Pazarlamacılar, yani futbol esnafı, yani ahbap çavuş ilişkisi içindeki futbol basını diyor ki; Fatih Terim eşsiz bir teknik direktör. O kadar abartılıyor ki; Terim’in bulunmaz Hint kumaşı olduğunu falan sanıyoruz.
Biz öyle sanabiliriz, olayın dışındayız ama işin kötüsü Futbol Federasyonu da buna inanıyor.
Bu, bir şey belki ama çok daha kötüsü var: Fatih terim de öyle, kendini rakipsiz, eşsiz, bulunmaz bir yetenek sanıyor.
Böyle olmasa küçük bir ülkenin yıllık bütçesi kadar bir rakamı aylık maaş olarak cebine indirirken utanırdı biraz. Ya da Futbol federasyonu bu parayı öderken “biz ne yapıyoruz?” diye düşünürdü. Ya da açlık sınırında yaşayan bu ülke insanları vergilerinden böylesi bir bonkörlüğe isyan ederlerdi.
Kimsenin sesi çıkmıyor ve Fatih Terim astronomik paralar karşılığında Milli Takım teknik direktörü kadrosundan günlerini dolduruyor.
Bu işin pazarlama bölümü.
Oysa bir de gerçek var.
O da şu ki; lafa sıra gelince rakipsiz olan Terim takımına sportif başarı kazandırma söz konusu olunca nal topluyor. EURO 2016’ya gidişimiz bile bir tesadüf eseri oldu. EURO 2016’da ilk turda elenmemiz ise asla tesadüf değildi. Hem de turnuvanın en kötü takımlarından biri olarak.
Peki; tüm bu hezimetin faturası ne oldu Terim’e? Yanıt veriyoruz: Hiç-Bir-Şey.
Evet, hiçbir şey.
Üstüne üslük bir de eleştirenlere atarlandı, herkese posta koydu, TRT’ye küstü falan. Ve bu atarları yeteneğinin bir göstergesi olarak kabul edilip Terim’e kapı gösterilmedi, görevinden kovulmadı.
Ve bir kez daha herkes kaybederken Fatih kazandı.
Bu kazanma hali ironik belki ama… Bu da bizim çilemiz. Fatih Terim gibi bir başarısızı vergileriyle beslemek, bizim kaderimiz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |