Emniyet’te memur, amir ve müdür düzeyinde çokça yakın akrabası olan bir yazar olarak genellikle polise pozitif ayrımcılık yaparım.
Her yapının içinde olduğu gibi polis camiasında da sınırlarını koruyamayanlar var ama polis camiasının ana damarı dar ve orta gelirli aile çocuklarından oluşur.
İşte bu 300 bin polisin hayati önem taşıyan ek gösterge problemi var.
Teknik olarak izah edersek;
Polisler, 2200 olan ek göstergesinin 3600 olarak düzeltilmesini istiyorlar.
Polis memurlarının maaşı yan ödemelerle ve tazminatlarla şişirildiği için yan ödemeler ve tazminatlar emekli maaşlarına yansımıyor.
Durum böyle olunca, emekli olduğunda maaşının yarıdan fazlası kesiliyor.
Başbakan’la ilgili kamuoyunda, “köşe yazarlarını sevmediğine dair” yerleşik bir algı vardır.
Erdoğan’ın köşesinden kendisine talimat vermeye yeltenen yazarlara itiraz ettiğini, önerilere açık olduğunu düşünüyorum.
Başbakan’la tanışıklığı olan bir yazar, daha da ötesi, bir vatandaş olarak; kendisinden, “Polislerin ek gösterge problemine hassasiyet göstermesini” 300 bin polis ve onların aileleri adına rica ediyorum.
Dua da alırsınız, oy da!
‘Tarafsız Bölge’ izlenimleri…
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, 2 gün önce CNN TÜRK’te Ahmet Hakan’ın ‘Tarafsız Bölge’ programının konuğuydu.
Yavaş’ın CHP’ye geçişinin ardından ilk canlı yayın performansı olması açısından önemliydi.
Programının ilk dakikalarına tutuk başlayan Yavaş, ilerleyen zamanda biraz daha rahattı.
Programın sonlarına doğru üzerindeki gerginliği iyice atan Yavaş, iyi bir performans sergiledi.
Özellikle, en büyük rakibi Melih Gökçek’in bazı icraatları için ‘başarılı’ demesinin, izleyici üzerinde sempati uyandırdığını düşünüyorum.
Mansur Yavaş, mükemmel bir hatip değil. Doğrusu, sözcüklerle oynamayı pek beceremiyor ama izleyicisinde ‘samimi adam’ hissini uyandırıyor.
Sanırım en büyük avantajı da, ‘profesyonel siyasetçi’ olmaması…
Gönül köprüsü
Güneydoğu’da uzun zamandır terör eylemlerinin yaşanmaması, bölgeye yönelik iş adamları ve sivil toplum örgütlerini de harekete geçirdi.
Bu çabaya en güzel örneklerden birisi, Alternatif Politikalar Merkezi’nin Şırnak çıkarması oldu.
En son şehit düşen korucu Hasan Caner’in evi ile birlikte, bölge sivil toplum örgütü liderleri ve kanaat önderlerini ziyaret eden Alternatif Politikalar Merkezi Başkanı Dr. Mahmut Koçak, “Terör dolayısıyla tahrip olan kardeşlik hukukumuzu onarmak, yalnızca devlet ve siyasetin değil, vatandaş ve sivil toplum kuruluşlarının da görevidir.
Bu gezi, silahların korkusuyla suskunluk sarmalına girmiş bölge halkının sesini duyduğumuzu ve yanlarında olduğumuzun da göstergesidir.” dedi.
Koçak’ın, Şırnak ve Cizre çıkarmasına katılan, Afyon Şehit Gaziler Derneği Başkanı İsmail Kumartaşlı ve şehit üsteğmen babası Fuat Saraç, Şırnaklılarla birlikte kardeşlik için dua ettiler.
Yapabiliriz!
Türkiye, son zamanlarda her yönden kıskaca alınmaya çalışılıyor.
Avrupa Birliği, Ukrayna’da kırım meselemiz, Suriye’deki son gelişmelerin ardından, İsrail ile Güney Kıbrıs’ın doğalgaz yataklarının olduğu bölgede ortak tatbikat yapması, bizi sürekli ateşin içine çekmek isteyen dünyanın varlığını yeniden teyit ediyor.
Tam bu noktada devlet aklı öne çıkmalı.
Binlerce yıllık damıtılmış tecrübe ve sabrı ile inadına barış, inadına huzurlu Türkiye için bu ablukayı yarmalıyız.
Tarih şahittir ki, yapabiliriz!
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…