İstiklal marşımızın, milliyetçi, hürriyetçi, medeniyetçi, dindar büyük şairi olan Mehmet Akif Ersoy, MARŞImız’da haykırıyor:
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak..
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir ancak!
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal,
Kahraman ırkıma bir gül.. Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal
Hakkıdır, hakka tapan milletimin İSTİKLAL..
23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa, BMM’ni yaptığı konuşma ile açmış, Türk milletinin bir milli marşının bulunmamasına çok üzüldüğünü söylemişti.
Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı 500 lira ödül koyarak bir milli marş yarışması açmıştı. Fakat Mehmet Akif üstad, “ben para karşılığı yazmam” diyerek yarışmaya katılmamıştı.. Bu konunun hikayesi uzun.. Haftaya anlatacağım..
Bugün milli marş konusunu ele almamın asıl sebebi şu: Milli marşımıza futbol sahalarında yapılan büyük saygısızlık..
Ben televizyonda bütün futbol maçlarını seyrederim, hiçbirini kaçırmamaya çalışırım..
Ne var ki bir süredir her maça, sinir küpü olmuş şekilde başlamaktayım.. Hele son günlerde maçlar başlarken ağzımdan küfürler dökülüyor..
Sebebi, maçlardan önceki seremonide okunan milli marşımıza saygısızlık..
iki takımın futbolcuları ve hakemler sahaya çıkıyorlar.. Stad oparlörlerinde milli marşımız çınlamaya başlıyor.. Bütün tribünler, seyircilerin milli marş sesleri ile çınlıyor..
Bu sırada kameralar, futbolcuları da gösteriyorlar.. Benim gözlerim futbolcuların yüzlerinde ve dudaklarında.. İşte o zaman çıldırmaya başlıyorum..
Her takımdan, milli marşımızı tekrarlayanlar o kadar azaldı ki..
Bütün takımlar yabancı futbolcularla doldu, milli marşımız futbolcular tarafından okunmaz oldu..
Mehmet Akif’in “Çatma kurban olayım..” diyor ama, gördüğüm bu hazin manzara karşısında beni kaşlarım daha da çatıklaşıyor.. İsyan ediyorum..
Evet ilk gün önceki şu manzaraya bakın..
Cuma akşamı, Ankara’da Gençlerbirliği-Beşiktaş maçı oynanıyor.. 11 kişilik Beşiktaş takımdan sadece dört futbolcu milli marşımızı söyledi: Gökhan, Caner, Oğuzhan, Cenk.. Diğer 7’si yabancı.. Sustular.
Cumartesi günkü maçlarda ise manzara daha hazindi.. Antalya-Göztepe maçı oynanıyor, Antalya’daki tek Türk, Musa Nizam, diğer 10 futbolu ise yabancı.. Rakibi Göztepe’deki Türkler ise Sabri, Selçuk, Tayfur.. Yani sahadaki 22 kişilik iki takımda sadece 4 Türk var..
O günü Karabük-Kayseri ve Başakşehir-Alanyaspor maçlarında da ayni hazin tablo..
En fazla Türk futbolcusuna forma veren takım ise beş futbolcu ile Kayseri idi.. Ne diyelim, Kayseri’yi tebrik edip, buna da şükür mü diyelim?
Ayıp ayıp..
Neredeyse kafayı yemek üzereyken Konya-Galatasaray maçı başladı..
Lider Galatasaray seremonide..
Fecaate bakın! Tek Türk yok takımda.. Milli marşımız okunuyor, hiçbir dudak onamıyor..
Şimdi bir akl-ı evvel çıkıp da, “futbol dudakla oynanmaz, ayakla oynanır” derse şaşmayacağım..
Galatarasay lidermiş.. Eksik olsun sizin liderliğiniz..
Pazar günkü maçlarda bakalım nelere tanık olacağız.. Fenerde de manzara aynı olur mutlaka..
Ülkemizi, futbolumuzu idare edenler bu hazin manzara için ne diyorlar bilmiyorum..
Ben tam bir yüzkarası diyorum.
(***) MEHMET AKİF ERSOY/ O. Nuri Ekiz, Toker Yayınları- www.tokeryayinlari.com Tel: 0535 3199349 ve [email protected]