Hükümetin küresel krize önlem kapsamında çıkardığı Özel İstihdam Büroları'nda 'geçici işçi' düzenlemesi, işgücü piyasasında gerginliğe neden oldu. İstihdamı artırmaktan çok istihdam piyasasında sosyal güvenlik haklarının tırpanlanmasına neden olacak Özel İstihdam Büroları'na ilişkin 'geçici işçi' düzenlemesi, işverenin ekmeğine yağ sürecek.
Türkiye İş Kurumu, geçici işçi, işveren ve Özel İstihdam Bürosu arasında imzalanacak, işçinin çalışma süresi, tazminat hakkı, tatil gibi haklarını düzenleyecek 'iş sözleşmesi' hazırlığının son aşamasına gelirken, uzmanlar bu sözleşme ile işçinin haklarının garanti altına alınmayacağını, kağıt üzerinde kalacağını savunuyor.
'Ölüm ve kazalar artar'
Ayrıca uzmanlar, geçici işçi alımında mesleki yeterliliğe çok fazla bakılmaması nedeni ile Tuzla tersaneleriyle gündeme gelen ölüm ve kaza vakalarının artabileceğine dikkat çekti. Türkiye İş Kurumu (İş-Kur) Genel Müdürü Namık Ata, Özel İstihdam Büroları'ndan sağlanacak geçici istihdamın diğer işçilerle aynı haklara sahip olacağına değinirken, son aşamaya getirdikleri İş Sözleşmesi'nde bu yönde düzenleme yaptıklarını söyledi. Ancak, Türk-İş Araştırma Müdür Yardımcısı Enis Bağdadioğlu, Türkiye'deki sosyal güvenlik sistemi ile AB uygulaması arasında uçurum olduğuna dikkat çekti.
Hükümetin bu düzenlemesi doğrultusunda İş Sözleşmesi hazırlığı içinde olan İş-Kur'un Genel Müdürü Ata, hazırlayacakları iş sözleşmesi ile geçici işçinin de tazminat hakkını alabileceğini söyledi. Ancak, geçici işçinin tazminat hakkı elde etmesi için işyerinde 1 yıl çalışması gerekiyor.
'ILO'ya uygun'
Ata, sözleşme hakkında şunları söyledi: "Yönetmelik değişikliğinde AB direktifi ve ILO normları doğrultusunda düzenleme yapıyoruz. Başka getirilecek belli disiplinler olacak. İşçiler de mahrum bırakılmayacak. Yani bizim getirdiğimiz bir sistem değil. Avrupa'da bütün ülkelerde özel istihdam büroları var."
Hükümetin, 'işçi haklarını tırpanlayan' yasal düzenlemesini Bağdadioğlu, "Sistem sadece ucuz işçi çalıştırılması için oluşturuyor" diye değerlendirdi. Bağdadioğlu, "Avrupa'da da geçici iş büroları var. Ancak oradaki iş ilişkisinde sosyal güvenlikle bağlantılı. Sendikal örgütlenmeye yönelik kalıcı işçi ile geçici işçi arasında her hangi bir çalışma statüsünde farklılık yok. Ama Türkiye'de taşeron işçi ile normal işçi arasında çok büyük fark var. Sendikal örgütlenme açısından baktığınızda da farklar var. Taşeron işçisinin sendikal örgütlenmesi istihdam güvencesi ağır tazminatları var. Ama bizde mümkün olduğu kadar ucuz" diye konuştu.
Bu arada Bağdadioğlu, işveren ile işçi arasında iş sözleşmesi imzalasa bile patronun özel istihdam bürosu kurarak işçisini buradan temin ederek, mali yükten nasıl kurtulacağını, şöyle anlattı: "Özel İstihdam Bürosu olarak benim elimde üç tane tekstil işçisi var. 'Bir fabrikaya 1 tane işçi gönderin' dedi ve 6 ay bir fabrikada çalıştı. İşveren sadece o işçiye para veriyor. Her hangi bir sorumluluğu olmayacak. İşçi ile muhatap olmayacak. Bakın dikkat çekilmesi gereken bir nokta var; büyük işverenler kendisi istihdam bürolarını oluşturacak.
