18 Mart, şanlı tarihimizin en unutulmaz sayfalarından biri olan Çanakkale Zaferi’mizin 104. yıldönümüdür..
Ben pek çok kitabımda bu büyük zaferimizi anlatırım. İsterim ki, çocuklarımız Atatürk sevgisi, vatan ve millet aşkı ile yetişsinler, okuma yazmayı öğrenmeye bu sevgilerle başlasınlar. İlköğretim için yazdığım 12 Atatürk kitabımın 8 numaralısının ismi; Çanakkale Savaşı, Annesinin Selanikten Kaçırılışı’dır.
Orta-lise düzeyindeki çocuklarımız için yazdığım 10 kitaplık Atatürk setimdeki 5. Kitabımın adı da Atatürk Savaşlarda’dır. O kitapta Büyük Atamızın, bu toprakları bize vatan yapmak için katıldığı, gazi olduğu bütün savaşları özetlerim. Öncelikle de Çanakkale Savaşını anlatarak görevime başlarım..
Bugünkü yazıma giriş yapabilmek için, şimdi o kitabımın(*) 17. sayfasından birkaç satır alayım:
“I. Dünya Savaşında, Çanakkale Boğazı’ndan geçmek isteyen İtilaf Devletleriyle, Osmanlı Devleti arasında yapılan Savaşlara Çanakkale Savaşları adı verilir.
Biz o savaşa Almanya, Avusturya-Macaristan’la birlikte girmiştik.. Karşımızdaki İtilaf Devletleri ise; İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya’dan oluşmakta idi.. Fakat onlar, Rusya ile temas kuramıyorlardı. Zamanın İngiltere Deniz Bakanı olan Churchill, Çanakkale’yi geçip, Marmara ve İstanbul üzerinden Rusya’ya silah-malzeme yardımı götürülmesini istemekteydi. İngilizler, Çanakkale’ye çıkarma yapmak için güç olarakAvustralya ve Yeni Zelanda’dan getirdikleri 75 bin kişilik Anzak güçlerini kullandılar. 25 Nisan 1915’te Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale’dekaraya çıkardılar.. (Antiparantez: Yeni Zelanda bugün de Müslüman katliamları ile gündemde, değil mi?!)
Fakat kuvvetlerimiz onların karada ilerlemesine asla izin vermediler. 19. Tümen komutanı Mustafa Kemal Bey (Atatürk) 27. Piyade AlayınıConkbayırına vaktinde yetiştirerek tepenin düşman eline geçmesini önledi.. Bu ilk zaferden sonra Anafartalar Grup Komutanlığına getirildi ve askerlerine, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmenizi emrediyorum!” diyerek Çanakkaleyi geçilmez yaptı.
Sonuç; İngilizler 205 bin, Fransızlar 47 bin kayıp vererek, topraklarımızdan defolup gittiler. Bizim kaybımız da 250 bin şehidi geçmişti..
Bu şehitlerimiz arasında pek çok gönüllü asker de vardı.. Aralarından sporcular, öğretmenler, memurlar, zamanın Beşiktaşlı, Fenerli, Galatasaraylı pek çok önemli sporcusu da bulunuyordu. Hepsi hiç duraksamadan Çanakkale’ye, vatan hizmetine koşmuşlar, cephelerde şehit olmuşlar, gazilik şerbeti içmişlerdi..
Beşiktaş Kulübünün kurucularından spor öğretmeni Ahmet Fetgeri Bey, Boks hocası Kenan Bey, Alâaddin Bey, futbolcu Mehmet Bey, futbolcu ve güreşçi Fuad Bey, kaleci-baytar Resul Bey, futbolcu Sabri, Cevdet Beyler, atlet Cemal, İzzet Efendiler, Hokeyci Aziz Efendiler, vatan görevi için Çanakkale’ye ilk koşanlar arasında idiler..
Savaşın başladığı ilk günlerde, futbol takımının sahaya çıkması için gereken 11 futbolcu bile kalmamıştı. Takım kaptanı Şair Kazım Bey, futbolcu arkadaşları Asım ve Rıdvan’ı da yanına alarak hemen cepheye koştu. Üçü de Çanakkale’de şehit düştüler.
Kaptan Kazım Bey cepheye giderken yazdığı şu şiirini bırakmıştı:
"Bu kainat bize hep gıpta ediyor iş’ar
Biz 11 arkadaşız, lakin arkamız daha var
Bu zevk alemi dar zannedip de aldanalım
Vekar hak gibi sakin, nezih ve saf olalım
Fakat bu hal ile kuvvet gibi cesur olalım."
Ayrıca, daha sonra Doktor Ali, Doktor Mehmet, Alican ve Doktor Sabri, Kafkas Cephesine gitmişler, orada tifüse yakalanmışlar, Muallim Sadi ve Behzat da çarpışmalarda şehit düşmüşlerdi..
Özetle Beşiktaş futbol takımı savaşlarda 9 şehit vermişti.
Kısa zaman içinde Çanakkale’de şehit düşen Doktor Kazım Bey, orada da duygularını bir şiirle dile getirmişti.. O şiiri de biraz sadeleştirerek verdiğim şu mısralarla başlıyordu:
“Gençlik olarak birlik olduk, birleştik, elele verip direndik.
Hayatı süsledik,
Direnmeyi bayrağımız yaptık.
Bu sayede hiçbir emek boşa gitmez..”
Ben, Kulüp kartında Hakkı Yeten’in imzası olan 60 yılı aşkın bir Beşiktaşlı olduğum için Çanakkale zaferinin yıldönümü nedeni ile sadece Beşiktaş’lıları ele aldım..
Fenerli, Galatasaraylı arkadaşları da Fenerli, Galatasaraylı şehitlerimizden söz etmeye davet ediyorum.. Fenerliler başta Emirzade Arif, Galatasaraylılar bugün Kulüplerinin bulunduğu Hasnun Galip sokağına ismini veren şehidimizden başlayarak anlatsınlar.
Eğer anlatmazlarsa, ilerleyen haftalarda o görevi de ben severek üstlenirim.
FOTOĞRAF: İlişikteki resim, Beşiktaş Kulübünce basılan bir özel kitaptan alınmıştır. Tam sayfa Atatürk resminin üzerinde; “EN BÜYÜK BEŞİKTAŞLI ATATÜRK” yazılıdır.
(*) Atatürk Savaşlarda/ Yalçın Toker, 48 sa. -Toker Yayınlari.www.toker yayinları.com
Tel.02126010035