Malum ben, milli tarihimizle adeta kucak kucağa yaşarım..
Her anımda, mutlaka tarihimize yönelir, “acaba bugün, hangi tarihi olayın yıldönümünü yaşıyoruz?” diyerek kendi kendime sorar ve araştırmalarıma yeniden başlarım..
Dün, yani 5 Ağustos günü, Meclis tarafından, Atatürk’ümüze Başkomutanlık verilmesinin 99. Yıldönümü idi.. Atatürk’ümüze, bu unvan 1921 yılında verilmişti..
Benim en büyük arzum, çocuklarımızın Atatürk sevgi ve bilgileri ile dolu olarak büyümeleridir.
Bunun için ben pek çok kitaplar yazdım..
Gençlere Atatürk Kitapları dizisinde 10, Atatürk’ü Seviyorum Öğreniyorum dizisinde 12, Atatürk’ün Meclis Konuşmaları ve Atatürk Muhalifleri dizilerinde 8 kitabım var.. Yalnız bu saydıklarımın sayfa toplamları 3-4 bin sayfa tutuyor.
NUTUK sadeleştirmem, Atatürk’ün Kürt Politikası gibi kitaplarım da dahil edilince, bunlardan zengin bir kütüphane oluşuyor.
Şimdi bakınız, şu anda elimde olan Gençlere Atatürk kitapları dizisi var. Bunlar arasında yer alan 48 sayfalık ATATÜRK SAVAŞLARDA kitabımda gençlerimize şu bilgileri vermişim:
“Sa: 7: Mustafa Kemal 1905 yılında, yani henüz 24 yaşında iken Harp Akademisinden mezun olup kıt’a hizmetine başladı..
Arkadaşlarıyla İstanbul’da kaldıkları eve, subaylıktan atılma Fethi adında birini aldıkları gerekçesiyle tutuklanıp tevkif edildi ve Şam’a sürgün gitti. Çünkü bu Fethi, II. Abdülhamit Hanı devirmek isteyen çetenin mensuplarındanmış..
Sa: 8: Mustafa Kemal ve yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy, Şam’da iken, diğer arkadaşlarının da katılımıyla, Vatan ve Hürriyet isimli gizli bir cemiyet kurdular. (1906)
Sa: 9: 1907’de Mustafa Kemal’in, Makedonya’daki 3. Ordu’ya tayini çıktı.
Sa: 10: 24 Temmuz 1908’de 2. Meşrutiyet ilan edildi.. 13. Nisan 1909’da, tarihe 31 Mart Vak’ası olarak geçen Gerici ayaklanması oldu.
Sa: 11: Gerici ayaklanmasını bastırma göreviyle hareket başlatıldı. Bu arada Selanik’teki Hareket Ordusu da Mustafa Kemal’in Kurmayı olduğu birliği İstanbul’a gönderdi..
Sa: 13: 1911’in Eylül’ünde İtalyanların Trablusgarp’a saldırmaları üzerine Mustafa Kemal 15 Ekim’de Mısır yolu ile Tobruk’a gitti. 9 Ocak 1912’deki Tobruk Savaşında taarruzu yönetti. Savaş sonunda rütbesi yüzbaşılığa yükseltildi.
Sa: 14: Ekim 1912’de Balkan Savaşı çıktı. Harbiye Nazırı Enver Paşa, bu savaşta yüzbaşı Mustafa Kemal’e faal görev vermedi.
Sa: 16: 1. Dünya Savaşı çıkınca, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Almanya’nın yanında savaşa katılmaktan yana oldu. Mustafa Kemal, bu savaşa katılmanın yanlış olduğu kanısında olmasına rağmen, savaş başlayınca Başkomutanlıktan görev istedi.
2 Şubat 1915’te 19. Tümen Komutanlığına atandı. Arıburnu ve Anafartalar liman bölgesinin komutanı oldu.
Sa: 17: Mustafa Kemal Çanakkale Savaşlarında..
Sa: 18: 3 Kasım 1914’te İngilizler, Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular.
Sa: 19: 19 Şubat 1915’te boğazın dış tabyaları tahrip oldu. İngiliz ve Fransız savaş gemileri, 18 Mart 1915’te Marmara denizine girmeyi planlamışlardı. Bu sebeple, limana giriş için çalışmışlar, mayın temizlikleri yapmışlardı.
17-18 Mart gecesi Nusret mayın gemisi limana yeniden mayın döşedi.
18 Martta İtilaf devletlerinin üç filosu Çanakkale boğazına girdi. Tabyalarımızı ateşe tuttular. Fakat mayınlarımızın patlamaya başlaması üzerine, bataryalarımızdan da başlatılan ateşlerimiz sonunda, iki İngiliz ve bir Fransız gemisi batırıldı. Böylelikle işgalci düşman, Çanakkale’nin geçilmez!.. olduğunu anladı..
Ve kara çıkarmalarına geçtiler.
Sa: 20: Bu dönemde düşmanın kara çıkarmasına karşı savunma görevini 5. Ordumuz yapmaktaydı. 19. Tümen komutanı Mustafa Kemal Bey, Conkbayırına vaktinde yetişerek, Kocaçimen tepesinin düşman eline geçmesine mani oldu.
Çanakkale Savaşları’nda ünlü kara savunma hattımızın temeli böylece Mustafa Kemal tarafından atılmış oluyordu..
Sonuçta düşman kuvvetleri 25 Nisan 1915 harekatında büyük kayıplar vermiş oldular.
Sa: 22: 1 Haziran 1915 Mustafa Kemal miralay(albay) oldu.
Sa: 22: Sa: 19: Anafartalar’da Albay Mustafa Kemal’in tarihi emri ve yaralanması..
8-9 Ağustos’ta Albay Mustafa Kemal bey, Anafartalar Grup komutanı oldu. Askere yaptığı konuşmasında; “Ben size taarruzu emretmiyor, ölmeyi emrediyorum!” diye haykırdı.
Ve bu emri zaten Milli Mücadele, İstiklal Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı yılları boyunca, yani hayatının sonuna kadar bize verilmiş bir simge olarak devam etti..
Ben de böylece pek çok kitabımda, Atamızın sözlerini çocuklarımıza nakletme ve öğretme onurunu yaşadım.. Yaşamaktayım..
Eğer yazılarımda gereksiz uzatmalar, tekrarlar olduysa lütfen beni bağışlayın.
(*) ATATÜRK SAVAŞLARDA/ Hazırlayan: Yalçın Toker, Yayınları, www.tokeryayinları.com Tel.02126010035