Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS), Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından yürürlüğe konulan İlaç Takip Sistemi ile Karekodlu ürünlerin bedellerinin ödenmesi konulu genelgeyi Danıştay'a taşıdı. TEİS, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından 31 Aralık 2009 tarihinde yayınlanan 2009/84 sayılı Genelge'nin 4. paragrafının son cümlesi ile 10. paragrafının 1. ve 2. cümlelerinin yürütmelerinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay'a dava açtı.
Dava dilekçesinde, genelge'nin 4. paragrafının son cümlesinin, "Geri ödeme kurumlarının 01 Ocak 2010 tarihinden itibaren ilaç ödemelerinde karekodlu ilaçları İlaç Takip Sistemi'nden kontrol etmeleri gerekmekte" olduğu ve aynı genelgenin 10. paragrafının ilk cümlesinin ise "Eczaneler karekodlu (Karekod, beşeri tıbbi ürünlerin dış ambalajı üzerinde uygulanan bir barkod şeklidir) ilaçların satışı esnasında mutlaka İlaç Takip Sistemi'ne satış bildirimi yapacaklardır.
İlaçların satışı elden satış yanında geri ödeme kurumlarına satışlarda da mutlaka sisteme bildirilecek ve ilaçlar hastaya sistemden onay alındıktan sonra teslim edilecektir" şeklinde olduğu anımsatıldı. Söz konusu düzenlemelerin, hastaların ilaca ulaşmasını engellemekte olduğu savulan dilekçede, şöyle denildi: "Türk Eczacıları Birliği, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı arasında imzalanarak 01 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe giren "İTS kapsamında karekod uygulamasına geçişe ilişkin Pilot Eczane Uygulaması Protokolü'ne aykırı olarak, Türk Eczacılar Birliği'nin mutabakatı alınmadan pilot uygulama sonlandırılmış ve dava konusu düzenlemeler ile teknik altyapı ve deneyim eksikliğine rağmen, 01 Ocak 2010 tarihinden itibaren tüm eczaneler için İlaç Takip Sistemine geçilmiştir. Keza; genelgenin 5. paragrafında da, "pilot eczanelerde kısıtlı sayıda işlem yapılabildiği' itiraf edilmiştir. İTS uygulamasına geçebilmek için, öncelikle her eczanenin "eczane otomasyon programına ve karekod okuyucuya' sahip olması gerekmektedir.
Henüz pek çok eczacı, maddi yük getiren bu ürünlere sahip değildir." İlaç Takip Sistemine ilaç firmaları ve ecza depolarının giriş zorunluluğu olmadan, eczacıların girişe zorunlu tutulmasının hem sistemin "ruhuna aykırılık taşıdığı", hem de "ilaç ve eczacılık hizmetlerini karmaşıklaştırıp aksatarak toplum sağlığına zarar verdiği" ileri sürülen dilekçede, ilaç firmalarının yasal zorunlulukları olmadığı için İlaç Takip Sistemine bildirimini yapmadıkları ilaçlar, eczanelerce sisteme kaydedilemediği için hastalara verilemediği kaydedildi. Dava konusu düzenlemenin, Anayasa'nın 60. maddesini de ihlal ettiği de ifade edildi. Dilekçede, söz konusu genelgenin 4. paragrafının son cümlesi ve 10. paragrafının 1. ve 2. cümlelerinin, davalı tarafın savunması beklenmeden yürütmelerinin durdurulması ve iptali de istenildi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...