Çizdiği yolun kendisinin amaçlarına uygun hizmet etmediğini anlayan bazı uyanık insanlar topluluğu kaderin yönünü tahmin ederken, bazıları ise kaderi belirleyen tarafın ekosisteminde yaşam sürerler.
İnanmak istedikleri ile inandıkları çelişenlerin yaşam tarzlarında hiç de normal olmayan değişiklikler meydana gelmeye başlar.
Çünkü insan görmek istemediklerini görür. Yaşamak istemediği tüm olayların da içinde bulur kendisini.
Nedir bu normal olmayan değişiklikler?
-Üstün yeteneklerinin olduğunu etrafında gözlemleme durumu.
-Düşündüğü veya aklına getirdiği nesneleri etrafına çekebilme yetisi.
-Bulunduğu konumdan başka bir konuma göz açıp kapayıncaya dek fiziksel ulaşabilme hali.
-Yanında olan ya da olmayan insanların düşüncelerini hiç bir efor sarfetmeden tamamen ele geçirmesi ve yönetmesi.
-Ses frekanslarını kontrol edebilmesi, istediği kişinin kulağına o sözü duyurması veya o kişinin zihninde konuşturması ve canlandırması.
-Duygu durumuna göre doğaya hükmetmesi.
-Aynı zaman biriminde bir çok yaşta görülebilmesi veya ayrı zaman birimlerinde farklı boyutlara dilediği insanları taşıyabilmesi.
-Karanlığın artık ortadan kaybolması ve kişinin ışık hızının üzerinde hareket edebilmesi sonucu ortaya çıkan enerjiyi istediği yöne çevirebilmesi.
İnsan kaderin döngüsünü kırdığında inanılmaz bir uğultu ile karşı karşıya kalır. Bu uğultu küp halinde duran aynanın içindeki yansımaların kendi dilindeki yüzlerce frekansı algılamasıyla oluşan kaotik düzenin yankıları gibidir.
İnsan kendi yokluğunu ve bir o kadar da varlığını aynı anda algılamaya başladığında kendisinin içindeki olağanüstü bir gücün evrenlerini keşfeder.
Bu keşifler o kişinin bazı gizli ilimlere de ulaşmasını sağlar.
Günün Esra Süntar sözü;
"Ömrünü çoğaltanın adanmışlığına güvenme. Ehlinden olmayanın ahdinden olursun."