara para aklamak ve dolandırıcılık suçlarından aranan Yimpaş'ın patronu Dursun Uyar'ın cenaze töreninde dört bakanla birlikte çekilen fotoğrafı. Bu dönemin simgesel fotoğrafı.
Bizdeki hukuk devleti ve adalet anlayışına, insanı isyan ettiren fotoğraf. Buna, Yozgat Valisi ile Yozgat Emniyet Müdürü'nün bayramda Dursun Uyar'ı güler yüzle karşılamaları ekleniyor. Bu tavır, bu anlayışa tuz, biber ekiyor.
Muhalefet partilerinin yerinde olsam, seçimlerde bu iki fotoğrafı yan yana koyarım, halka başka bir şey anlatmaya gerek yok.
İşte, dolandırıcılıktan aranan biri, işte dört bakan, işte vali, işte emniyet müdürü.
Bu dönemin simgesel fotoğrafı.
EN VAHİMİ
Bunlar arasında yine de, en vahimi, eğer o anket sonuçları doğru ise, üniversite gençliği ile cuma namazları arasındaki bağlantı.
Eğer o anket doğru ise, gençlerin yüzde 63'ünün cuma namazına gitmekte oluşu, Türkiye'deki sosyolojik ve siyasal değişimin inanılmaz bir göstergesi. Bu dönemde atılan tohumların nasıl tuttuğunun vahim bir sonucu.
Üniversitede bir genç normal olarak ne yapar? Ders çalışır, müzikle ilgilenir, sporla uğraşır, zamanını kız ya da erkek arkadaşlarıyla paylaşır, sinemaya, tiyatroya gider, ders kitapları dışında kitaplarla haşır neşir olur, ülke ve dünya siyasetini her yönden kendi arasında tartışır. Yıllar ve yıllardır bu böyle.
Cuma namazı belki de hiç akla bile gelmeyen alışkanlıklardan biri. Bundan üç, beş yıl öncesine kadar, bırakın böyle bir sonucu, anketlerde böyle bir konunun geçmesi bile söz konusu değil.
AKP'yi herhalde en fazla sevindiren anket sonuçlarından biri bu olsa gerek.
Eğer o yüzde 63 doğru ise, Türkiye'nin geleceği karanlık. Cuma namazları, cuma namazı olarak kalmıyor. Türkiye bir başka yere kayıyor. O yer, içinde doğup büyüdüğümüz, değerlerini taşıdığımız çağdaş hayat tarzı değil.
MUHALEFETE GÖREV
Hepsi bir araya geliyor. Türban dayatması ile harem ve selamlıktan oluşan yaşama biçimi, diğer karelerle bütünleşiyor.
Hepsi bir araya geliyor, beş karede AKP'nin Aile Fotoğrafı ortaya çıkıyor.
AKP kendi aile fotoğrafını Türkiye'nin fotoğrafına dönüştürmek çabasında.
Şu anda, o aile fotoğrafının Türkiye'ye damgasını vurduğu ortada. Ama, o fotoğrafın Türkiye fotoğrafına dönüşmesini engellemek için görev siyasal partilere, sivil toplum örgütlerine ve medyaya düşüyor.
Muhalefet partileri AKP'nin yanlışlarını bekleyerek politika çiziyor. Yani, pasif muhalefet. Oysa, Türkiye'deki bu dönüşümü nasıl engelleyecekler, o projeleri hazırlamak gerek.
Aile fotoğrafındaki kareleri unutmadan, o fotoğrafı seçimde indirmek gerek.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |