Kara Harp Okulu’nun 30 Ağustos’ta düzenlenen mezuniyet töreninde teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atması ve protokolde resmi yemini okuduktan sonra protokolün tören alanından ayrılmasının ardından kılıçlarını çatarak geleneksel yemini okumaları gündem olmuştu.
ERDOĞAN TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün konuya ilişkin, “Geçenlerde mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak gerekli bütün araştırmaların hepsi yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da temizlenecek” açıklamalarını yaptı.
CHP Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, konuya ve Erdoğan’ın sözlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Bağcıoğlu, şunları söyledi:
“Burada Türk milletinin kurtuluşu, Cumhuriyet’in kuruluşunda başat rol oynayan, Atatürk'ün iki büyük eserinden biri olarak değerlendirdiği CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı ama bundan da önemlisi emekli bir asker ve bir Harp Okulu mezunu olarak bu değerlendirmeleri yapacağım. Bence bu süreç değerlendirilirken kesinlikle şunu göz önünde bulundurmak lazım: Şu anda bir kaşık suda fırtına koparılan faaliyet, yıllardır devam eden bir ritüel. Benim internetten yaptığım araştırmalarda 1990’ların başına kadar devam eden, daha sonra 2016 yılına kadar süregelen, 2016-2017’de -hatırlarsınız hain darbe girişimi sonrası harp okulları mezun vermemişti- o dönemde bir akamete uğrayan daha sonra 2018’den itibaren 2023’e kadar yapılan bir and seromonisi. Bu seremoni içerisinde hiçbir suç unsuru yok.
''KILIÇ ÇATMA OLAYI ÜZERİNDEN SİYASİ RANT DEVŞİRMEK ADİL DEĞİL”
Kılıç çatma olayı ise -hepiniz biliyorsunuz, Türk milleti de bunu takip ediyordur- tarihi milattan önce 209 yılına kadar uzanan, Kara Kuvvetleri Türk ordusu, ‘Kılıç, tören üniformasını mütemmim bir cüzüdür’ yani ayrılmaz bir parçasıdır. Törenlerde kılıç çatma, yani o kılıcı birbirine vurma olayı her zaman yapılır. İster resmi tören içinde yapılır, ister resmi törenin dışında yapılır. Bir örnek vermek gerekirse subayların evliliklerinde bile bazen bu kılıç çatma olayı mutluluğu göstermek için icra edilir. Dolayısıyla bunun da rutin bir faaliyet olduğunu hatırlamak gerekir.
Hepimizin bildiği gibi, bu kılıç çatma olayı örneğin 2021 yılında Hava Harp Okulu, Deniz Harp Okulu müştereken yaptığı törende yine yapıldı. Bunun videoları sosyal medyada mevcut. Dolayısıyla bu yeni bir olay değil. Bunun üzerinden bir siyasi rant devşirmek; vesayetmiş, darbeciymiş, başka bir oluşummuş gibi siyasi hedefler peşinde koşmak adil değil. Bence Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) bu siyasi tartışmaların içine çekmek de hiç uygun değil.
“FETÖ DÖNEMİNİN HAYSİYET CELLATLIĞI UYGULAMALARI YAPILDI"
Bu genç teğmenler, 30 Ağustos sabahı yaşanan bir coşkuyla beş yıllık eğitim sonunda ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusuna katılmanın verdiği heyecanla bu işi yapıyorlar. Bu arkadaşlar zaten beş yıldır Milli Savunma Üniversitesi emrindeki Harp Okulu’nda, her şeyleri kontrol altında, incelenmiş. Dolayısıyla bu çocukları bu şekilde itham etmek uygun mu? Hemen bu törenden sonra atılan tweet’ler, yapılan açıklamalar, bazı basın mensuplarının açıklamaları... Bunlar kabul edilemez. FETÖ döneminin haysiyet cellatlığı uygulamaları yapıldı bu çocuklara ve TSK’ya karşı. Etrafımız ateşten gömlek, kuzeyimizde çatışmalar, güneyimizde çatışmalar, bölücü terör örgütü hala tehdit oluşturuyor, batıda komşumuz hazır bekliyor ama siz TSK’nın en geç mezunlarını bir suni tartışmayla, iftiralarla... Dolayısıyla bütün TSK’yı yıpratmaya çalışıyorsunuz. Atatürkçü kesimi rencide ediyorsunuz ki zaten Atatürk zihniyetini kabul etmeyenler benim gözümde Türk vatandaşı değildir, Türk milleti olarak kabul edilemezler.
