Avrupa’da pasta, bizde yumurta atılıyor.
Kaz yumurtası bile olsa, yumurta muhatabına fiziki bir zarar vermez.
Açarsın şemsiyeni, kurtulursun. Olmadı, 2 yumurta yersin.
Kuru temizleyiciye gider, temizlenirsiniz ama 19 yaşında çocuğunu düşüren kadının acısınını dindiremezsiniz...
Her aksiyonu bir ideolojik saldırı ya da savunma refleksi içinde karşılamak çok çocukça…
Bu tartışma böyle devam ederse, yakında, “Devlet büyüklerine yumurta atmanın cezası 10 yıl olmalı” diye meclise inen bir teklifle karşılaşabiliriz.
Bizden daha tecrübesiz insanların özgürlük sınırını biraz aştıklarında kafalarında cop patlatmanın neresi demokrasi?
Burhan Kuzu’ya atılan yumurtalara çıkan sesin yarısı bile Mehmetçiğe sıkılan kurşunlar için çıkmadı.
70 yaşındaki insanların bile neye, ne kadar, niçin tepki vermeleri gerektiğini bilmediği bir ülkede 20 yaşındaki gençlerden esas duruş bekliyoruz.
Siyasetin tüm forslarını tepe tepe kullanacaksın, bir yumurta lekesine dünyayı yıkacaksın, öyle mi?
Hadi canım sende!
Tüm üniversiteli gençlerin yumurtayla sınırlı kalmak kaydıyla, tüm siyasi partilere gösterdikleri, gösterecekleri eylemlere hoşgörüyle bakıyorum.
Tek şartım var!
Birisine yumurta atıp, diğerini bu şenlikten mahrum etmemek kaydıyla!
Alayına!
Ne kadar siyasi parti varsa hepsine yumurta atmalarını anlayışla karşılıyorum.
Bir folluk demokrasimiz varsa, olmaz olsun zaten.
Küçüktüm.
Televizyonumuz henüz yoktu.
Kaçak, Bonanza ve küçük ev dizilerini komşuda izlerdim.
Annem her defasında şu öğüdü verirdi, “Önüne gelen ikramların hepsini yeme. Evde yok sanırlar!”
Çocuğum işte. Ne var ne yok süpürünce annemden öyle bir çimdik yerdim ki, acısı iki gün gitmezdi.
Bende inadına annemi kızdırmak için canım istemese bile ne kadar gıcıklık varsa yapardım.
Otoriteye hafiften nanik yapmanın bu kadar tehlikeli olduğu bir ülke nasıl ilerleyebilir?
Birkaç yumurtanın gündemi esir alması ne kadar komik.
Silah sıkanlara göstermediğimiz tepkiyi yumurta atanlara karşı göstermemizin nedeni, "Benim üstünlüğümü nasıl tanımaz?" duygusudur.
Tanımaz, tanımaz.
İşinize geldiğinde, "Gençtir, sıksa taşın suyunu çıkarır" diyeceksin, işine gelmediğinde, "Aklın yetmez, otur" emrini vereceksin.
Japonların ürettiği son robotlar bile belli bir insiyatifle hareket ediyorlarmış.
20 yaşındaki gençlerden esas duruş bekleyen demokrasi sakat bir demokrasidir.
Bu demokrasiden ancak spastik doğum olur...