İkisi de Gazeteci... Uçurumun Kenarındaki Parti: DP... Kurşunu Başkanın Adamı Sıktı...
Biri Star gazetesi yazarı…
Geçmişte Sabah Gazetesinde Genel Yayın Müdürlüğü yapmış ve görevine son verilmiş. Şili Devlet Başkanını erkek zannedip yazdığı yazısı ile meşhur…
Adı Ergun Babahan…
Diğeri de Sabah Gazetesi Ankara ilavesinin sorumlusu. Gazetenin Ankara ilavesini Trabzon ve Adana haberleri ile dolduruyor. Her gün gazetenin birinci sayfasına kendi fotoğrafını koyuyor…
Onun adı da Ersin Ramoğlu…
Ramoğlu, 7 Haziran Pazartesi günü bir yazı yazmış. ‘’Mam Rise’’ başlıklı yazısında ‘’Bildiğiniz gibi Orgeneral Eşref Bitlis, onun çok güvendiği Binbaşı Cem Ersever, Yüzbaşı Mustafa Deniz ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın birer suikaste kurban gittiler’’ diyor.
Ama Ramoğlu’nun ‘’Yüzbaşı Mustafa Deniz’’ dediği kişinin askerlikle ilgisi yok… Asıl adı İhsan Hakan olan bir PKK itirafçısı…. Değil Yüzbaşı, Onbaşı bile olmamış! Ramoğlu, Google’dan baksa bunu öğrenebilir. Ama daha önce de Akşam Gazetesi Ankara eski çalışanı Nuray Başaran’ı, Ankara Esenboğa Havalimanı Müdürü yaptığı için araştırmaya gerek görmüyor!
OSMAN ÖZBEK KİM ?
Ergun Babahan da 9 Haziran günü Star gazetesinde yazmış Aynen şöyle diyor:
‘’Eski bakanlar, yüksek yargıda atamalara müdahale edince yasal olsun, şu anki bakanlar bu konuda bir girişimde bulununca irtica getirmek istiyor olsun.(…) Osman Özbek’i köşeye sıkıştırdığınız gibi, Haşim Kılıç’ı ve mahkemenin bazı üyelerini de köşeye sıkıştırdınız mı? Bu Osman Özbek kendisine birazcık saygısı varsa niye susuyor? Konuş kardeşim Osman Özbek, rahatlarsın. ‘’
Osman Özbek kim ? Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’â ağır sözlerle yüklenen Tümgeneral ve Kayseri Jandarma Bölge Komutanı… Emekli olmuş. Konuyla hiç ilgisi yok. Babahan kimden bahsetmek istemiş.?
Ya Anayasa Mahkemesi üyesi Osman Paksüt!
Ya da HSYK Başkanvekili Kadir Özbek!
Bir yazı yazmış isimleri karıştırmış.
Kimi kastettiği de belli değil…
Sık yazı yazmak kafa karıştırıyor sanırız!
Uçurumun Kenarındaki Parti
DP Genel başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray’ın istifası beklenenden çok daha büyük bir etki yarattı. İstifalar arka arkaya geliyor. Bugün de eski bakanlardan Salim Ensarioğlu istifa etti. Ensarioğlu: "At ölmüş hala içimizde çekişiyoruz. Diyarbakır'da liderimi anlatamadım.1995'ten beri liderlerimi savunmaktan, taşımaktan yoruldum. Bağımsız siyaset yapacağım." Turktime’ın aldığı bilgilere göre Çıray’la birlikte eski bakanlardan Edip Safter Gaydalı, Salim Ensarioğlu, Bahattin Yücel, Nejat Arseven ve Karadeniz’in etkin siyasetçisi Adnan Çeltikçioğlu bir daha görev almayacaklarını Genel Merkez’e bildirdiler. Bu kararların alınmasında ortaya çıkan yönetim zaafının etkili olduğu söyleniyor.
