Yazıcıoğlu, Işık Grubu Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak katıldı. "4 yıllık AKP iktidarı ve 2007 yılı iç ve dış beklentileri" konulu toplantıda dinleyicilere hitap eden Yazıcıoğlu'nun konuşması ilgiyle dinlendi.
2001 Krizi Kasıtlıydı
Yazıcıoğlu, AKP'nin, 21 Şubat 2001'de yaşanan ekonomik kriz sonucu Türkiye'nin dibe vurması nedeniyle tek başına iktidar olabildiğini söyledi. 21 Şubat'ın aynı zamanda Ortadoğu'daki gelişmelere hazırlık operasyonu olduğunu düşündüğünü belirten Yazıcıoğlu, aslında o dönemde Türkiye'de 21 Şubat krizinin yaşanacağı bir ortam olmadığını, bu krizin kasıtlı çıkarıldığını söyledi. Yazıcıoğlu, "Cumhurbaşkanı-Başbakan arasında Anayasa kitabı fırlatılacak sonra da Türkiye yüzde 50 kaybedecek. Basına kapalı ortamda meydana gelen olay, 'Türkiye krizle karşı karşıya' diye açıklanırsa kriz olur. Nitekim oldu. Türkiye bilinçli olarak krize sokuldu. İradesiyle hareket edecek hükümet yoktu. Bu olaylar, siyaseti, ekonomiyi dibe vurdurdu. Dış ilişkilerdeki inisiyatifimizi ortadan kaldırdı. Daha sonra da güçlü bir iktidar ortaya çıkarma zemini hazırlandı. Bu dibe vuruşun sonucunda da AKP tek başına iktidar oldu" diye konuştu.
Birini Överek Birini Döverek İktidara Getirdiler
Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: "AKP'yi döverek, CHP'yi överek iktidara getirdiler. Sistem sağda kimi döverse, solda da kimi överse oylar orada toplanıyor. İhtilallerden sonra gelen hükümetlerde hep bu formül uygulanmıştır. Bunu değiştirmenin çözümünü bulmalıyız." Yazıcıoğlu, bir soru üzerine, başta ABD olmak üzere küresel güçlerin AKP'ye desteğinin devam ettiğini ifade etti. Yazıcıoğlu, "Bir dönem daha iktidara getirmek istiyorlar. CHP'nin de ana muhalefet olarak kalmasını istiyorlar. Milliyetçilerin bir araya gelerek bir sinerji oluşturmaları ve bu dengeyi bozmaları lazım" diye konuştu.
Asıl İktidar Değişmiyor
İşbaşına gelen siyasi partilerin yalnızca adının ve hükümet numarasının değiştiğini söyleyen Yazıcıoğlu, "Ama asıl iktidar ve bakış açısı hiç değişmiyor. Kimileri Atatürkçülük, Milliyetçilik, İslamcılık, Cumhuriyetçilik adına işbaşına geliyor, ama her gelen önce üzerinden siyaset yaptığı değeri eziyor. Bir önceki iktidarlarla benzeşiyor. Onların devamı niteliğinde görev yapıyor ve gidiyor. Böyle bir devir teslim var ama millet kendi iktidarını aramaya devam ediyor" diye kaydetti.
Yazıcoğlu, hükümetin, bugüne kadarki süreçte halkın taleplerine değil, küresel güçlerin kurgularına uygun icraatlar gerçekleştirdiğini ileri sürdü. Yazıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "AKP iktidarı hangi beklentiyi yerine getirdi? Küresel siyaset mühendislerinin kurgusuna göre mi yoksa vatandaşların beklentisine göre mi siyasi icraatlar yaptı?" Bu dönem içerisinde yapılan hukuki değişikliklerin daha fazla ahlaki dejenerasyona yol açtığını ifade eden Yazıcoğlu, kapkaç, hırsızlık olaylarının arttığını belirterek, "Özellikle büyük kentler dağ başına döndü. Küresel güçler federatif bir yapıya dönüşmemizi istiyorlardı. Bu da adım adım gerçekleştirilmeye çalışılıyor" dedi.
AKP'nin Tek Sevabı
Amerikan askerlerinin Türkiye'de konuşlanmasını öngören tezkerenin reddedilmesini bu hükümetin "tek sevabı" olarak gördüğünü ifade eden Yazıcıoğlu, "Ama AKP bunu iradesiyle yapmadığı için sevabın devamını getiremedi. Tezkere yerine bizim Irakla ilgili bir projemizin olması lazımdı. Bu iktidar Ortadoğu konusunda irade koyamadı. O yüzden başımıza çuval geçti. Şu anda ekonomi IMF'ye, dış politika ABD-İngiltere-İsrail konsorsiyumuna bırakılmış durumda" diye konuştu.'
