E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

İran'la İlgili 6 Ortadoğu Senaryosu 

Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezinde (ASAM) ABD uzmanı olarak görev yapan Şanlı Bahadır Koç, ABD-İran gerginliğinin olası sonuçlarıyla ilgili 6 senaryo hazırladı

18.06.2008 - 11:04
İran la İlgili 6 Ortadoğu Senaryosu

Mehmet Toroğlu'nun haberi

Koç, "savaş" senaryosunda, bundan İran'daki muhalif gruplar içinde en çok avantajı bu ülkedeki Kürtlerin sağlayacağını belirterek, "Türkiye-İran sınırındaki şeridi ele geçirebilirler. Zaten Irak'taki Kürtler nedeniyle heyecanlanmış durumdalar" dedi.

Koç, İran'ın nükleer bomba üretme ihtimalinin ABD'de giderek daha fazla kişi tarafından dillendirildiğini söyledi.

ABD-İran gerginliğinin olası sonuçlarıyla ilgili 6 senaryo hazırlayan Koç, bunların "savaş", "nükleer İran", "soğuk savaş", "İran'ın geri adım atması", "büyük anlaşma" ve "kısmi anlaşma" olduğunu anlattı.

Koç, "savaş" senaryosunda, değişik türlerin bulunabileceğini ifade ederek, ABD'nin, İran'ın Irak sınırındaki Cumhuriyet Muhafızlarının üsleri ya da sadece nükleer tesisleri hedef alan bir sınırlı operasyon düzenleyebileceğini veya tüm rejimi hedef alabileceğini belirtti.

ABD'nin, savaş durumunda 1990-91 yıllarında Saddam'a yaptığı gibi, İran'a karşı da uluslararası bir koalisyon kurması ihtimalinin bulunduğunu kaydeden Koç, İran'ı İsrail ile birlikte vurmasının ise "küçük ihtimal" olduğunu kaydetti. Koç, "Şu anda gündemde değil, ama 2011'de ne olacağı bilinmez" dedi.

-"SAVAŞ, KÜRTLERE BAĞIMSIZLIK FIRSATI DOĞURUR"-

Koç, ABD'nin olası saldırısına, Tahran'ın ciddi karşılık vermesi ve çatışmanın bölgeye yayılması durumunda, Irak'ın bölünmesi ihtimalinin en büyük korkusu olduğunu söyledi.

Özellikle Irak'taki Şiilerin önemli bir kısmının ABD'ye karşı durması halinde, Kürtlerin "ülkenin diğer kesimlerindeki kaosu gerekçe göstererek, bağımsızlık seçeneğini açıkça dile getirebileceğini" söyleyen Koç, "Ne kadar ülke buna 'evet' der bilmiyorum, ama ABD'nin hemen tanıyacağını sanmıyorum" diye konuştu.

Koç, ABD'nin İran'ı vurması durumunda, en çok avantaj sağlayacak organize grubun ise İran'daki Kürtler olacağını savunarak, bunların savaşı bahane ederek "Türkiye-İran sınırındaki şeridi ele geçirebileceğini" öne sürdü.

İran'a yönelik olası savaşta, Türkiye'ye, "İran'a baskıyı artır, ticaretini azalt, bizimle istihbarat paylaş, ambargo kararlarına uy, hava sahanı, üslerini aç" gibi baskıların gelebileceğini belirten Koç, savaşın petrol fiyatları ve ticaretin yanı sıra turizme olumsuz etkide bulunacağını, komşusu (İran) ile ABD'nin çatışma içinde olduğu bir Türkiye'nin turizm alanında da kayıpları olacağını belirtti.

-"ŞU AN KULLANMAYABİLİR AMA 20 SENE SONRA..."-

Koç, "nükleer İran" senaryosunda ise, ''Tahran'ın, nükleer gücünü 'korkutma ve şantaj' aracı olarak kullanabileceğini, bölgede silahlanma yarışına yol açabileceğini, İran'da rejim değişikliği ve demokratikleşme ihtimalinin azalabileceğini, İsrail'e karşı varoluşsal bir tehdit olacağını ve bu silahların teröristlerin eline geçebileceğini" kaydetti.

İran'ın nükleer bomba yapmasıyla Türkiye'nin çevresindeki tüm önemli ülkelerin nükleer silaha sahip olmuş olacağına dikkat çeken Koç, bu durumda Türkiye'nin stratejik gücünün azalacağını savundu.

Koç, nükleer bomba yapımını "tüpten çıkan diş macunu"na benzeterek, "Bir çıktı mı bir daha geri girmez. İran'ın etrafında birçok tehdit var. Bize şu an kullanmayabilir, ama 20 sene sonra İran'la nasıl bir ilişki içinde olacağımızı bilemeyiz" dedi.

-"NÜKLEER BİR İRAN, TÜRKİYE'NİN BATI'YA BAĞIMLILIĞINI ARTIRIR"-

İran'ın nükleer bomba yapmasının Türkiye'nin, Batı'ya güvenlik bağımlılığını artıracağını da savunan Koç, ABD'nin İran'ı caydırmak gerekçesiyle, Türkiye'ye nükleer silah veya füze bataryaları konuşlandırması ihtimalinin de gündeme gelebileceğini, ayrıca Türkiye'den üs, havaalanı gibi isteklerde bulunabileceğini belirtti.

