Oldukça bilgili bir dostumun, “İsrail neden başka bir devlete benzemiyor?” sorusuna muhatap olunca, kamuoyuna, hızlandırılmış bir İsrail analizi yapmanın faydalı olacağını düşündüm.
İsrail, “Yahudi ırkının üstünlüğü” gibi komik ve anti modern anlayış üzerinden kurulan bir din devletidir.
Siyonistler, Yahudilerin diaspora denilen dünyanın değişik yörelerine dağılmış haldeki yaşantılarına son verip tek bir bölgede bir araya gelmelerini sağlamak için en uygun toprak parçasının Filistin olduğu görüşü üzerinde ittifak ettikleri zaman bu toprakların bir sahibi vardı. O da, 1492'de İspanya'dan kaçan Yahudilerin yıkılmasını sağlamaya çalıştıkları ama her şeye rağmen o zaman hala bir dünya devleti kimliğini koruyan Osmanlı devletiydi.
Yahudiler, Osmanlı'nın hakim olduğu bölgelerdeki halklar arasına kavmiyetçilik fitnesi sokmak, bazı kişilere liderlik ve devlet başkanlığı vaat ederek Osmanlı'ya karşı ayaklanmalarını sağlamak suretiyle yoğun bir şekilde bu devleti tarihe gömme çabası içine girdiler. Sonuçta Osmanlı devleti yıkılarak sahipsiz hale getirilen Filistin toprakları İngilizler tarafından işgal edildi ve Yahudi göçüne açıldı.
Siyonistler bu mülkleri sahiplerinden alabilmek için iki yola başvuruyorlardı:
Çok cazip karşılıklarla satın almak ve gasp.
Siyonistler "satın alma" metotlarında başarılı olamayınca daha çok gasp yoluyla toprak edinmek istediler. Gasp ise şiddet ve terörü gerektiren bir metottur.
İşte bu terör örgütlerinin elemanları İsrail'in kuruluşundan sonra tek bir devlet çatısı altında birleşti ve bu devletin değişik kademelerinde kadrolaştılar. Ancak bu teröristler "devlet" çatısı altında bir araya geldikten sonra terörist kimliklerini terk etmedi, aksine bunu devletin imkanlarını ve diplomatik bağlantılarını da kullanarak sürdürdüler.
İsrail’e yapılan terör devleti yakıştırması, yalnızca yaptıkları katliamdan değil, bu problemli geçmişlerinden dolayı da yapılıyor.
İsrail’in asıl gerginliği!
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Cumhurbaşkanı olursam tüm yetkimi kullanacağım” sözü, ilk bakışta lokal gibi görünse de, aslında başta İsrail olmak üzere bir çok devlete yapılmış bir açık gözdağıdır.
Cumhurbaşkanı, yani başkomutanlığın artık sembolik değil, aktif olacağını ve bu noktadaki tüm yetkilerini tereddütsüz kullanacağını söylüyor Erdoğan.
İşte İsrail’in geceleri uykusunu kaçıran tam da bu sözler!
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...