E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Faruk Bildirici: Holding nezaretinde futbol söyleşisi 

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Hürriyet, Milliyet ve Posta gazetelerinin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile yaptığı söyleşi haberini değerlendirdi.

7.05.2024 - 22:03
Faruk Bildirici: Holding nezaretinde futbol söyleşisi

Faruk Bildirici, "Patron çıkarı şahane, futbol söyleşisi bahane…" diyerek eleştiride bulundu.

FARUK BİLDİRİCİ'NİN YAZISI ŞÖYLE:

Holding nezaretinde futbol söyleşisi

Hürriyet, Milliyet ve Posta gazeteleri, geçen çarşamba günü bir tam sayfalarını Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile söyleşiye ayırmışlardı. 

Farklı başlıklar atılmış olsa da üçü de aynı söyleşiydi. Posta’da, bu söyleşinin nasıl ve nerede yapıldığı bilgisi yoktu. Milliyet ise “Riva’da Demirören Medya’nın önde gelen isimlerini ağırlayan futbolun patronu çok konuşulacak açıklamalar yaptı” bilgisini vermişti. Bu bilgiyi, Hürriyet’teki, “Riva’daki merkezinde Demirören Holding temsilcilerini konuk eden Büyükekşi, Hürriyet Spor Müdür Yardımcısı Adil Demirçubuk ve Koray Durkal’ın sorularını yanıtladı” cümlesi tamamlıyordu. 

Demek ki, “Demirören Holding temsilcileri”, yanlarına Hürriyet, Milliyet ve Posta’nın futbol yazarlarını alıp Riva’ya götürmüş; bu yazarlar da onların nezaretinde söyleşi yapmış! Bu durumda toplu söyleşiyi “Hürriyet’in sorularını yanıtladı” diye sunan Hürriyet, okurunu kandırıyordu. Milliyet ve Posta da okurlarına eksik ve yanlış bilgi veriyordu.

Yazarların, gazetelerinin sahibi olan Demirören Holdingin -isimleri gizli- “temsilcileri”nin nezaretinde söyleşi yapması gazetecilik etiğine aykırı. Federasyon ile aralarında bir çıkar ilişkisi olmasa holding temsilcileri, gazetecilik faaliyeti sırasında neden orada olsun ki? 

Nitekim söyleşilerin tümüyle Büyükekşi’nin eleştirilere karşı kendini aklama çabası üzerine kurulması Holding’in nezaretinin nedenini yeterince anlatıyor.

Patron çıkarı şahane, futbol söyleşisi bahane…

     AKP önündeki anı fotoğrafı 
    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, parti binasında ziyaretinin gazetecilik açısından görünür bir yararı oldu. 
    Yıllardır akreditasyon engeli konulan muhalif medya, AKP Genel Merkezi önüne girebildi. Muhalif TV kanallarının muhabirleri, iktidar yanlısı medyada çalışan meslektaşları ile yanyana canlı yayın yaptılar. Ayrılmadan önce de hep birlikte anı fotoğrafı bile çektirdiler. 
    Özel-Erdoğan görüşmesinin değişmeyeni de medyanın, dolayısıyla toplumun bilgilendirme eksikliğiydi. İki parti de görüşmede olup bitenlerle ilgili yeterince şeffaf davranmadı; topluma ayrıntılı bilgi vermedi. 
     AKP Sözcüsü Ömer Çelik, görüşmeden saatler sonra kısa bir açıklamayla yetinirken CHP de gece geç saatlerde bir grup gazeteciyi bilgilendirdi. Ayrıca Gökhan Günaydın bir TV kanalında konuştu; Namık Tan da bir gazeteciye tek cümlelik değerlendirme yaptı. Özgür Özel ise toplu açıklama yerine bir gazeteciye birkaç cümlelik açıklama yapmayı yeğledi. 
      Erdoğan ve Özel, ertesi gün gazetecilerin birkaç sorusunu yanıtladığında o saate kadar görüşmeyle ilgili o kadar çok “kulis bilgisi” yayılmıştı ki, görüşmenin içeriği ile ilgili sorulara genel ifadelerle yanıtları “kulis”lerin yarattığı havayı beslemekten öteye gidemedi. Maalesef “Boş koltuk” magazini ve görüşmenin yarattığı “hava”, içeriğinden çok yer tuttu medyada.

