Kışlalı, Özal'a verdiği yüksek notun Kenan Evren'i çok kızdırdığını ve kendisine danışmanı kanalıyla üzüntülerini aktardığını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı'nın gazetecileri 'yandaş ve karşıt' diye sınıflandırdığı 'andıç' konusundaki tartışmalar sürerken, ilginç akreditasyon hikâyeleri gün yüzüne çıktı. Bunlardan en ilginci, 'andıç'ta kendisinden 'Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) haberlerinin piri' olarak bahsedilen gazeteci Mehmet Ali Kışlalı'ya ait. Ünlü gazeteci, 12 Eylül'ün hemen ardından kurulan hükûmetin bakanlarının performansını değerlendirirken merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a 10 üzerinden 7,5 veriyor. Notun yüksek olması bazı komutanları kızdırıyor ve Kışlalı, Uzakdoğu'ya yapılacak gezi listesinden çıkarılıyor. Kışlalı, bu bilgiyi Genelkurmay'ın son 'andıç'ı gündeme gelmeden bir gün önce (7.3.2007) Radikal'deki köşesinde kaleme aldı. Yazının konusu andıç değil, 'Türkiye'nin 8 eyalete ayrılması' tartışmasını gündeme getiren 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'di. Evren'i genelkurmay başkanı olduğu günden itibaren yakından izleyen Kışlalı, 12 Eylül döneminde çalıştığı Yankı Dergisi'ndeki bazı yazılar ve haberler sebebiyle karargâha çağrıldığını anlattı. Konsey yönetimi sırasında ve daha sonra çeşitli kararlara eleştirel yaklaştığında hoşgörü ile karşılandığını yazan Kışlalı, bunun bir istisnasından yani akreditasyon sorunu yaşadığı olaydan da bahsetti. Kışlalı, şöyle devam etti: "Konsey destekli ve Bülent Ulusu başbakanlığındaki hükûmetin bakanlarını bir yıl sonra dergide değerlendirirken, Ulusu'ya 7, Özal'a 7,5 not vermiştik. Evren, Bülent Ulusu'nun şikâyeti üzerine basın danışmanı Ali Baransel ve MGK Genel Sekreteri Orgeneral Necdet Üruğ vasıtasıyla üzüntüsünü bildirmiş ve Uzakdoğu gezisi davetli kadrosundan beni çıkarmıştı."
Ayağa kalkmadı, işinden oldu
Sadece Kışlalı değil, yakın tarihte çok sayıda gazeteci benzer olaylar yaşadı. Gazeteci Tarık Toros, bunlardan biri. 18 Temmuz 1999'da Ankara Etimesgut 11. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı'ndaki sancak devir teslim törenini takip ederken tören alanından çıkartıldığını belirten Toros, olayı şöyle anlattı: "Töreni basın tribününden izlerken, bir subay beni önce alanın, sonra da nizamiyenin dışına çıkarttı. Basın kartım ve bilgilerim kayıt altına alındı. Ertesi gün çalıştığım televizyon, askerî bir yetkili tarafından aranıp işten çıkarılmam istendi. İşten atılma sebebini sonra öğrendim. Sancak tören alanına getirilirken dalgınlıkla gazete okuduğum ve ayağa kalkmadığım gerekçesi bana ulaştırıldı."
Gazeteci Sezai Şengün'ün akreditasyonu '28 Şubat sürecinde çatal kaşık sesi çıkardığı için iptal edildi' söylentisi basın camiasında sürekli konuşuluyordu. O dönem Hürriyet'te çalışan Şengün, kendisinin bir toplantıda komutanlar salona girdiğinde ayağa kalkmadığı için akreditasyonunun iptal edildiğini açıkladı. Şengün, "Doğan Güreş'in zamanında asker son derece şeffaftı. 28 Şubat'ta demokratik tutum tersine döndü. Üst rütbelilerin salona girmesi halinde ayağa kalkma mecburiyeti geldi. Ayağa kalkmadığım ve Çevik Bir'i eleştirdiğim gerekçeleriyle akreditasyonum 2 yıl süreyle iptal edildi. Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın medya ile ilişkilerde demokratlık göstereceğine inanıyorum." açıklamasında bulundu.
ZAMAN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...