Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ekonomik krize yönelik alacakları önlemler içerisinde elektrik faturasındaki yüzde 2'lik TRT payının kaldırılmasının da yer aldığını belirterek, "TRT'nin yüzde 2'lik payının kaldırılması konusunda Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda görüş birliğine varıldı" dedi.
Bakan Çağlayan, çeşitli ziyaret ve açılışlarda bulunmak üzere geldiği memleketi Muş'ta gazetecilerle Polis Evi'nde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında biraraya geldi. Çağlayan burada yaptığı konuşmada, ekonomik krize karşı hazırlanan tedbir paketi kapsamında girdi maliyetlerinin azaltılmasının önemine işaret etti. Çağlayan, alınacak tedbirler içinde elektrik faturalarındaki TRT'nin yüzde 2'lik payının kaldırılması konusunda Ekonomi Koordinasyon Kurulu'ndaki (EKK) bakanlar arasında görüş birliği bulunduğunu söyledi. Yüzde 2'lik TRT payının toplam enerji faturası içindeki payının yaklaşık olarak 700-800 milyon lira civarında olduğunu belirten Çağlayan, ayrıca TRT payının kaldırılmasıyla ilgili düzenlemenin gelecek günlerde açıklanacak tedbir paketleri içinde yer alabileceğini tahmin ettiğini söyledi. Çağlayan, "Umut ediyorum ki bunun da zamanlamasını en iyi şekilde yapar, ekonomiye katkısını bir an önce sağlamış oluruz" dedi.
Çağlayan, maliyetlerin azalmasıyla ilgili her türlü çabayı gösterdiklerini belirterek, bu önlemlerin zamanlamasının da çok önemli olduğunu vurguladı. Çağlayan, hangi zamanda hangi önlemin alınacağının ve hangi sektör için hangi tedbirin alınmasının önemli olduğunu kaydetti. Bakan Çağlayan, bir soru üzerine memur ve emekliye verilmesi gündeme gelen para çekiyle ilgili uygulamaya da sıcak baktığını ifade ederek, "Burada bu verilen paraların direkt ekonomiye gitmesi lazım. Kanın damarlara pompalanması lazım. Çünkü damarın kana ihtiyacı var" diye konuştu.
Bu verilecek paranın değerini kaybetmemesi için kısa sürede harcanması gerektiğini vurgulayan Bakan Çağlayan, "Mesela 1 lira verdiniz. Bunu 1 ayda harcarsan değeri 1 liradır. Ama sen bunu ikinci ayda harcarsan bunun değeri 80 kuruşa düşer. Üçüncü ayda harcarsan bunun değeri 50 kuruşa düşer ki, bunun en kısa sürede ekonomiye dönmesi lazım. Bu kriz ortamına münhasır bir uygulamadır" şeklinde konuştu. Bakan Çağlayan, bu uygulama için EKK'da karar alınması ve kanuni düzenleme yapılması gerektiğini de söyledi.
Çağlayan, kriz ortamında güven ve istikrarın önemini de vurgulayarak, insanların yarınlarından endişe etmeleri gerektiğini belirtti. Çağlayan, "Bu konuda da Türkiye'de kanaat önderlerinin yönlendirmesi çok önemlidir. Bu konuda TOBB Başkanı, TESK Başkanı, tüketici dernekleri başta olmak üzere bir takım örgütlerin kanaat önderlerinin bu konuda vatandaşa güven telkin edecek çalışmalar yapması gerekir. Tecrübeli iş adamlarının bu konuda söyleyecekleri de önemlidir. İnsanlarımızın gündemine 'şok şok, kriz' diye gösterirsek kendi ayağımıza kurşun sıkmaya devam ederiz. Kendi geleceğimizi sıkıntıya sokarız" dedi.
Hiçbir zaman basına 'şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın' demediğini anlatan Çağlayan, ama medyanın da bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Bakan Çağlayan, Başbakan Erdoğan'ın da kriz konusundaki konuşmalarının eleştirildiğini belirterek, "Başbakan çıkıp 'Eyvah bittik, yandık, öldük' derse ülkenin ne hale geleceğini herkesin iyi tasavvur etmesi, iyi düşünmesi lazım. Hükümet tabii ki bu konura yaptıklarını söyleyecek ve millete moral verecek" diye konuştu.
İhracatçı KOBİ'lere verilmeye başlanan cansuyu kredisi başvurularının 999 milyon 378 bin 905 dolara ulaştığını ifade eden Çağlayan, krizden ne zaman çıkılacağının sorulması üzerine, "Ben 2009 yılının sonu itibariyle bu işten çıkılacağı kanaatindeyim. Bunu söylerken Türkiye'nin stratejik ve tedarik noktasındaki konumu bunu bize gösteriyor. Dünyada kimse zaten 2010'a kadar krizin süreceğini düşünmüyor" dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya uygulanacak teşviklerin şok teşvikler olması gerektiğini ifade eden Çağlayan, "Bu bölgenin gençleri terör için işsizlik varsa çok rahat malzeme olarak kullanılabiliyorlar. Yani burada istihdam edilen her bir kişiyi, potansiyel teröre alet olmaktan kurtarılmış bir insan olarak düşünmek lazım. Boş insan her şeyi yapar" şeklinde konuştu.
IMF tarafından dün yapılan açıklamanın görüşmelerin belli bir noktaya geldiğini gösterdiğini kaydeden Çağlayan, hükümetin IMF ile anlaşmama gibi bir plan ve programlarının olmadığını söyledi. IMF ile anlaşma sürecinin bir pazarlık süreci olduğunu ifade eden Çağlayan, "IMF, bir taraftan ülkelerin milli gelirlerinin en az yüzde 2'si kadar o ülkelerin para harcamasını tavsiye etti. Bir taraftan bunu söyleyen IMF'nin Türkiye'ye farklı şeyler söylememesi lazım" diye konuştu
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...