     Finansman değil kredi
     “İslam Kalkınma Bankası’ndan Türkiye’ye 6,3 milyar dolarlık dış finansman” haberi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamasına dayanıyordu. Anadolu Ajansı’nın geçtiği haber, Hürriyet, NTV ve CNN Türk ile birçok yerde aynı şekilde kullanılmıştı. 
     Dikkatle okudum, içinde bir kere bile “kredi”, “faiz” sözcükleri geçmiyordu. Ama İKB, “hibe” olarak vermediğine göre 6,3 milyar dolar kredi olmalıydı. Daha açık bir deyişle “borç” vermişlerdi; düşük de olsa mutlaka bir faizi de vardır.
    Bu bilgiler verilmediği gibi, haberin altında Dünya Bankası’nın Türkiye’ye aktaracağı 35 milyar dolar için de “kaynak” denilmişti. Oysa Bakan Şimşek, Dünya Bankası’nın ayırdığı bu “kaynak”ı konuşmasında “finansman” diye tanımlamış ama eleştirilerin, tartışmaların ardından Bakanlık, “kredi” olduğunu açıklamak zorunda kalmıştı.
     Bir ekonomi haberi, sadece “dedi”, “açıkladı” gibi sözcüklerle söylenenleri aktarmaktan ibaret olamaz. Gazeteci, söylenenlere yeni bilgiler ve analizini ekleyerek, tanımları toplumun anlayacağı dile dönüştürerek haberi olgunlaştırır; öyle sunar. 
     Ama AA’nın geçtiği ve iktidar medyasının kullandığı “finansman” haberleri, kredi alındığı bilgisini vermiyor; gerçeğin üzerini örtüyor. İslam Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası’nın vereceği milyar dolarların “kredi” yani “borç” olduğunu açıkça yazmak yerine “finansman” ve “kaynak” diye adlandırmak gazeteciliği halkla ilişkiler faaliyetine dönüştürüyor. 

     İktidarın ve polisin dili kullanılırsa 
    AKP, 2010 yılında Taksim’i kutlamalara açtığında iktidar medyası, “Bir orman gibi kardeşcesine” (Sabah), “Tabu yıkıldı” (Star/ Yeni Şafak), “Taksim’de 1’lik” manşetleriyle övgüler yağdırıyordu.
   Aynı gazeteler bu yılki 1 Mayıs öncesinde ise “Taksim ısrarı kutlamalara gölge düşürdü (Sabah), “1 Mayıs tahrikçileri” (Türkiye) ve “Taksim miting alanı değil” (Yeni Şafak) gibi başlıklar kullandılar. Kuşkusuz dillerindeki bu değişimin nedeni habercilik kaygısından değil, 14 yıl içinde AKP iktidarının tavrının farklılaşmasından kaynaklanıyor. Nesnel bir gazetecilik dili yerine iktidarın dilini benimseyince böyle çelişkili tutum almaları doğal.
     Ancak muhalif medyanın dili de sorunluydu. Halk TV’de bir muhabir, Beşiktaş’ta bir polis şefinin gazetecileri aşağılayan “Gazetecileri süpürün” talimatını canlı yayında tekrarladı; olayı “süpürüldük, süpürüyorlar, süpürülüyoruz” diye anlattı. 
    “Polisin dili”ni kullanan başka muhabirler de vardı. KRT TV’de muhabir, uzun uzun İstanbul’da polisin aldığı “önlemleri” anlattı! Halbuki polisin yaptığı önlem değil, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenleri engellemek, barikatlar kurmaktı. Bir muhabir ve karşısındaki sunucunun önlem ile engelleme arasındaki farkı bilmesi gerek. 
     Sözcü TV’de de muhabir, “…yasak olduğu aşikâr” ve “…polis müdahale etmek zorunda kaldı” diyerek polisin müdahalesinin haklılığını kanıtlamaya çalışıyordu. NOW TV muhabiri, “gözaltı işlemi” diye konuşuyordu. 
     Gazeteci, polisin, iktidarın ya da başka siyasilerin dilini kullandığı oranda nesnellikten uzaklaşır. Gazeteci, izlediği taraflara olduğu gibi kullandıkları dile de uzak durmalı.  
    
