Bir tıp fakültesi öğrencisinin beraber vakit geçirmekten hoşlanmasa da, uzun süreli ahbaplık kurmak zorunda olduğu bedenlere kadavra denir. İlk karşılaşmaları da unutulmazlar anılar listesinde başlardadır. Bir alt sınıf öğrencilerinde tiksinti uyandırmak maksadıyla, kadavranın üzerinde mayonezli sosisli yemeye kalkıp, kadavranın içine damlayan mayonezi parmaklar sıyırarak tiksinçlik konusunda deneysel çalışmalar yaptığımız dahi olmuştur. Yaptığımız şey, ölümlülük karşısında dağılmamak adına bir savunma mekanizması olarak değerlendirilebilir de, hemen bir ruh hastalığına yormayınız. Aslında; tüm doktor adayları , ölüm ve yaşam arasında alacakları sorumluluğun büyüklüğü ile yüzleşmeye kadavra ile tanıştıktan sonra başlarlar demek dahi mümkündür. Dolayısıyla kadavralar da adeta bir hastane personeli ya da kadrolu memur gibi saygı görürler bir süre sonra.
SİYASAL İSLAM KADAVRASI: Yüreğini kerbela'da yitirdi, İslam bir siyaset yapma biçimine indirgendi ve akılla bulunan imanın yerini imandan sonra akla uydurma aldı. Yüreğin yerinde kalan boşlukta damla damla intikam birikti. Bağırsaklarını Abbasiler döneminde kaybetti. Ganimet ve mevki hırsı ile ayetler açık artırmada satılırken kokuşmuşluk olağanlaştı... Gözlerine Fatih Sultan Mehmet tarafından mil çekildi. Kardeş katli fermanı ile çürüyen bedenin artık göze ihtiyacı kalmadığına ikna olundu. Ve aradan geçen uzun süreç esnasında neredeyse bütün organlarını kaybeden ve artık eğitim amacı ile dahi kullanılamayacak duruma gelen siyasal İslam kadavrası defedilmeyi beklerken duyulan bu sesler, konuşmalar nerden mi geliyor?
"Bir erkek eşi öldükten sonra 6 saat kadar eşi ile cinsel ilişkiye girebilir. Kadınlar 8 yaşında nikahlanabilir. İlk adete kadar cinsel ilişkiye girilmez. Tecavüz edilen kişinin tecavüzcüsüne aşık olma ihtimaline binaen evlilik de bir ceza olarak değerlendirilebilir .. " Bu ve benzerini yakın zamanda duyduğunuz seslerin kadavradan gelmesi yadırganmamalıdır hattı zatında. Sözlerin kaynağında beyin olmadığından ve sözleri söyleyenin yüreğinin bulunmasının mümkün olmadığı açık olduğundan dolayı kadavra kendini ele vermektedir zaten. Bu kadavraların bir kısmı Mısır ülkesinde morgda defnedilmeyi beklerken , bir kısmı da kavanozlarda kısım kısım sergilenmek üzere çeşitli İslam ve münafık coğrafyalarında kaderlerini beklemektedirler... Ve unutmadan söyleyeyim ki; saatlerce makyaj yapsanız da , canlı göstermek için çeşitli illüzyonlardan medet umsanız da ve hatta kapitalizmin parfümlerinden çare bulmaya uğraşsanız da bu kadavranın kokusunu artık gizleyememektesiniz. Eğer; şatafat , entrika, tamahkarlık ve fitne dünyasının Müslüman kadavrası olarak kendinizle gurur duyabiliyorsanız dua edin de içinde bulunduğunuz formaldehit buharlaşmasın!