Bir parkın yanından geçerken gözü boş salıncağa takılır..
Salıncak hafif rüzgar esintisiyle sallandıkça, salıncağın üzerine sesli gülmelerle sallanan çocukluğunu değil boşluğunu bırakır. Gözyaşları akmaya yeltenince, kafasını çevirir. Yoldan geçen arabalardaki insanlar gibi yetişkindir ve yetişkin kalacaktır.
Bir yetişkine çocukluğu geri verilmez..
Hayal kursa, hortlayan anılarla baş edemez. Gerçi hoş, o hortlayan anılarda kavgalar yoktur. Annesizlik ve babasızlık vardır. Anne ve baba kendi işine bakarken ayakta durmuş çocukluğu onlarla aynı evde dolaşıyordur. Bir başına o evde dolanıyordur.
Odasına gider ve kendine ağlayacak bir şey bulur..
Farkında değildir ki, bir çocuğu en derinden boşluğa düşürüp neye ağladığını bilmeyecek hale getiren anne-baba ihmalidir. Onların varken yokluklukları; değersizlik, yetersizlik, çaresizlik veya korkular yükleyebilir.
Kurması gereken asıl bağdan yoksundur..
Güven duyacağı limana yanaşamaz. Dalgaların üzerinde bir başına düşüp kalkmak yorucudur. Yanı başındaki limandan seslenip çağıran yoktur. Başka limanlara da nasıl gidileceğini bilmemektedir.
Yalnızlık uçurumunda üşümektedir..
Bir arkadaşı onu dinlese ve yüzüne gülümsese, ayazdaki bir ılık esinti ona dokunamaz. Ayaz iliklerine işlemiştir ve ilgi bir damarına dahi giremez. İnsanlarda ilgi ve sevgiyi ayırt edememesi, sosyal yakınlık kurma şansını elinden alır. Yalnızlığının sokaklarında gezer. Sokaklar hep uçurumlara çıkmaktadır. Fakat sonuçta hayattadır, daha yolu vardır ve her uçurumdan geri dönüp sokak değiştirir.
Karşılığını almayı bilmediği çabaları, beyhude bir dolaşmadır..
Bir silüete yaklaşır fakat detaylarını belirleyemez. Kendinden sevgi ışığı yayılsa, karşısındakinin nasıl biri olduğunu netleştirebilecektir. Belirsiz bir kişiyle bazen yola koyulur. Yan yana yürüdüğü kişi, tanımadığı bir insandır. Ondan ne alacağını ve ona ne vereceğini tahmin bile edemez. Bu yol arkadaşlığı, öylesine bir yan yanalıktır. Çoğu zaman da zarara uğrar ve bu zarara uğrama ayrılık getirir.
Çocukluğundaki anne-babanın yerini kimse alamaz..
Kollarını uzatsa, ona kollarını uzatana kavuşacaktır. Öğrenilmiş çaresizliği ile bu denemeleri yeltenmemektedir. Ona kimsenin içten sarılacağını düşleyememektedir.
Döngüleri kırmak, yine yetişkin bir bireyin elinde..
Bir yetişkine çocukluğu geri verilemez belki ama bir çocuğa çocukluğu verilebilir. Çocuklarımıza bol bol “seni seviyorum” diyebiliriz. Çocuklarımızı öpüp koklayabiliriz. Onların gözlerinin içine bakarak ve gülümseyerek onlarla muhabbet edebiliriz. Tekrar bu yaşlarına geri dönmeyecekler.
Çocuklarımızı sevdikçe, onlardan da sevgi alacağız. Bize sevgisini gösteren çocuklarımız ise, bizim en güzel hediyemiz olacaktır.
Hepimize sevgiyle beslenerek güven dolu iklimde yaşadığımız bir ömür diliyorum..