Dermatoloji Uzmanı Dr. Selin Tecimer, dermis olarak adlandırılan derinin alt katmanlarına kadar ulaşan yara ve sivilce izlerinin tedavisinde yüzeysel kimyasal soyma gibi uygulamaların yetersiz kalabildiğini bu sebeple, dermis bölgesine ulaşmada yüksek hassasiyet ve kontrol sağlayan lazer tedavilerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Dr. Tecimer, teknolojinin bugün geldiği noktada, pek çok lazer sistemine sahip olunduğunu belirterek, “Herbirinin deri üzerinde ayrı bir etkisi vardır. Fraksiyonel lazer sistemleri iz tedavileri için tercih ettiğimiz yöntemlerden biridir. Lazer ışın atımlarının bütün olarak değil, düzenli aralıklarla deriye ulaşmasını sağlayan bu fraksiyonel sistem; öncelikle deri üzerinde pıhtılaşan kanalları açıyor. Böylece, aralıklı minik sütunlar şeklinde ısınan bu kanalların etrafındaki sağlam deri için onarım mekanizması çalıştırılırken, aynı zamanda bölgedeki kollajen üretimi de tetiklenmiş oluyor” dedi.
Derinin yeniden düzenlenmesi için kullanılan lazerlerin, ablatif ve non-ablatif olmak üzere iki farklı etkiyle çalıştığını belirten Dr. Tecimer, iz tedavilerinde onarım mekanizmasını başlatan fraksiyonel ablatif lazerlerin, öncelikli tercihleri olduğuna, ancak bunların tek başına kullanılmasının dermise etki edebilmek için, yüksek doz uygulama gerektirdiğine dikkat çekti.
Dr. Tecimer, sözlerini şöyle tamamladı: “Deri yüzeyinde daha çok hasar oluşturacak olan bu yüksek doz uygulama, iyileşme sürecinin de uzaması anlamına gelir. Bu nedenle non-ablatif sistemle eş zamanlı uygulama; daha kısa iyileşme süresinin yanı sıra, uygulama sonrasındaki 1 ila 3 gün içerisinde sosyal yaşamın devam etmesine imkan sağlar.”
ntv
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...