SAVCILARDA MI MAHKEMELİK OLACAK
Ergenekon davasının ek klasörlerine ''Galip'' adlı gizli tanığın açık isim ve kimlik bilgileri konularak deşifre edilmesi, yeni bir tartışma yarattı. Tanık koruma yasası, gizli tanığı deşifre edenlere, 4 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Yasa bu suçu işleyen kamu görevlilerinin, Memurin Muhakemat kanununa ve izne tabi olmadan 1-4 yıl arasında yargılanmalarını da öngörüyor. 5 Temmuz 2008 günü yürürlüğe giren Tanık Koruma yasasının 20'inci maddesi ''Bu Kanunun uygulanması nedeniyle öğrendikleri bilgi ve belgeleri açıklayan, yayınlayan veya her ne şekilde olursa olsun başkalarının bu bilgi ve belgeleri edinmesini ya da erişimini kolaylaştıranlar fiil başka bir suç oluştursa bile ayrıca, Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesi hükmüne göre cezalandırılır.'' hükmünü taşıyor. TCK'nın 258'inci maddesinde de ''Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.'' deniliyor Tanık Koruma yasası ayrıca ''Bu kanunda belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler ile bu maddede sayılan fiilleri işleyenler hakkında müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hariç olmak üzere, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz'' ibaresi de bulunuyor. Bu durumda Ergenekon savcıları da mı mahkemelik olacak ?
ÇİN BAVULU
Diyanet,Hac ve umreye giden vatandaşlara Çin malı çanta ve bavul veriyor. MHP Balıkesir milletvekili Duran Bulut ''Yerli malına kıran mı girdi'' diyerek bu durumu eleştirdi. Bulut bu malların yerli malı olması halinde Türk işçisi, esnafı ve insanının kazanacağını vurguladı.MHP'li Bulut, hacı adaylarına başta elbise olmak üzere verilen her malzemede "Diyanet" yazılı olduğu halde "Türkiye Cumhuriyeti" ifadesinin sadece hacıların kimliklerinin asılı olduğu şeritlerde ve görülmeyecek bir şekilde yer aldığını savundu. "Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti mi? Diyanet mi?" diye soran MHP'li milletvekiline Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu yanıt verdi. Bakan Yazıcıoğlu, hac organizasyonlarına dahil olan vatandaşlara verilecek malzemelerin, her yıl bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu tarafından alınan kararlarla belirlendiğini belirtti. Yazıcıoğlu, MHP'li milletvekilinin "Türk malı valiz" talebine de olumsuz yanıt verdi ve '' Hacı adaylarına Çin'den ithal edilen 2'li troleyli seyahat çantaları hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı'na bugüne kadar herhangi bir şikayet ulaşmamıştır" dedi. Yazıcıoğlu ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen Hac organizasyonları yemekli olduğunu ve organizasyona dahil olan hacı adaylarının büyük bir kısmına Diyanet İşleri Başkanlığınca kurulan mutfaklarda Türk aşçıları tarafından, Türk mutfağına ve damak tadına uygun yemek çıkarıldığını belirtti
BİTLİS DOĞUMLU
Bugüne kadar hep İzmir'li olduğunu anlatan ve yazılarına da konu eden Sabah Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ergun Babahan'ın Bitlis'li olduğu ortaya çıktı. Astsubay olan babasının görevi nedeniyle İzmir'de doğan Babahan, aslen Bitlis'li olduğunu da kendisi açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bitlis gezisine katılan Babahan köşe yazısında 30 yıl önce de babasının doğum yeri olan Bitlis'e gittiğini ve bu şehri çok değişmiş bulduğunu yazdı.
TAHA KIVANÇ BU SEFER YANILDI…
Yeni Şafak Gazetesinde Taha Kıvanç takma adıyla yazılar yazan Fehmi Koru, bugünkü yazısında bir yanlışlığa imza attı. Merhum Turgut Özal'ın Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde tatilini geçirdiği ''Nirvana'' adlı yatın, Nurullah Gezgin adlı iş adamının olduğunu öne sürdü. Oysa bu yat, Kutlutaş Holdigin Nurettin Koçak'a aitti. Özal, yaz tatillerini eski Devlet Bakanı Güneş Taner ve ailesi ile birlikte Koçak'a ait bu yatta geçirirdi.
Kıvanç yazısında ''Okluk Koyu' Dalaman/Göcek yakınlarında yazlık dinlenme mekanıydı Özal'ın; Nirvana Yatı da Nurulah Gezgin adlı bir işadamı dostunun teknesi... 1990 öncesi ve sonrası gazete arşivleri incelensin, bu iki konuyla rahmetlinin tozunun attırıldığı anlaşılacaktır...'' diye yazdı. Gezgin, İstanbul Sanayi Odası eski Başkanıydı ve 2003 yılında hayatını kaybetti. İKV Başkanı Meral Gezgin Eriş'in babası olan Nurullah Gezgin, Hilal Şirketler Grubu'nun sahibiydi.