Her hangi bir objeyi tam tarif edebilmek için ya o objenin içinde, ya da o obje ile ilgili sağlam, mutlak verilere sahip olmamız gerekir.
Şayet bu ikisinden de mahrumsak, yapacağımız tüm yorumlar sübjektif olduğu kadar, kendi algı dünyamızla sınırlı kalır.
Ergenekon’la ilgili henüz hakimler karar vermemişken, çoğunluğun hüküm sahibi olması çok ilginç.
Başbakan Erdoğan kadar Deniz Baykal’ın da bu konudaki duruşu sakin değil.
Her ikisinin de bu konuyla ilgili siyasi beklentileri olduğu şüphesi kamuoyunda giderek yaygın bir inanış halinde…
Yukarıdaki bu tavır tabana doğru yayılıyor.
Ergenekon terör örgütüdür diyenler AK Partili, Ergenekon bir 'Mağdurlar Kulübü’dür diyenler de, AK Parti karşıtları gibi algılanıyor.
Bu duruma şaşırmak da mümkün değil aslında.
Çocuğunun okul kaydını bile siyasi torpille gerçekleştiren bir kültürün sahibiyiz.
Başbakan’a savcı, Ana Muhalefet Partisi Liderine avukatlık yakıştırılan bir ülkede hakimlerin tarafsız kalması çok kolay değil.
Şu anda öyle tuhaf bir duygu var ki; Ergenekon masum çıksa Başbakan, Ergenekon suçlu çıksa Baykal kendisini suçlu hissedecekler.
Hafızasını kaybeden İbrahim Şahin bile Baykal ve Erdoğan’ın girdiği angajmana girmiyor!
Size ne yürüyen davadan?
Hakimler Başbakanlığa, Savcılar Ana Muhalefet Partisi Liderliğine soyunuyorlar mı?
Ergenekonla ilgili fikir yürüten, hüküm veren, alkışlayan ya da dudak bükenlere şunu söylüyorum;
Bu operasyonun adını bile kimin koyduğu belli değilken, şakır şakır Ergenekon yorumlarını nasıl yapabiliyorsunuz Allah aşkına?
Zekanızı kıskandığımı bilin lütfen!
Dünyada siyasetçilerin bu kadar tribüne oynadığı kaç ülke var acaba?
Gerçeğin ne olduğunu merak etmenin hiç mi lezzeti yok?
Bana göre Ergenekon ne Erdoğan’ın ne de Baykal’ın tanımladığı bir yapı.
Ergenekon söylenildiği kadar profesyonel bir örgüt olsaydı, telefonda birbirlerine “Yakında darbe olacak, falanın işini bitirin” diye konuşma yaparlar mıydı?
Tersten de bakmamız gerekir;
Ergenekon bu kadar masum olsaydı, ülkenin bir çok yerinden lav silahları, patlayıcılar, dinamitler fışkırır mıydı?
Demek ki sıfır kilometre masumiyet yok.
Demek ki kanıtlanmış bir suçluluk da yok.
Genel fotoğraftan ayrı olarak şu kişisel tespitimi de yapmam gerekir.
Veli Küçük ve İbrahim Şahin odaklı illegal bir yapılanma olduğunu düşünüyorum.
Son notum Deniz Baykal’a;
Erbakan susurluk için “Fasa-fiso” dediğine çok pişmanmış!
Ünlü yayın yönetmeni
Ankara’nın sohbet mekanlarının baş gündem konusu yakında yapılacağı öne sürülen yeni bir Ergenekon operasyonu.
Hangi sohbet ortamına girsem, fısır fısır bu konu konuşuluyor, üstelik konuşanların büyük çoğunluğu gazeteci ama tek satır yazan yok.
Yazmama sebepleri onları ilgilendirir, ben yazacağım.
Bedrettin Dalan’a “Kaç, seni alacaklar” dediği öne sürülen medya patronunun herkesin tanıdığı ülkenin en büyük medya patronu olduğu öne sürülüyor.
Bu iddiayı ortaya atanlara göre Bedrettin Dalan bazı sıkıntılı konularla ilgili bu meşhur medya patronuna ulaşmak için en önemli koridormuş.
Yine bu iddia sahiplerine göre ülkenin en önemli medya patronunun yayın yönetmeninin bazı kritik görüşmeleri kayıt altına alınmış ve yakında Ergenekon operasyonuna dahil edilecekmiş...