Sun gazetesinin haberine göre Elisabeth, hakime verdiği ifadede, babası Josef Fritzl'in "çok güçlü" olduğunu belirterek, "Bana karşı çok gaddardı" dedi.
Elisabeth, babasının elinde geçirdiği günleri, "Cinsel ilişkiye girmeyi reddettiğimde bunun acısını çocuklardan çıkaracağını biliyordum. Bize kötü davranacağını, bizi tekmeleyeceğini biliyorduk" sözleriyle anlattı.
Babasının sürekli kendisini ve çocuklarını terk edeceği, kapıyı kilitleyip kendilerini çürümeye bırakacağı tehdidinde bulunduğunu anlatan Elisabeth, "Bize sık sık, bu hücrede hiçbir şansımız olmadığını söylüyordu" diye konuştu.
Elisabeth, hücrede çocuklarına mümkün olduğu kadar normal hayat yaşatmaya çalıştığını, onlara şarkılar söylediğini, hikayeler anlattığını, ancak babası hücreye girer girmez atmosferin birden değiştiğini anlattı. Elisabeth, "İçeri girdiğinde ortalığı sessizlik kaplardı. O hücreye geldiğinde biz artık sadece hayatta kalmaya bakardık. O çok güçlüydü" ifadesini kullandı. Avusturya'nın en kıdemli kadın hakiminin, "Babanızın tehlikeli olmasını önlemek için hayatı mümkün olduğunca normal hale getirmeye çalışıyordunuz. Öyle mi" şeklindeki sorusuna, Elisabeth "Evet" cevabını verdi.
Sapık baba Fritzl, kızını henüz 18 yaşındayken hücreye hapsederek ondan 7 çocuk sahibi olmuş, çocuklardan biri doğduktan sonra ölmüştü.
Fritzl, karısına ise, "Elisabeth'in evden kaçtığı ve doğurduğu çocukları evlerinin kapısına bıraktığı" hikayesini uydurarak, çocuklardan üçünü karısı ve kendisiyle birlikte yaşamak üzere eve getirmişti.
Korkunç olay, hiç gün ışığı görmeden yaşayan en büyük çocuk Kerstin'in (19) hastalanarak hastaneye kaldırılmasıyla ortaya çıkmış ve tüm dünyayı şoke etmişti.
18
10
