Bürokrat ve gazetecilere esrarengiz mektuplar
Ankara'yı üs edinen misyonerlerin yeni hedefi ; bürokrat ve gazeteciler oldu. Misyonerlerlerin; para ve iş vaadi ile genç nesli etkilemeye çalıştığı biliniyor. Son gelişmelere bakılırsa ciddi bir strateji değişikliğiyle hedef büyütmüşler!.. Ankara'da bazı önemli bürokrat ve gazetecilere bir süredir esrarengiz mektuplar geliyor. ABD Michigan Eyaleti'nden gelen mektuplarda açıkça Hiristiyanlığa davet var. Misyonerler mektupta, 'Allah'ın sağ eli davet edicidir. İsa'dan başka hiç kimsenin,'Yol benim' deme hakkı yoktur. Bu konularda birisiyle konuşmak isterseniz mektubun arkasındaki ilan, bunu yapabilmenizi sağlayacaktır' deniliyor. Daha geniş bilgi için adres gösterilen yer de kamuoyunda misyoner tv olarak bilinen ve yurt dışından yayın yapan TURK-7 kanalının ta kendisi.. Misyonerlere mektupta bilgi alabilecekleri 4 merkez daha öneriliyor; Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir..Yazarın Notu: Abartılı bir cesaretle Müslüman mahallesinde salyangoz satmak isteyenlerin unuttukları önemli bir konu var. Müslümanları davet ettikleri dinin resmi olarak bilinen 3 kitabı var!.. Sayıyoruz; Biiir.. İkiii.. Üüüç!.. Bu davet hangisine acaba?.. Kainatın kitabı Kuran-ı Kerim ise tüm Dünya'da bir tane.. Sağdan da baksak bir, soldan da baksak bir.. Ne güzel rakamsın sen bir!..
Çölaşan'ın şok olduğu an
NOKTA dergisinin önceki yönetimi döneminde çalışan bir bayan muhabir, dergi için Emin Çölaşan ile röportaj yapmak ister. NOKTA'nın İstanbul merkezinde görevli olan bu muhabir Çölaşan'ın da Hürriyet'in İstanbul merkezinde çalıştığını zannettiği için gazetenin İstanbul'daki santralini arar. Bayan muhabir santraldeki görevliye Çölaşan ile görüşmek istediğini söyler. Santral görevlisi de hattı hemen Ankara büronun santraline yönlendirir. Ankara santralindeki görevli aracılığı ile Çölaşan'ı bağlatan ancak Ankara ile görüştüğünün farkında olmayan bayan muhabir o gün için saat 13.00'de Çölaşan ile röportaj randevusu alır. Saat 13.00'e geldiğinde bayan muhabir İstanbul Hürriyet'e gider ve kapıdaki görevlilerden Çölaşan'ın Ankara da olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Ankara Hürriyet'i arayıp Çölaşan'ı tekrar bağlatır ve ''Emin bey bana randevu vermiştiniz Ankara'ya gitmişsiniz randevuyu unuttunuz mu?'' diye sitem eder. Çölaşan ise istifini bozmadan ''Hanımefendi ben yıllardır Hürriyet'in Ankara bürosunda çalışıyorum. Siz önce görüşmek istediğiniz kişinin hangi şehirde yaşadığını öğrenin daha sonra hesap sormaya kalkışın'' cevabını verir ve ''ya sabır'' çekerek telefonu kapatır.
Baykal
Cemal Süreyya'nın tabiriyle Baykal, '3 kişinin içinde ahbap, 100 kişi içinde yol gösterici... 1000 kişinin içinde hiç...' Lider Biyografilerindeki Türkiye (Aykırı Tarih, 2001) kitabında Deniz Baykal bölümünü yazan Yücel Demirer ve Levent Erçin Deniz Baykal'a, 'Ya çok sevilen ya da nefret edilen' başlığını yakıştırdılar. Bedri Baykam'a göre o, 'Herkese rağmen herkesi kurtaracak gladyatör'dü... Deniz Baykal'la ilgili benimde zihnim hiç net olmadı. Daha doğrusu, sevmek ve sevmemek arasında sürekli gel-gitler yaşadım. Baykal'ın Antalya'da okurken kentin sulama kanallarında işçilik, Toprak Mahsulleri Ofisi'nde ambar puantörlüğü, tekneyle karpuz nakliyeciliği yapmasına sempati, Yunus'lardan Edebali'lerden bahsederek Anadolu solu kavramını ortaya atıp, sonra vazgeçmesine ise kızdım. Kendi küçük dünyamda Baykal'ı nereye koyacağıma bir türlü karar verememiştim. Kısmen de olsa bir kararım var artık.. Saddam'ın idamıyla ilgili ilk ve tek net açıklamanın sahibi Deniz Baykal, yalnız genel başkan değil, aynı zamanda bir liderdir.. Lider, risk almayı bilen değil midir? Herkes sustuğunda konuşana, tüm lügatlarda, 'lider' derler..
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...