Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ni (AKPM) oluşturan 370 üye arasından 21 milletvekili, AKP’nin kapatılmasına ilişkin davada Türk yargısına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne saygı göstermesi uyarısı yapan bir bildiri yayınladı. AKPM’nin Başkanlık Bürosu tarafından dün sabah saatlerinde kaleme alınan bu bildirinin yayınlabilmesi için en az 20 milletvekilinin imzası gerekiyordu. Bu nedenle bildiri hazırlanır hazırlanmaz milletvekillerinin imzasına açıldı. Öğle saatlerinde 21 imza toplanabildi ve bildiri kıl payı resmen yayınlanabildi. Ancak bu bildirinin ’hukuki ve siyasi’ hiçbir bağlayıcılığı bulunmuyor, sadece altına imza atanları bağlıyor. Bununla birlikte bunun önemi, ’AKPM’nin devam eden bir davaya ilişkin ilk açıklama’ olarak belirtiliyor. Bu deklarasyonun yayınlanması ile AKPM’nin Türk delegasyonunu oluşturan 8 AKP milletvekili ve muhalefetteki 4 milletvekili arasında, son üç gündür devam eden ’deklarasyon krizine de’ son nokta konmuş oldu. AKP’liler, ’Bildiriyi AKP hazırlattı’ şeklindeki haberlere maruz kalmamak için yazılı bildiriyi imzalamadılar. Listede hiçbir Türk milletvekilinin adı bulunmadı. Bildiriyi imzalayan 21 kişi arasında ’Avrupa Halk Partisi’ adı ile anılan, ’Hristiyan Demokrat’ milletvekilleri çoğunlukta.
AKPM yetkilileri “Bildiri AKPM’nin ortak deklarasyonu olarak görülemez. Sadece altına imza atan ülyeleri bağlar. Hiç bir hukuki ve siyasi bir bağlayıcılığı ise bulunmuyor. Bir bildirinin AKPM’nin ortak kararı olabilmesi için metnin ya Genel Kurul’da oylanarak onaylanması ve Daimi Komisyonlarda kabul edilmesi gerekiyor. Bu olmadıysa bildiriye siyasi anlam atfedilemez” dedi.
Bildiride 4 AKPM grup başkanının (Hristiyan Demokratlar, Liberaller, Komünistler, Sosyalistler) imzası bulunuyor. Ancak bu imzalar başkanların gruplarını değil kendilerini bağlıyor.
İşte O Bildiri...
Bizler, Türkiye’de Adalet ve Kalkınma partisinin kapatılması ve 71 üyesine siyaset yasağı istemi ile Türkiye Genel Başsavcısı tarafından açılan yasal sürece ilişkin kaygılıyız. Anayasa Mahkemesi’nin bu talebi kabul edilebilir bulmasından dolayı endişeliyiz. Yargı ve iddia makamının bağımsızlığının önemine vurgu yapmakla birlikte, çoğulcu bir demokraside örgütlenme ve ifade özgürlüklerinin temel önemde olduğunun altını çiziyoruz. Siyasi partilerin kurulması ve siyasi görüşlerin ifade edilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10 ve 11. maddeleri ile garanti edilen, hakların bölünemez bir parçasıdır. Şiddeti desteklemeyen, Anayasal düzeni değiştirme amaçlı düşünceler de bu hakların içerisinde yer alır. Türk adli makamları ve yargıdan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin(AİHM), parti kapatma ve üyelerine getirilen yasağa ilişkin içtihatına saygı göstermesini bekliyoruz. Türkiye siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin bir mirasa sahip. Parti kapatılmasına ilişkin davalar, AiHM’de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin(AİHS) ihlali kararı ile sonuçlandı. 1995’de, 2001’de Anayasal reformlara ve 2003’deki Siyasi Partiler Yasasın’daki reforma rağmen, partilerin kapatılması girişimi devam ediyor. Buna konuda reformlara ihtiyaç var. Türkiye’nin demokratik reform sürecinin devam edeceği yolundaki taahütlerinden de cesaret larak, Türkiye’yi, AİHS ile uyumlu olmaya ve anayasal ve yasal reformları bir an önce devam ettirmesi konusunda teşvik ediyoruz.
Vatan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...