Kendisini egemen güç kabul eden Avrupa’nın, Dünya’ya yeni bir siyasi ve ticari ayar vermeye çalıştığı görülüyor.
Kendilerine göre problemi ikiye ayıran Avrupa; bir yandan Müslüman Alemini birbirlerine kırdırırken, diğer yandan teknoloji üstünlüğünü kullanarak emperyalist düşüncelerini ihraç ediyor.
Eskiden haçlı seferini at üstünde yapan Avrupa, bugün elindeki teknoloji ve ekonomik imkanlarını at yerine kullanıyor.
Tek filimle, yeni çıkardığı son model araba ile, ya da silahla, Dünya’ya istedikleri gibi yön veriyorlar/vermeye çalışıyorlar.
Bence; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politika ile ilgili şimdiye kadar söylediği en güçlü söylem, “Dünya 5’ten büyüktür!” sözleridir.
Bu 3 kelime kadar, Avrupa’nın gerçek yüzünü anlatan çok az kelime vardır.
Düşünün lütfen;
Tek bir ülkenin vetosu ile, milyarlarca insanın iradesinin yok sayıldığı bir demokrasi anlayışı olabilir mi?
Adeta uzay çağında taş devri gibi!
Daha da ötesi;
Taş devrinde bile, bugünkü gibi Dünya’ya nizam vermek adına, insanlar katledilmiyordu.
Kabil, Habil’i niye öldürdü diye yeri göğü inleten insanlık, milyarlarca insanı öldüren Avrupa’ya gıkını çıkarmıyor!
Bu nasıl bir komedi?
Bu nasıl içler acısı bir trajedidir…
Uygar Dünya ifadesini hak edecek bir insanlık mazimiz yok.
Avrupa, çok hızlı bir manevi çöküş içinde.
Manevi çöküş, kilit bir cümle.
Teknolojiye hükmeden insanın ruhudur.
Ruhsuz kalan Avrupa, öldürerek yaşamak gibi absürt bir seçeneği işaretledi.
Dikkat edin lütfen;
Avrupa’da, ciddi anlamda birbirleri ile kavgalı kaç Avrupa ülkesi var?
Ya Müslüman’ı öldürüyorlar!
Ya da Müslümanlara birbirlerini öldürtüyorlar!
Hala mı bu gerçeği görmüyoruz?
Talat Atilla/Güneş