Nükleer güce sahip bir İran karşısında, Türkiye'de, bu kapasiteye ulaşılması gerektiği gibi seslerin yükselebileceğine işaret eden Koç, ancak bunun uzun, meşakkatli, maliyetli bir süreç olduğunu ve Türkiye gibi bir açık toplumun nükleer teknolojiyi gizli bir şekilde geliştirmesinin zorluklarının bulunduğunu kaydetti.

Koç, bu yönde çabaların Batı ile Türkiye arasında, Cumhuriyet döneminde yaşananların çok ötesinde gerilimlere neden olabileceğini söyledi.

-"SOĞUK SAVAŞ"-

Koç, üçüncü senaryo olan "soğuk savaş" ile, "her an savaş olabilirmiş gibi geçen yıllar"ı kastettiğini, bunun bir anlamda ABD ile İran arasındaki mevcut ilişkilerin çok uzun döneme yayılması anlamına geldiğini kaydetti.

Bu senaryoda, ekonomi, enerji, turizm gibi alanlardaki olumsuz etkilerin daha az derecede, ama daha uzun vadeli görüldüğünü anlatan Koç, senaryoya göre, İran'a yönelik ambargoların da artacağını söyledi.

Koç, BM'den olası ambargo kararının çıkması durumunda Türkiye'nin Körfez Savaşı sırasında yaşadığı tecrübeleri hatırlatarak, özel bir durumunun olduğunu dile getirmesi ve yerine göre muafiyet istemesi gerektiğini belirtti.

-İRAN GERİ ADIM ATAR MI?-

Bahadır Koç, "İran'ın geri adım atması" ve ABD ve İran'ın anlaşmasını öngören senaryoların da, "çok mümkün olmamakla beraber imkansız olmadığını" söyledi.

Koç, İran'ın nükleer projeden geri adım atması durumunda, Batı ülkelerinin "baskının işe yaradığı" düşüncesiyle, nükleer enerji geliştirmek isteyen ülkelere daha sıkı baskı yapma tutumuna gidebileceğini kaydetti.

ABD'de Demokrat aday Barack Obama'nın iktidara gelmesi durumunda, İran'la anlaşmaya varılması ihtimalinin artacağını belirten Koç, İran'da "daha pragmatik kişilerin yönetime gelmesi durumunda da anlaşma ihtimalinin kısmen olabileceğini" ifade etti.

-TÜRKİYE İÇİN EN İYİ SENARYO-

Koç, "kısmi anlaşma" senaryosunun da, İran'ın nükleer bomba yapmaması, ancak tamamen de geri adım atmamasını içerdiğini, Türkiye için en iyi senaryonun bu olduğunu belirtti.

Özellikle, Obama'nın başkanlığı durumunda bu senaryonun çok ciddi bir şekilde gündeme gelebileceğini ifade eden Koç, bu senaryoya göre, nükleer konuda birtakım ara formüllerin gündeme gelebileceğini, bu tür faaliyetlerin yabancı bir ülkede veya İran toprağında, ancak tamamen gözetim altında yapılması durumunun ortaya çıkabileceğini söyledi.

-ABD'NİN İRAN'I VURMA İHTİMALİ-

Öte yandan Koç, 6 ay önce yayınlanan ve İran'ın nükleer programını durdurduğunu öngören Amerikan istihbarat raporunun ABD'deki "şahinlerin" elini kolunu bağladığını söyledi. Görev süresinin dolacağı 5 ay içinde ABD Başkanı George Bush'un İran'ı vurma ihtimali yüzde 10 ile 20 arasında olsa bile, bunun mümkün olduğunu belirten Koç, şöyle konuştu:

"İran ile ABD'nin, nükleer konu, Irak ya da bölgesel rekabet yüzünden savaşmaları, en azından askeri çatışma yaşama ihtimali, Obama iktidara gelse bile, bence yüzde 30-40'tan az değil. Çünkü arada bazı temel çelişkiler var. İki tarafta da savaştan, gerilimden beslenecek gruplar var ve çok önemli temel çıkar çatışmaları var. Dünya petrolünün üçte ikisinin olduğu bir yere kim hakim olacak? Çocuk oyuncağı değil..."

YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
nesrin 11 Haziran 2008 Çarşamba 

hehe bunu bende biliyordum bilmeyen mi var demekki samanyolu bilmiyormuş gerekçeyi:) tabi akılları yetmiyor demeyelimde işlerine gelmiyor!! ne duyarlıymış samanyolu hakimlerin açıklamadığı kararların başkalarının ağzından duyulmasına falan:)) yalnız biz bu duyarlılığı ilhan selçuk doğu perinçek gibi kimselerin tutuklanmasında göremedik ha bire ifadeleri falan emniyetten önce duyup yayınlıyorlardı hiç duyarlı değildi o zaman ama şimdi sağır sultanın duyduğunu bildiğini bilmezden geliyor ya pessss

Yorumu oyla      18      10  
musa yılmaz 11 Haziran 2008 Çarşamba 

//**1-DEVLET neye yarar;bilirsek.//**2-Herhangi bir Anayasanın neye yaradığını iyi anlarsak,//**3-Anayasamızın metnine dahil olan BAŞLANGIÇ BÖLÜMÜyle birlikte tamamını iyi okursak,//**4-Anayasanın DEVLETİ KURAN ve DEVLETİ KORUYAN yasa olduğunu iyice kavrarsak,//**5-Anayasa Mahkemesinin ANAYASAYI KORUYAN bir MAHKEME OLDUĞUNU farkedersek,//**6-Anayasa Mahkemesinin ANAYASAYI KORUMAKLA;Anayasa ile korunan DEVLETİ KORUMAKTA OLDUĞUNU KABUL EDERSEK...//İşte o zaman DERİN ANAYASA bizim de elimizdedir.//

Yorumu oyla      18      10  
nigar konaş 11 Haziran 2008 Çarşamba 

Yinemi komplo teorileri gündeme gelen her konuda olduğu gibi bu konudada yanında ve karşıtında görüşlerin olması gayet doğaldır işimize gelmediği zaman hemen bunu arkasında hangi güçler var bunu tezgahlıyan zaten bunlar onun için bu kadar net konuşuyorlar demekmi gerekiyor diğerlerinin konuyu işlerine geldiği gibi analiz etmesinden kaynaklanan bir eksiklik olabileceği niçin düşünülmüyor benim adalet duygum bana TBMM de seçim sistemi yüzünden herkesin temsil edilmediğini söylüyor

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 11 Haziran 2008 Çarşamba 

Ne Sayın Erdoğan’ın “Milletin harim-i ismeti” tanımlaması ile üzerine titrediği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne reva görülmek istenen “vesayet rejimi”nin kabul edilemeyeceği düşüncesi ve duruşu, ne de Sayın Bahçeli’nin aynı meclis için “Kayyumluğu reddeden” ve zinde güçleri de “malumun ilanı” değil, “makulün ilamı”nda buluşma çağrısının karşılığı yoktur artık. Bugün varolan bir gerçeklikten söz edilecekse, o da Baykal’ın artık gizleme gereği bile duymadan, her siyasi kriz öncesi ortaya koyduğu düşüncelerinin bir “öngörü” ürünü değil, siyaset mühendislerince planlanmış bir olgunun “ilanı”ndan ibaret olduğu gerçeğidir. Mahkemenin siyasi/politik duruşuna karşılık Erdoğan ve Bahçeli’nin hukuki duruşla cevabına karşılık Baykal dünkü grup toplantısında anladığım kadarıyla özetle diyor ki; artık taşlar yerinden oynadı, Meclis “milli iradenin tecelligahı” değil, “siyaset arenası”dır. Üstlenilen misyon gereği, Meclis’i rölantiye aldık, iktidarı da patinaja kaptırdık, icazetimiz olmadan yol alamazlar. Partisi kapatılır, Sayın Erdoğan 8-10 yıllık uzun bir yürüyüşe çıkar dinlenirse, belki biz yuvaya dönmesine izin veririz ya O, tıpkı Gandhi, Mandela ya da Mao’nun yaptığı gibi gümbür gümbür gelir yerini alır. To be or not to be.. işte bütün mesele! “olmak ya da olmamak…

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Obama'dan Ermeni Yalanına Destek
ABD'de başkanlık seçiminde Demokrat Parti'yi temsil etmesi kesinleşen ...
Kim Neye İnanıyor? İşte Dünyanın İnanç Atlası
Bu haritada 'dünyanın hangi kesimi neye inanıyor'; 'inanların sayısına ...
Türkiye Artık ABD'nin Güvenilir Müttefiki Değil
Amerikan Hava Kuvvetleri için hazırlanan raporda Türkiye’nin gelecekte ...
 
Taliban Geri Döndü
ABD onları yok edemedi. Onlar geri döndü, köprüleri yıktı, mayınlar döşedi, ...
Uygur Türklerine Nazi Uygulaması
Çin, asimilasyon ve baskıyla yok etmeye çalıştığı Uygurlar için şimdi ...
Gürcistan, 14 Rus Askerini Gözaltına Aldı
Gürcistan'ın, Abhazya'dan silah çıkarmaya çalışan 14 Rus barışgücü askerini ...
 
Irak, Halkın Mücahitleri'ni Yasakladı
Irak hükümeti, İranlı muhalif grup Halkın Mücahitleri Örgütü'ne ülkede yasak getirdi.
İran'da 'Açık' Kadınları Topladılar
İran'da Saçı gözüken kadınları, traşı uygunsuz erkekleri topladılar, fön ...
Irak'ta Bombalı Araçla Saldırı: 51 Ölü
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda ilk ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
beşiktaş
fenerbahçe
bist
döviz
Sağlık
işte benim stilim
uefa
Elif Erbakan
Tatbikat