CHP, YUVACIK’IN SUÇLUSUNU BULDU: TAYYİP ERDOĞAN 

Sefa Sirmen, Yuvacık Barajının DSİ tarafından 1963 yılında projelendirildiğini, 1986'da ihale edildiğini, 1987'de temelinin atıldığını, kendisinin İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1989 yılında ise baraj inşaatının ödenek yetersizliği nedeniyle durduğunu bildirdi.

Kocaeli'ne giden, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın, yap-işlet-devret modeliyle barajın yapılması talimatı verdiğini anlatan Sirmen, “Ödenek ayrılması halinde 30 yılda bitirilmesi planlanan Yuvacık Barajı, yap-işlet-devret modeliyle 30 ayda tamamlandı. Kocaeli, 1998'de suya kavuştu” dedi.

“BİR TEK SUÇLU VAR, O DA ERDOĞAN”

Barajın yapımı ve su alımı taahhüdü konusunda yüklenici firmalarla uluslararası anlaşma yapıldığını belirten Sirmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ayda 100 milyon metreküp, sanayi kuruluşlarının 30 milyon metreküp, Kocaeli'nin ise 20 milyon metreküp su alacağının taahhüt edildiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemde verilen su alma taahhüdünün yerine getirilmediğini ileri süren Sirmen, ”İstanbul Belediyesinin sözleşmeye uymaması nedeniyle elimizdeki fazla su denize akıyordu, bugün su yetmiyor. Bir tek suçlu var; o da Erdoğan'dır. Buradaki amaç, 'Bize su verecekti, ne oldu baraj suyu bitti, biz su veriyoruz' demektir. Uyarıların hiçbirini dikkate almadılar, yeşil alanların, ağaçların suyunu başka kaynaklardan karşılasalardı, ne evler ne sanayi susuz kalırdı” diye konuştu.

“KARARI BELEDİYE BAŞKANI DEĞİŞTİREMEZ”

2002 yılında Yuvacık Barajına ilişkin Sayıştay raporu doğrultusunda Meclis Araştırması Komisyonu kurulduğunu belirten Sirmen, şunları söyledi:

“Sayıştay uzmanı, siyasi linç için gönderildi, hazırladığı düzmece bir rapordur. Danıştay 2. Dairesi, bu rapor doğrultusunda soruşturma iznine gerek olmadığına karar verdi. Komisyona uzman olarak da Sayıştayın bu düzmece raporunu hazırlayan memur görevlendirildi. Soruşturma komisyonu kurulmamasına karar verildi. Komisyonun raporu doğrultusunda savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.”

Barajın nereye, nasıl ve hangi şartlarda yapılmasına bir belediye başkanı olarak karar verme yetkisi bulunmadığını ifade eden Sefa Sirmen, “O günkü siyasi kararları bir belediye başkanının değiştirmesi mümkün değil. Eğer projede bir aksaklık varsa; barajın yapılması konusunda imzası bulunan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerinin soruşturulması gerekir” diye konuştu.

“BENİM DOKUNULMAZLIĞIMI KALDIR”

Sefa Sirmen, milletvekili olmasından bir hafta önce Danıştay'ın soruşturma açılmasına gerek gördüğünü, yargılanan 7 kişi hakkında savcının, zanlıların beraatını istediğini, bunun üzerine hakimlerin değiştirildiğini bildirdi.

Yargıtayın bu kararı bozarak yerel mahkemeye iade ettiğini belirten Sirmen, ”Bir başbakan, yargıya intikal eden konuyu halen diline dolayarak adeta adaleti ayaklar altına alıyor. Hodri meydan. Sayın Başbakan gel beraber dokunulmazlığımızı kaldıralım, hakim karşısına çıkalım. Bırak senin dokunulmazlığını, vicdanına kalsın. Benim dokunulmazlığımı kaldır” diye konuştu.

“ZARAR SÖZ KONUSU DEĞİL”

Barajın 4.5 milyar dolara mal olduğu iddialarının da asılsız olduğunu belirten Sirmen, barajın, vergiler hariç 1.5 milyar dolara mal olduğunu, bunun fatura ve belgelerinin bulunduğunu söyledi.

Sirmen, Yuvacık Barajının Türkiye'de emsali bulunmadığı için maliyetinin kıyaslanmasının mümkün olmadığını ifade ederek, DSİ'nin 250-300 milyon dolara yaptığı işlerin, sadece baraj gövdesinden ibaret olduğunu kaydetti.
Her ay 142 milyon metreküp su alınması garantisi karşısında 10 milyon dolar ödendiğini bildiren Sirmen, “Ödenen para, alınan suyun değil, baraj inşaatına harcanan paranın karşılığıdır. Zarar söz konusu değil. Ayda 10 milyon doları, su almadan da ödeyebilirdik. Hazine veya belediyelerin mağdur olması söz konusu değil” diye konuştu.

“SUYLA SİYASET YAPTILAR”

Sefa Sirmen, barajın aylık ortalama kapasitesinin 220 milyon metreküp olduğunu belirterek, sadece 3 yıl 130 milyon metreküpe düştüğünü bildirdi.

Kocaeli'nde aylık su tüketiminin 130 milyon metreküp olduğuna dikkati çeken Sirmen, kullanılan suyun 58 milyon metreküpünün faturalandığını, 70 milyon metreküpünün ise kaçak ve kayıp olduğunu kaydetti.

“İSKİ'den alınan 1 gram dahi su yok” diyen Sirmen, sadece Darıca'ya az miktarda su alındığını belirtti. Kocaeli'nde 3 gün boyunca su alamayan mahalleler bulunduğuna dikkati çeken Sirmen, şöyle devam etti:
“Beceriksiz yönetimle karşı karşıyayız. Suyla siyaset yaptılar. Şimdi çoğunluktalar ama sayıları düşecek, hem burada hesap verecekler, hem de Allah'a... Cehennemde cayır cayır yanacaklar. Oraya yeni baraj yapılmasına asla ihtiyaç yok. İhtiyacın katı kadar kaçak su var. Susuz bir şehir aldım, 24 saat kesintisiz akan baraj bıraktım. 4 yıl önce ayrıldım. Yuvacık Barajında, en ufak bir yanlış yoktur. Entegre bir barajdır, iftihar ediyorum. Her konuda Başbakanla açık oturumda tartışmaya hazırım. Gelsin hesap sorsun, bütün yetkiler elindedir.”

“YANLIŞIMIZ VARSA ASIN”

Gazetelerde kendisine yönelik ağır eleştiri ve iddialar bulunduğunu belirten Sefa Sirmen, “Ben de bir insanım, sevenlerim var. Yayınlanan haberler, yapılanlar, bir insanlık işkencesi. Vicdan bunu nasıl kabul eder? Yanlışımız varsa asın, ama olmayanı da varmış gibi gösterip yayınlamak olmaz” diye konuştu.

Sirmen, söz konusu gazetelere tekzip yazısı gönderdiğini, ancak henüz yayınlanmadığını söyledi.

1999 depreminde, mücbir sebepten dolayı barajın 180 milyon dolara devralınabileceği, ancak bunun yapılmadığına ilişkin soruyu cevaplandıran Sirmen, ”Yuvacık Barajı, depremde hayatımızı salgınlardan kurtardı. Deprem olmasına rağmen kesintisiz su hizmeti bu barajdan sağlandı. TÜPRAŞ'ta çıkan yangın, diğer imkanlarla söndürülemediği için bu barajın suyuyla söndürüldü. Depremde en büyük sorunumuzu çözen baraja mücbir sebep göstermemiz mümkün değil” dedi.

A.A.