Kendi sosyolojik kurgusu sırıtsa da, bu sırıtma eğreti dursa da, bu eğretilikten bile çok ünlü olmayı becermesi özel zekasını işaretliyor.
Önceleri temkinli durduğu, sonra 5. vitese taktığı Yozgatlı Ahmet imajı ile Nişantaşı ahalisinden ince bir intikam alırken, kendine korunaklı bir sığınak bulacak kadar da pratik bir zekaya sahip.
Büyük gemiden ateş ettiği için, girdiği polemiklerde zafer kazanıyor.
Bu zaferi kendi gücü sandığı anda yere yıkılıyor…
“Mazi kalbimde yaradır!” şarkısı favorisi…
Üslubunu küfür düzeyine çekerek bir parça kendisini sıradanlaştırsa da, halen ne yazmış diye ilk bakılan yazarlardan…
Gücünün farkında ama farkında değilmiş gibi davranmaya bayılıyor…
Mütevazi olmakla-mütevaziliği oynamak arasında gidip gelen ruhunu, dün günah dediği eylemlerde susturuyor…
Biatçı değil ama isyankar da değil.
Kendisine bırakılan alanda sınırları zorlamayı seviyor. İşte o sınırları zorladığı zamanlarda iyi yazarlar listesinin geçici misafiri olabiliyor.
Tarafsız değil ama tarafsızlığı oynamayı seviyor.
Kinci değilmiş gibi dursa da, kendisi aleyhine yazan gazetecilere karşı özel yöntemleri var.
Bu halleriyle bile Hürriyet’in en iyilerinden…
Hürriyet o’nu…
O Hürriyet’i kullanıyor…
Evet kibirli değil ama Ahmet Hakan Coşkun’un sahicilik kumu dolduğunda daha iyi bir insan, daha iyi bir gazeteci olma ihtimali halen var.
Bu haber 18313 defa okunmuştur.