Bu büroyu tasfiye ettiğinde, bankadaki teminatı 20 bin lira. Bu durumda ona bağlı olan işçinin hakkı, sosyal güvencesi o gittikten sonra ne olacak? Bu işçi simsarlığının modernize edilmesidir."
400 kişilik istihdamın 100'ü geçici
Yeni düzenleme ile geçici iş ilişkisi sözleşmesine dayalı olarak çalıştırılan işçi sayısı, işyerinde çalıştırılan işçi sayısının dörtte birini geçmeyecek. Örneğin 400 işçi çalıştıran bir tekstil fabrikasında geçici işçi sayısı 100 kişi olacak. Söz konusu bu 100 işçi aynı işvereni ile geçici iş ilişkisi sözleşmelerinin toplam süresi 18 ayı geçmeyecek.
İş kazası olursa sorumlu kim?
Düzenlemede mesleki eğitim almamış kişilerin de işgücü piyasasına katılması soru işaretini de beraberinde getiriyor. Tuzla tersanelerindeki taşeronluk sisteminde olduğu gibi Özel İstihdam Bürosu'ndan kiralanan işçinin, bir kaza ile karşı karşıya kalması durumunda işvereni sorumlu tutacak bir düzenleme yer almıyor.
İş güvenliğine yönelik yasal düzenlemeler olmasına karşın, taşeronluk sisteminde bu yasalar pek hayata geçmiyor. Türk İş Başkanı Mustafa Kumlu, işçi kesiminin görüşü alınmadan oluşturulan tasarının, çalışma hayatındaki barışı bozacağının altındı çizdi.
'Örgütlenmeye engel'
Kumlu, Özel İstihdam Büroları'na geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilmesinin, istihdamın esnekleştirilmesi açısından son derece sakıncalı olduğunu belirtirken, "Bu uygulama, ekonomik krizi fırsat görerek çalışma şartlarının olumsuz hale dönüşmesine yol açacaktır. Özel İstihdam Büroları'na verilen, istihdam ettiği işçileri kiralama yetkisi, istihdamı artırmayacak, çalışma barışını bozacak, işçilerin örgütlenmesine engel olacak ve işçilerin güvencesiz bir ortamda insan onuruna yakışmayan bir ücret düzeyinde çalıştırılmalarına neden olacaktır" dedi.
İşçinin Fonu ile eğitime katkı
Hükümet, geçtiğimiz günlerde hazırlamış olduğu mesleki eğitim, danışmanlık hizmeti gibi projelerin kapsamını geliştiren istihdam paketine bütçe oluşturmak için işsizlik fonuna aktarılan devlet payını yüzde 20 oranında artırdı.
Böylece, Türkiye İş-Kurumu'nun iş bulma, danışmanlık hizmeti ve mesleki eğitim gibi faaliyetlerine ilişkin giderler için devletin sağlayacağı katkı neredeyse ikiye katlandı. Resmi Gazetede dün yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile işsizlik fonuna aktarılan devletin katkı payına yönelik düzenlemeye gidildi.
Devletin payı artırıldı
Kararda, "Sigortalı işsizler ile Türkiye İş Kurumuna kayıtlı diğer işsizlere yönelik iş bulma, danışmanlık hizmetleri, mesleki eğitim, işgücü uyum ve toplum yararına çalışma hizmetleri ile işgücü piyasası araştırma ve planlama çalışmaları kapsamında yapılacak giderlerin yıllık miktarının 2009 ve 2010 yılları için işsizlik sigortası primi olarak bir önceki yıl içinde İşsizlik Sigortası Fonu'na aktarılan Devlet payının yüzde ellisine çıkarılması; Bakanlar Kurulu'nca 15 Haziran 2009 tarihinde kararlaştırıldı" dendi.
Eski düzenlemede ise bu faaliyetlere yönelik İşsizlik Sigortası Fonu'na devletin sağladığı katkı payı yüzde 30'u geçmiyordu.
Kaynak: Radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...