“ATATÜRK, TSK’NIN EBEDİ BAŞKOMUTANI"
Atatürk, TSK’nın ebedi başkomutanı. Bunu herkes kabul ediyor. Başkomutanlığına saygı, bu teğmenlerin görevi. Anayasa’da Atatürkçülük ilke olarak benimsenmiş durumda. Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Yönetmeliği'nde, eğitim sisteminin Atatürkçü değerlere dayandırılması gerektiği belirlenmiş durumda. Dolayısıyla bu şekilde bir vesayet, darbe, başka türlü oluşum, illegal oluşum gibi iftiraların kabul edemeyeceğini belirtmek istiyorum. Eğer vesayet, darbe aranıyorsa FETÖ döneminde kumpaslarla TSK’nın yıpratılmasını, askeri personelin haysiyet cellatlığı veya 2000’li yıllardan başlayan adli süreçlerle tasfiye edilmesini, bir kısmının hapishanelerde vefat etmesini, bir kısmını hapishanelerden çıktıktan sonra hastalanıp vefat etmesini göz önüne almamız lazım. Esas milli güvenlik sorunu o, esas darbe o. 15 Temmuz gecesi, 252 tane vatandaşımız şehit oldu hain darbe girişimini engellemek için. Ama bunun yanında onlara destek veren kimdi, TSK’nın yüzde 96’sıydı. Kışlalarından çıkmayan, FETÖ'cülerin bir kısmını kışlalarından çıkarmayanlar... Bunların hepsi Atatürk ilke ve devrimlerine, laik, demokratik Cumhuriyet’e bağlı askeri personeldi. Subay, astsubay, uzman çavuşlardı. Dolayısıyla bunu da göz önüne almak lazım değerlendirmeler yaparken.
'''MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİYİZ’ DEMEK BİR SUÇ UNSURU MU?''
Bu faaliyet, yıllardır devam eden bir ritüel. Sayın Cumhurbaşkanı'nın başbakan olduğu dönemde de yapıldı, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de yapıldı. Bu faaliyet tören içinde de yapıldı, törenden sonra da yapıldı. Bir sivil üniversitede, şapka atma bir ritüel olabilir. Ama yapısı disiplin olan Türk Harp Okullarında bu kılıç çatma sevincin, mutluluğun, mezun olmanın, Harbiye'ye vedanın bir göstergesi. İkincisi yapılan andın sözlerini inceleyin lütfen. Sözlerinde hiçbir suç unsuru yok? ‘Mustafa Kemal'in askeriyiz’ demek bir suç unsuru mu? 1922 yılında, Turgut Özakman’ın anılarını veya kitabını incelerseniz, Türk askerlerini gören köylü kadınlarımızın ‘Kemal'in askerleri geldi’ dediğini duyarsınız, oradan başlıyor bu süreç. Azerbaycan Lideri Ebulfez Elçibey, 1994 yılında Türkiye'yi ziyarete geldiğinde, Cumhurbaşkanlığı tören kıtasını karşılarken ‘Merhaba Mustafa Kemal'in kahraman askerleri’ demedi mi? Dolayısıyla ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ demekte hiçbir beis yok. Bundan doğal bir şey yok.
''ATATÜRK BİZİM ORTAK VE EN ÜST DEĞERİMİZ''
Bu ritüel, resmi törenden sonra yapılıyor. Yani resmi töreni bozup, disiplin bozucu bir hareket değil. Düzenini bozmuyor resmi törenin. Bu tip olaylar geçmiş dönemde de görmüştük, hemen sosyal medya tetikçileri devreye giriyor. ‘90-100 kişilik bir grup.’ Burada kesinlikle ayrım, bölücülük yok benim gördüğüm. Bütün sınıf Atatürk'e hiçbir siyasi düşünce olmadan bu arkadaşlar başka siyasi görüşlerde olabilir, başka düşüncelerde olabilir ama hepsinin ortak çatısı Atatürk, Atatürk değerleri. Biz de o yüzden burada bu siyaset üstü konuşmayı yapıyoruz. Genel Başkanımız bu konuda CHP’nin duruşunu çok net ortaya koydu. Bu siyaset üstü bir durum. Bu konunun takipçisiyiz. Atatürk bizim ortak ve en üst değerimiz.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...