İthalat Kanserli Hücreye Benzer
Yazıcıoğlu, Türkiye'de borçlanmanın ikiye katlandığını, işsizliğin artığını belirterek, ithalata dayalı bir büyümenin yaşandığını kaydetti. İthalata dayalı büyümeyi kanserli hücreye benzeten Yazıcoğlu, "Bu kanser hücresi gibidir. Bir zaman sonra öldürür" dedi.
ABD'den Yol Haritası Almayız
Büyük Birlik Partisi olarak iktidara gelmeleri halinde ABD'den yol haritası alıp almayacaklarının sorulması üzerine Yazıcıoğlu, "ABD Büyükelçiliği müsteşarının geçtiğimiz günlerde kendilerini ziyaret ettiklerini ve görüşlerini onlara da açıkça ifade ettiklerini söyledi. Yazıcıoğlu, "Biz ABD'den yol haritası almayız. Türkiye'nin durumunu biliyoruz. Silah sanayinde dışa bağımlı olduğumuzu biliyoruz. Ancak Türkiye zarar verme potansiyeli en yüksek ülkedir. Bir bölük askerimiz Somali'ye gidiyor, Afganistan'a gidiyor yer yerinden oynuyor. Bu coğrafyada bizim iznimiz olmadan kimse gezemez. Biz bu gücümüzü kullanacağız" karşılığını verdi. Yazıcoğlu, iktidar olmaları halinde AB üyelik sürecinin donduracaklarını belirtti. İran ve Suriye ile ilişkilerin yoğunlaştırılması taraftarı olduğunu söyledi.
Kavga Edenler Değil Seyredenler Suçlu
Yazıcıoğlu, ülkenin bugün geldiği durumu anlayabilmek için 12 Eylül döneminin de hatırlanması gerektiğini belirterek, şunları aktardı: "Türkiye'de ihtilal tezgahlandı, planlandı. İhtilale gidiş yolunda döşenen kilometre taşları 1970'li yıllardaki anarşimizdir. Bu kavganın bir parçasıyız biz de. Bunları ifade ederken pişmanlık duygusuyla söylemiyorum. Uğruna canımızı vereceğimiz Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehditlerden dolayı refleksimizi gösterdik. Bir ülkeye tehdit olduğunda istemdışı refleksleri gösteren milliyetçilerdir. Kuvvetler çatışınca fikirler unutuldu ve kavga girdabına düştük hep birlikte. 12 Eylül'e giriş sürecindeki suçluların kavga edenlerin değil kavgayı seyredenler olduğuna inanıyorum."
Anarşiyi durdurmak için gelen 12 Eylül harekatının kültürel transformasyona neden olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "Milli kimlik çözülmesi ve milli ahlak çözülmesi başladı. PKK da çekiç gücün kanatları altında yeşerdi" dedi.
Gaddar Evren Özgürlükçü Oldu
PKK'nın kullandığı en önemli argümanlardan birinin de Kürtçe'nin yasaklanması olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, "Bugüne baktığımızda ise dün Kürtçe'yi yasak edip toplumsal gerginliğe yol açan, baskıcı yaklaşımlarla tabandan yeni tahriklerin oluşmasını sağlayan,12 Eylül döneminin başı, ülkücü, devrimci gençlerin idamına imza atarken eli titremeyen gaddar Kenan Evren şimdi özgürlükçü oldu. Terör örgütü üyelerine karşı yumuşak huylu, merhametli bir insan kılığına girdi. Acaba kişiler mi değişiyor yoksa önlerine konan projelerin taşeronluğunu mu yapıyorlar?" dedi.
Işık Grubundan Mektup Kampanyası
Işık Grubu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Mehmet Akif Işık ise, "Tek parti iktidarında geçen 4,5 yıldan sonra 2007 yılında peş peşe iki seçim yaşayacağız. Bu yıl gelecek 10 yıllara yön verecek Türk tarihinde önemli dönemeçlerden biri olacaktır. Bu bilinçle hepimizin özveri ve sağduyu ile kararlar vermesi gerecektir" dedi. Sözde Ermeni soykırımı tasarısına değinen Işık, Işık Strateji Grubu olarak bu tasarıyla mücadele etmek için çok yakında önemli adımlar atacaklarını kaydetti. ABD Temsilciler meclisi Üyelerine mektup kampanyası başlattıklarını belirten Işık, bu bağlamda uzman arkadaşlarıyla bir taslak metni hazırladıklarını söyledi ve herkesi harekete geçmeye davet etti.
Toplantının sonunda Işık, Yazıcıoğlu'na üzerinde Ayetel Kürsi'nin yazılı olduğu bir tablo hediye etti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...