CHP'de Parti Meclisi, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında genel merkezde toplandı. Parti sözcüsü Deniz Yücel, toplantının ardından basın toplantısı düzenledi. Yücel, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan, 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline' karşı çıktıklarını belirterek, "Yapay zekanın konuşulduğu günümüzde, çocuklarımız daha çok araştırmaya, soru sormaya teşvik edilmesi gerekiyor. AKP’nin uygulamaya koyduğu bu yeni sistem, özgür düşünceyi, sorgulamayı, yorumlamayı ve muhakeme yapma becerisini geliştirmeyi ortadan kaldırıyor. Biz laik, bilimsel ve çağdaş eğitim sisteminden yanayız. Biliyoruz ki bu ülkede, bizim gibi düşünen milyonlar var. AKP’nin bu ısrar ve oldubittiye getirme çabasının karşısında, dernekler, odalar, sendikalar, diğer siyasi partilerden oluşan, 'Müfredata Hayır Platformu' 11 Haziran’da eylem kararı aldı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkı için çaba sarf eden tüm eğitim paydaşlarının mücadelesini değerli buluyoruz. Laiklik ve bilim karşıtı müfredatı reddediyoruz, bu çağdışı programın karşısında olan her türlü itirazın yanındayız" ifadelerini kullandı.
'SARI KARTIN KIRMIZIYA DÖNMESİ YAKINDIR'
Yücel, Kurban Bayramı'nın toplumun her kesiminde, 'Bayram' olarak kutlanamadığına belirterek, "En son AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ konuşmuş; asgari ücrette ikinci bir zamma ihtiyaç yokmuş çünkü enflasyon düşüyormuş. Görüyoruz ki, Sayın Hamza Dağ, İzmir'deki seçim sonucundan hiç ders çıkarmamış. Bu ekonomik koşullarda, utanmadan 17 bin 2 liralık asgari ücrete zam yapılmasına gerek olmadığını söyleyebiliyorlar. Ben de İzmir'de yaşıyorum, Hamza Dağ da, ben de Türkiye'de yaşıyorum. Benim yaşadığım yerde enflasyon yüzde 124, emekli maaşı 10 bin lira, asgari ücret de 17 bin lira. Benim yaşadığım yerde hayat pahalılığı düşmüyor, emekliler ayın sonunu getiremiyor, asgari ücretlinin de yüzü gülmüyor. Hayat pahalılığı düşmüyor; ama AKP'nin oyu, hızla yüzde 30'un altına düşüyor. 31 Mart'ta gördükleri sarı kartın kırmızıya dönmesi yakındır" diye konuştu.
'KAYYIM BELEDİYELERE ÇÖKME PROJESİDİR'
Hakkari Belediyesine kayyım atanarak halkın iradesinin gasp edildiğini savunan Yücel, yapılan işlemin darbe kanununa uygun olduğunu vurguladı. Yücel, "Elbette devam eden bir yargı süreci olabilir. Ciddi deliller olabilir. Belediye Başkanıyla ilgili hukuki süreç ayrı bir mesele, Hakkari halkının iradesinin gasp edilmesi ayrı bir mesele. Bir kere önce şunu sormak lazım, bu adam aday olduğunda, eğer yasal bir engel varsa YSK adaylığı neden kabul etti? Eğer adaylığa engel bir hali yok ise o zaman belediye başkanı seçildikten 2 ay sonra yerine neden kayyım atandı. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra çıkarılan 674 sayılı KHK ile değişik Belediye Kanunu’nun 45'nci maddesinden önce, Belediye Başkanı şayet tutuklanır ve fiilen görevini yerine getiremez ise veya görevden uzaklaştırılırsa, yerine belediye meclis üyeleri içerisinden bir belediye başkan vekili seçilirdi. Ancak AKP iktidarı ne yaptı? Belediye Kanunu’nun 45'nci maddesini OHAL döneminde değiştirerek, kendine konforlu bir alan açtı ve seçimle, sandıkla, demokrasiyle kazanamadığı belediyelere kayyım atama yöntemiyle çökmeyi tercih etti. Kayyım uygulamaları AKP'nin belediyelere çökme projesidir" değerlendirmesinde bulundu.
'SİNAN ATEŞ DAVASI GÖRÜŞMEDE GÜNDEME GELEBİLİR'
Yücel, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmede Sinan Ateş konusunun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin sorusu üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanının ziyareti, genel başkanımızla yapacakları görüşme, bir iade-i ziyaret. Genel başkanımızın, ziyaret etme konusundaki teklifi ve önerisi Sayın Cumhurbaşkanınca kabul gördü ve gündemli olarak bir araya geldiler. Belli konu başlıkları üzerinde görüşmeler yaptılar. Yarın ki görüşme bir iade-i ziyaret olacağı için, şunu görüşürler bunu görüşürler gibi bir yorum yapmak istemem; ama tabii ki bu görüşmelerin, ilişkinin, diyaloğun temel amaçlarından birisi ülkenin normalleşmesi, hukuk sisteminin, demokrasisinin yeniden olması gerektiği ölçüye ve ayara gelmesi. Dolayısıyla Türkiye toplumunu, siyasetini, gündemini bu kadar yakından ilgilendiren bir davanın da konuşulması ya da görüşülmesi mümkün olabilir. Ama yarın ki ziyaret, tekrar altını çiziyorum, bir iade-i ziyaret olduğu için şu konular görüşülecektir diyemiyorum" dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...