Reha Muhtar/Vatan
O zaten gay...
Beyaz kadın yalanları, erkeğin sanal ihtiyaçlarını karşılar...
Zaman zaman tutkulu, zaman zaman psikopatik ama herhalükârda grift bir aşkın erkek kahramanı doktor Alp Nuhoğlu bizim Gülşen Yüksel’e, “Robert zaten gay anla artık” dediğinde, “hop” demiştim, “yeni bir çocuğumuz oldu...”
Konu eski Türkiye güzeli Zeynep Tokuş’un Robert’le haşır neşir, buzda dans etmesiydi...
Magazin basını doktorlukla değil, dayakla gündeme oturttuğu Alp Nuhoğlu’nu kaşıyacak malı bulmuş, mağrib olarak saldırmaktaydı...
“Robert’in eşinizi öööyyyle bacaklarından tutup kaldırmasını nasıl karşılıyorsunuz?.. Çok samimi değiller mi?..” gibisinden elalemin içini gıcıklayıcı, adamın ise “asabını test edici” sorular sormaktaydı...
Alp Nuhoğlu sonunda asabını bozan tartışmayı bitirdiğini zanneden sözü söyledi:
“Şimdi açık söylemek istemiyorum... Robert’in kadına ilgi duyması mümkün değil...”
Onu söyleyince “hop” demiştim, “yeni bir bebeğimiz oldu...”
Kadınlar durumlarını kurtarmak için beyaz yalanlar söylerler...
Çevrelerindeki erkeklerin çoğuna gay derler ki, rahat etsinler...
Sevgilileri ya da kocaları gevşesin ve umursamasın...
“O mu yok canım... O gay... Ortada bir sorun yok yani...”
Erkeğe biseksüel muamele çekme, koca ve sevgili kıskançlığından muzdarip kadını rahatlatır...
Ortalık sanal olarak sayıları şişirilmiş biseksüel erkek kaynar...
Gelgeç erkeklere biseksüel ya da gay demeleri, başka erkekleri rahatlatır...
Erkek cinsel güvensizliği ve kompleksleri başkalarının gay’liğinden sebeplenerek yener...
Kadın memnun, erkek memnun, herkes gay’likten nasiplenince ortalık rahatlar, flört ve aldatmalar huzura erer...
***
Alp Nuhoğlu, Robert’i muayene ederek gay olduğu sonucuna ulaşmadığına göre, belli ki, sevgili eşi Zeynep Tokuş, Robert Bey’le dans pistindeki yakın hallerini anlatırken, “paten partnerinin gay olduğunu” ifade buyurdu...
Zavallı doktor da, tartışmanın biteceğini düşünerek, “Robert’in karıma o şekilde bakması mümkün değil...” deyiverdi...
Oysa doktor bey bilmiyor ki Türkiye’de şov dünyası “kokain, uyuşturucu trafiği ve ünlüler” gibi konular yerine, bunları konuşmayı yeğler...
Kameralar hemen Robert Beauchamp’e yönelerek, “Onun gay olup olmadığını” sorgulamaya girişti...
Adam öyle bir laf etti ki, bu lafı yutmak deveye hendek atlatmaktan zordu:
“Hayır ne biseksüelim ne de gay’im... Evli olmasa Zeynep hanımla farklı bir ilişkim olurdu...”
Al başa belayı...
Söylenecek bir şey yok...
Bu hayatı karı-koca kendileri istediler...
Ne doktorluk, ne Türkiye güzelliği onlara, tatmin edici bir alkış sağlamamış ki, Buzda Dans yarışmasında, “milyonların önünde karı-koca ve flörtöz bir dansçıdan oluşan 3’lü bir ilişkiyi tartışıyorlar...”
***
Yarışmanın jürisi Ayşe Arman, köşesinde konuyu köpürtmekte...
Bir kız arkadaşı, “Aklı başında hiçbir erkek karısının Buzda Dans yarışmasına girmesini istemez” demiş, onun da müthiş tuhafına gitmiş...
“Sen galiba delirdin” gibisinden bir şeyler söylemiş...
Ayşe yanlış yerden konuya giriyor...
Ben ona şöyle sorayım:
“Bir doktor ve Türkiye güzeli eşi, durup dururken, bütün Türkiye’nin önünde, evliliklerini ya da aşklarını üçüncü bir kişiyle niye sorgularlar?..”
Ne işi var Robert’in onların hayatında?..
Evli olmasa onla beraber olur muymuş, olmaz mıymış bunu tartışıyor Türkiye...
Bir evlilik durup dururken, para ihtiyacı da yokken neyin ihtiyacıyla böyle uluorta gevezelik haline getirilir?..
Bu kadar sıradanlaştırılabilir?..
Bu kadar elalemin ağzına sakız edilir?..
Birilerinin para kazanma iştahına bir diyeceğim yok...
Ben Zeynep Tokuş’la Alp Nuhoğlu’nun iştahını ve sindirim sistemini merak ediyorum...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |