10 yıla yaklaştı Ak Parti iktidarı. Daha önce benzeri olmayan bir güç ve oy yüzdesiyle üçüncü dönemdir tek başına başta. İçinde milli görüşçülerden liberallere, merkez sağcılardan solculara kadar birçok kesimi barındıran bir kitle partisi. Ama buna rağmen bu güne kadar birkaç istisnanın dışında bu büyük güç hiç gedik vermedi, kendi bünyesinde kavgaya tutuşmadı. En azından dışarıya yansıyan böyle bir örnek yok.
Ta ki Erdoğan hastalanana kadar. Ak Parti’nin tartışmasız lideri Erdoğan ne zaman ki hastalandı, hastalığı ile ilgili spekülasyonlar arttı, o zaman aslında bu birlik görüntüsünün nasıl bir patlamaya gebe olduğu da anlaşıldı.
Erdoğan'ın eski yol arkadaşları bir yerden, daha partiye dün katılmış yeni vekiller başka yerden parti içi çatışmayı körüklemek için hiç zaman kaybetmedi.
Ta ki Erdoğan hasta yatağından bile olsa şöyle bir doğrulup işareti verene kadar. Hepsi sus pus oldu, birer birer Erdoğan’a bağlılıklarını açıklamaya başladılar. Ve sonuçta şike yasası Erdoğan’ın istediği gibi, aynen geçti. Çatlak sesler ise kendi çatlaklarına saklandılar.
Ha… Bu gücün demokrasi açısından nasıl okunacağı ayrı konu. Ama şu açık ki, bu muazzam gücün tek bir tutkalı var, o da Tayyip Erdoğan.
Ve “Ak Parti çatlıyor, dağılıyor…” söylemlerine son vererek tek bir hamlesiyle yine partisini tek ses haline getirip gücünü gösterdiği için Erdoğan bir kez daha KAZANDI.