Talat Atilla Öcalan test edildi! Değişim var! Tüm arşivi yaktılar! 'Tekbirlerle gömün beni!' |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN Çakralar ve Uyanış |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva EGO İŞÇİLERİ |
Cengiz Altınsoy Benim güzel memleketim... |
Kıvılcım Kalay BİBER |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar SU ÜSTÜNDE İKEN SU İÇİNDE OLMAK |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sima Güleser Polat İPİN UCU KAÇTI! |
Uğur Özteke SAĞLIKTA KANDIRMACA YENİDEN Mİ BAŞLIYOR? |
Macarlar Hun soyundan gelen Türklerdendir. Zaten bu gerçek de, isimlerinden belli: Hungarya..
Ben, Macar kardeşlerimizi çok severim.. Gençliğimde, spor yazarlığım sayesinde pek çok defa Macaristan’a gitmiştim..
Orası ve o Macar kardeşlerimizle ilgili pek çok anılarım vardır..
Bunları hala hatırlarım..
Milattan önce yaşamış olan Hun İmparatorları Avrupa’da Atilla, Asya’da Mete Han gibi büyüklerimizi hatırladıkça da, Hun asıllı Macar kardeşlerimize olan sevgim canlanır, artar..
İlk Macarlar Asya kökenliydi ve hatta genleri, yüzde 25-30 oranında Asya Türklerinin genleriyle aynıydı.
Bu konuda pek çok araştırmalar yapılmış. böylece yeni pek çok gerçekler ortaya çıkmıştı.. Neyse geçelim bunları..
Geleyim Macaristan anılarıma..
Bu konuda Ben Spor Yazar İken isimli kitabımda(*) pek çok gerçeklerden söz etmiş, anılarımı yazmıştım..
İşte ondan bazı satırlar:
“29 Nisan 1962.. Yani günümüzden 58 yıl önce.. Budapeşte’deyim.. Son Havadis gazetesi spor yazarı olarak Macarlar’ın ünlü Stadyumu Nep Stadındayım..
Gözlerim ünlü Macar futbolcusu Pukaş’ı arıyor.. Acaba görecek miyim? Diye mırıldanıyorum..
Macaristan’a Köstence’den gelmiştim.. Genç milli futbol takımımız Romanya'nın Köstence şehrinde yapılan Avrupa Şampiyonasında, grubunda bulunan Macaristan ve İspanya'yı 1-0, Fransa'yı 2-0 mağlup ederek grup birincisi olmuş, bence futbol tarihimizin en büyük başarılarından birini elde etmişti. Ben bu maçları izlemiş, Romanya'dan Macaristan'a geçmiştim.
O zamanki Futbol Federasyonu Başkanımız rahmetli Orhan Şeref Apak da gençler turnuvası boyunca Romanya'da kafilenin başında idi.. Genç takımlar Şampiyonası sona erince, Apak'la birlikte, Romanya'dan Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye geçtik.
Milli maç başladıktan sonra ben, âdetim olduğu üzere, fotograf makinamı alıp, Turgay'ın koruduğu kalemizin arkasına geçmiştim.. Zaten Turgay olsun, bizim Beşiktaş’lı Necmi Mutlu maçlarda hep kalelerinin arkasında olmamı isterlerdi benden. Neden benim kalelerinin arkasında olmamı isterlerdi, onu da kısaca anlatayım.. Benimle konuşarak heyecanlarını yatıştırırlar, saati sorarlar, antrenöre bir mesaj gidecekse onu bildirmemi benden isterlerdi.
Macaristan maçında kale arkasında iken, ben Turgay'ın arkasındaki tek Türk gazetecisi idim.. Geri kalanlar hep Macar fotoğrafçılarıydı.. Maçın ilk devresi 1-1 bitmiş ve bizim golümüzü Galatasaray'lı Talât atmıştı. İkinci devre oynanıyordu. Takımımızın rakip kalede bastırmakta olduğu bir sırada, Macarlar bir kontratak geliştirdiler. Topu santra civarında Macar futbolcu Doktor Feniveşhi isimli futbolcu kaptı, bizim santrhaf Naci (F.B.) ile yan yana kalemize doğru topla ilerliyorlar.. Turgay, kaleden ileri çıktı.. Benim, "Dur çıkma!" diye bağırmama rağmen, çıkınca deneyimli kurt Macar futbolcu, 30-40 metre kadar mesafeden, topu yerden kalemize yuvarlayıverdi.. Plonjon yapan Turgay'ın altından geçen top tıngır, tıngır, yuvarlana yuvarlana geldi ve yanımdan kalemize girdi.. Emin olun elimi uzatsam topu tutabilirdim.. Turgay yattığı yerden bana "Tut! Tut topu!" diye bağırıyordu..”
Geleyim aynı maçtan bir başka anıma..
OGÜN, MACARiSTAN’DA SAKATLANINCA..
O Macar maçının sonlarına doğru takımızda sağ açık oynayan Ogün Altıparmak, beyin üstü düşüp sakatlandı. Beyin sarsıntısı geçirdiği için hastahaneye kaldırıldı. Federasyon Başkanımız Orhan Şeref Apak’ın ricası üzerine, milli takım döndükten sonra ben bir süre Budapeşte’deki hastahanede Ogün’ü yalnız bırakmadım, yanında kaldım.. Kafilemizin tercümanlığını yapan Edit isimli güzel Macar kızı da yanımızda bulundu..
Ogün iyileştikten sonra Budapeşte büyükelçimizin oğlu (yanlış hatırlamıyorsam ismi Metin'di) arabası ile bizi Tuna'nın iki yakasına yayılmış olan Buda'da ve Peşte'de gezdirdi, tarihi ve turistik yerleri gösterdi, Gülbaba'ya falan götürdü..
Ogün, Futbolu bıraktıktan sonra Sabah Gazetesi'nde spor yazarlığı yaptı..
İşte böyle..
Artık bu yazımı da noktalıyayım..
Ogün Budapeşte’deki hastahenede tedavide, ben de odadayım..
(*) Ben Spor Yazarı İken/Yalçın Toker, Toker Yayınları.. sa: 103-110.
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 55523 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |