1986 yılında İngiliz basınına İsrail'in gizli nükleer silah programını açıklamasının ardından Mossad ajanlarınca Roma'dan İsrail'e kaçırılan ve vatana ihânet suçundan yargılanıp 18 yıl hüküm giyen İsrailli nükleer teknisyen Mordehay Vanunu, 2009 Nobel Barış Ödülü`ne aday gösterildi.
Ancak bu adaylık Vanunu için gurur duyulacak ya da mutlu olunacak bir olay değil.
Mordehay Vanunu, Nobel Barış Ödülü Komitesi`ne bir mektup yazarak, isminin adaylar listesinden çıkarılmasını istedi.
İsrailli nükleer teknisyenin nedeni ise ders niteliğinde: "Aralarında Şimon Peres`in de olduğu bir listede adımın yer almasını kabul edemem"
İsrail`in nükleer silahlanmasının ana mimarlarından biri olan ve Nobel Barış Ödülü`nün daha önceki sahiplerinden biri olan Şimon Peres ile aynı listede adının anılmasını istemeyen Vanunu, aday olarak gösterilmesini kabul etmeyeceğini açıkladı, Komite`den adının listeden çıkarılması talebini iletti.
Daha önce de aynı ödüle aday gösterilen Vanunu, Komite`ye yazdığı mektupta, 18 yıl hapis yatmasına rağmen halen İsrail`den çıkmasının yasak olduğunu da hatırlatarak, "Özgür olana kadar, yani İsrail`de yaşamaya zorlanmayana kadar, her türlü ödüle 'Hayır' diyorum. İstediğim tek şey özgürlük" ifadelerini kullandı.
VANUNU'NUN NÜKLEER TEKNİSYENLİKTEN NOBEL'E UZANAN ÖYKÜSÜ
Vanunu, 1986 yazı ortalarında İngiliz Sunday Times'la irtibat kurdu ve Dimona'da (İsrail'de bir şehir) çalışan bir teknisyen olduğunu ve bazı şeyleri açıklamak istediğini söyledi. Elinde Dimona'daki "işyeri"nde çektiği fotoğraflar vardı. Vanunu'nun çalıştığı mekan, bir nükleer silah kompleksiydi. Çektiği fotoğraflar bu kompleksten görüntülerdi. İsrail'in nükleer silah alanında ne yaptığına dair o güne kadar ne ülke içinde, ne ülke dışında kamuoyu ile paylaşılmış bir bilgi vardı. Sunday Times tanığı dinledi, fotoğrafları inceledi ve haberi basmaya hemen karar verdi.
Londra'da gizlenen Vanunu, tanıştığı genç bir kadının ısrarı üzerine, o günlerde kalkıp Roma'ya gitti. Sunday Times'da haberin çıkmasından bir hafta önce Roma'da İsrail gizli servisi tarafından kaçırıldı.
Gazete haberi 5 Ekim 1986'da "Revealed: The Secrets of Israel's Nuclear Arsenal" ("İsrail'in Nükleer Silahları Hakkında Bilinmeyenler Ortaya Serildi") manşetiyle yayınladı.
İsrail, Vanunu'nun kendi isteğiyle ülkesine geri döndüğünü iddia ediyordu. Duruşmalar sürerken bir gün Vanunu içinde bulunduğu araçta avucunu açıp cama dayadı. Avucuna "Vanunu 30 Eylül 1986 tarihinde Roma'da kaçırıldı ve hapsedildi" yazılıydı. O günden sonra cezâevi aracının camları siyaha boyandı.
30 Ağustos 1987'de mahkemesi başladı. Görgü tanıklarına göre elleri kelepçeli ve kafasında bir motosikletçi kaskıyla getiriyorlardı. Mahkeme salonunun olduğu binaya özel olarak hazırlanmış bir tünelden geçirilerek alınıyordu. Mahkeme çıkışlarında da çevresindekilerle konuşması engelleniyor, bazen ağzı bağlanıyordu.
Mahkemede "vatana ihanet ve casusluk" suçlarından 18 yıla mahkûm edildi.
Cezaevinden çıkışında Vanunu'ya kesilen cezanın bu kadar olmadığı anlaşıldı. İsrail, Vanunu'ya karşı aldığı bir dizi kısıtlamayla onun dünyayla olan bağlantısını tamamen kesmeye çalıştı. Vanunu`nun yabancılarla görüşemesi, yazışması, e-mail ve faks kullanması yasaklandı. Nerede yaşamak istediğini seçmesine izin verildi, ama buradan polisin izni olmadan ayrılamayacağı açıklandı. Yabancı büyükelçiliklere, sınırlara, limanlara veya havaalanlarına yaklaşmasına izin verilmedi. İsrail'den ayrılması, Dimona'da teknisyenken nasıl çalıştığı ve hangi koşullarda İsrail'e kaçırıldığından söz etmesi de yasak. Vanunu, bu yasakları ihlal ederse yeni bir davadan tekrar mahkeme önüne çıkarılabilir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...