Bu arada bir gurup Tansu Çiller adına liste çıkarmaya soyundu. Bu kişiler Tansu Çiller’in başarısızlığına neden olan kişilerden oluştuğu için Çiller’in gerçekten bu işin arkasında olup olmadığı belli değil. Şu ana kadar basına bizzat Çiller tarafından açıklama yapılmadı. Görüştüğümüz bir gurup İl Başkanı ise Çiller’in sesini hiç duymadıklarını kendilerini Ömer Barutçu ve arkadaşlarının aradığı söylediler. İl Başkanlarında biri ise, “Çiller başımızın tacı geleyim desin hemen seçelim. Ancak Süleyman Soylu’yu da böyle seçmiştik sonra Çille gelmedi ve hezimete uğradık” dedi
Bu durumda iki senaryodan söz ediliyor:
Birincisi; Hüsamettin Cindoruk’un listesi kazanır DP dağılmadan Kasım’a kadar açık kalır ve bu arada “rüzgâr” getirecek bir lider bulunur.
İkincisi; Tansu Çiller’in sözde desteklediği liste kazanır ve Pazartesi günü başta Hüsamettin Cindoruk olmak üzere tüm ANAP’lılar istifa eder ki; bu yeni birleşme fiyaskosu DP’yi tamamen mezara gömer.
Kurşunu Başkanın Adamı Sıktı...
Radikal Gazetesi’nde dün Akif Beki belki de son yılların en kritik yazılarından birini kaleme aldı.
Beki yazısının hedefine Ahmet Davutoğlu’nu yerleştirdi ve oldukça sert cümleleri ardı ardına sıraladı. Eleştiriler, Gazze gemilerini odak almakla birlikte Davutoğlu’nun genel tutumlarıyla ilgiliydi. Beki, Davutoğlu’na neredeyse “narsist” demeye getirmişti.
Beki, Davutoğlu’nun ben idraki başlığıyla aşırı hırs yaptığını ve benlik duygusuna kapıldığını, Türk Arap iş forumunda yakında Kudüs’ün Başkent olacağını ve beraber Mescid-i Aksa’da namaz kılacağımızı söylediğini, bu durumun Pan İslamizm hortladı sözlerini beraberinde getirebileceğini söyleyip İran anlaşmasındaki aşırı sevinç gösterisiyle Güvenlik Konseyi’nde bunun yansıması olarak ABD ile ters düştüğümüzü belirttikten sonra “ben en ufak bir maraza çok gaileler açar başa “ diyor.
Beki’nin Başbakan’ın istemeyeceği, tepki gösterebileceği bir yazı yazdığı vaki değil. Eski patronunun Dışişleri Bakanı’na böylesine bir ortamda çakıyorsa, burada çok önemli bir durum söz konusu demektir.
Gazze Gemileri konusu aslında yeni yeni aydınlanıyor. Süreç içinde özellikle Dışişleri Bakanı’ndan kaynaklanan hatalar konuşulmaya başlandı. Yapılan bazı hatalar Türkiye’yi haklıyken çok ağır yaralarla haksız pozisyona düşürecek gibi.
Başbakan, uluslar arası rüzgarın yavaş yavaş ve partisi için ağır sonuçlarla döndüğünün farkına varıyor olmalı. Bunun faturası birisine kesilecektir. Faturanın kesileceği kişi için zemini ise Akif Beki ve Mustafa Karaalioğlu gibi Başbakan’ın gösterge kalemleri oluşturacak gibi.
Erdoğan işler sarpa sararsa ilk etapta Davutoğlu’na verdiği sınırsız yetkileri tırpanlayabilir. Davutoğlu diplomaside şu an tek otorite olarak hareket ediyor ve Erdoğan neredeyse işlerden elini eteğini çekti.
Davutoğlu’nun Gül ekibinden ve Gül ekolünden geldiği, bakış açısının Gül’le aynı olduğu düşünüldüğünde Erdoğan’ın rahatsızlık katsayısının arttığında sebebi nereye bağlayacağı da açık.
Başkanın Adamları ilk kurşunu sıktı…