   İçiniz sızlamadı mı Marmara İletişimciler?
   Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin yeşillikler içindeki arazisi betonlaştırılmak üzere 2018’de satıldığında mahalleliden yükselen protestoları duymazdan geldi medya.
    Ağaçlara, kirpilere, kuşlara sahip çıkmak yerine betonlaşmaya destek oldular. Hürriyet, Posta, Milliyet ve Sabah gibi gazeteler, şirketin gönderdiği bülteni “Yeşile komşu konutlar değerleniyor” diye haber gibi yayımlayarak inşaat projesinin reklamını yaptılar. 
    Aradan üç yıl geçti, projenin sonuna gelindi. Bu kez de Hürriyet’te “Şehir merkezinde sağlıklı ev” başlıklı tanıtım yayımlandı “Hemen teslim” balonuyla yine projenin reklamı yapıldı. Projeye dair ne bir eksiklikten söz ediliyor metinde ne de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin arazisi olduğu anımsatılıyor.
     Merak ediyorum, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin hiç mi içleri sızlamıyor acaba? Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın öğrencileri neden bu kadar sessiz? 

   Bahçeli’yi “tercüme” ederken dikkat
    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında “Bir şeyi söylemek istersem muhatabına doğrudan söylerim” dedi ama gerçekte gazeteciler sık sık Bahçeli’nin üstü kapalı söz ve davranışlarının muhatabını anlamak için çaba harcamak zorunda kalıyor.

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş: İçi boş kağıt parçası
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, cinayetle ilgili ...
Şırnak’ta asayiş ve terör operasyonları: 50 gözaltı
Şırnak’ta bir hafta boyunca yapılan asayiş ve kaçakçılık operasyonlarında ...
Mayıs ayında kar yağışı etkili oldu
Şırnak'ta kar yağışı etkili oldu. Beytüşşebap ilçesi beyaza büründü.
 
Sosyal medyada tanıştığı şahsa 360 bin TL’sini kaptırdı
Malatya’da bir kişinin sosyal medyada tanıştığı şahıs tarafından 360 bin ...
12 ayrı suçtan 30 yıl hapis cezası olan suç makinası kadın yakalandı
Aksaray’da 12 ayrı suçtan aranan ve hakkında 30 yıl hapis cezası bulunan ...
Sinan Ateş cinayetine ilişkin iddianame kabul edildi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür ...
 
Togg şarj esnasında alevler içinde kaldı
Gaziantep'te bir Togg T10X, Trugo şarj istasyonunda şarj olurken bir anda ...
7 Mayıs 2024 Turktime Günün Özeti
7 Mayıs 2024/ Türkiye ve dünya gündeminde yaşanan tüm önemli gelişmeleri ...
Teleferik kazasında iddianame hazırlandı: 27 yıl hapis isteniyor
Antalya'nın Kepez ilçesinde meydana gelen ve bir kişinin hayatını kaybettiği ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Kasımpaşa
trabzonspor
Serdar Ortaç
MERSİN
İstanbul Başakşehir
sınav stresi
Vedat İnceefe
haberler
uzaktan çalışma