![]() |
Talat Atilla İktidar 5. vitese taktı! İmamoğlu'nun tek kozu! Demokrat(ların) Gölü! Özdağ! |
![]() |
Ersan Yıldız Kabahat senin! |
![]() |
Mihriban Başlı Yorulunca hayat biter! |
![]() |
Adnan Küçük NETENYAHU SOYKIRIMCI, TRUMP HAYDUTTUR! |
![]() |
Tuğba AYAN ÖLÜM MÜ? BAŞLANGIÇ MI? |
![]() |
Melike Topuk Eş mi, çocuk mu? |
![]() |
Zahide Guliyeva Kendi cehaletimizle savaşalım |
![]() |
Cengiz Altınsoy Bir an önce bahar gelsin memleketime |
![]() |
Kıvılcım Kalay Sevgililer Günü |
![]() |
Canan Sezgin GÖRMEDİĞİNE İNANIRSAN, İNANDIĞINI GÖRÜRSÜN! |
![]() |
Tuğrul Sarıtaş BUNUN HESABINI KİM VERCEK? |
![]() |
Tekin Öget EY TRUMP ELİNİ GAZZE’DEN ÇEK |
![]() |
Esra Süntar ŞEKİLDEN ŞEMALE PERSPEKTİF 'AŞK' |
![]() |
M. Kürşat Türker ARA-SIRA |
![]() |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
![]() |
Haktan Kerem Ural ASGARİ ÜCRET, ASGARİ KÜLFETİ KARŞILAYACAK MI? |
Demokrasi Çok Kötü Bir Rejim midir?
Bu soruyu sormamın sebebi şudur?
Başta Freedom House olmak üzere merkezi Amerika’da bulunan çoğu kuruluşlar, Amerika ve diğer Batılı ülkelerin, demokrasi şampiyonu olduklarını söylüyorlar.
Bu kuruluşlara göre, İsrail de sorunsuz işleyen hürriyetçi bir demokrasidir.
Peki, bu belirlemeler ne kadar doğrudur?
Hemen cevaplayalım.
Demokrasi, kısaca halkın yönetimi demektir.
Bu demokrasi “hukuk devleti” ve “liberal” ise, dini, ırkı, düşüncesi, inancı vb. fark etmeksizin tüm insanların haklarının korunmasını zorunlu görür.
Liberal demokratik hukuk devletine göre, hiçbir insan haksız yere katledilemez, yerleri yurtları işgal edilerek yıkılamaz, masum insanlar ölüme, açlığa, sefalete mahkûm edilemez. Bunları yapan kişiler haksızdır, katildir, demokrat değildir, hele ki liberal hiç değildir.
Katil Netenyahu Gazze’de gerçek rakamlara göre 100 binden fazla masum insanı katletti, Gazze’nin %80’nini yaşanamaz hale getirdi. 2.5 milyon insan haksız yere yerlerinden yurtlarından edildi, açlığa, yokluğa, soğuğa, sefalete mahkûm edildi.
Dünya hürriyet ve demokrasi şampiyonu olduğu söylenen Amerika ve diğer Batılı ülkeler Netenyahu’nun soykırımdan da dehşetli olan katliamlarını, yıkımlarını, vahşiliklerini, eşkıyalıklarını kayıtsız şartsız desteklediler.
Ateşkesin Kabulü
15 Ocak 2025 günü Gazze’de ateşkes sağlandığı açıklandı.
İsrail, savaşla, katliamlarla ulaşmak istediği hiçbir sonuca ulaşamadan ateşkesi kabul etmek zorunda kaldı.
Ama İsrail katliamlarına hiç durmaksızın devam etti. Azgın aç canavarlar gibi bir oraya bir buraya saldırmaya devam etti.
Ateşkes anlaşması gereği zulme uğramış, açlığa, sefalete mahkûm edilmiş Gazze’lilere gönderilen insani yardımların ulaştırılmasını ateşkese rağmen sürekli engelliyor.
Yani sağlandığı iddia edilen ateşkesin İsrail’li katiller yönünden hiç bir etkisi olmadı.
İsrail zaten ateşkese bir gün bile olsun uymadığı için, Hamas da haklı olarak esir takası uygulamasını durdurduğunu açıkları.
İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından geçen Pazartesi günü yapılan açıklamada "İsrail Devleti, anlaşmaya saygı gösterme noktasında kararlıdır" denilmiş.
Anlaşılan İsrail, tüm âlemi sersem, akılsız, anlayışsız, kendilerini de akıllı sanıyor.
Ya da bu haydutlar, ateşkesin hiçbir hükmüne uymamayı “anlaşmaya saygı gösterme” olarak görüyorlar.
Burada, Hitler’in Alman’ları diğer ırklardan üstün gören, onları muhatap olarak kabul etmeyen “IRKÇI NASYONAL SOSYALİST” ideolojinin daha dehşetli bir başka versiyonu olan “SİYONİST ÜSTÜN IRK” anlayışı söz konusudur.
Bu uygulamaların manası, tüm vicdan sahibi insanların aklıyla alay etmek, gözlerinin içine baka baka, ateşkese uyduğunu söyleyerek onu ihlal etmeye devam etmektir.
Dünyanın en DENGESİZ ve FRENLERİ YALAMA olmuş insanı olduğu bilinen ve iki sözü birbirini tutmayan, kesinlikle sözleri ve uygulamaları ile kimseye güven vermeyen ABD’nin yeni seçilen başkanı Donald Trump pervasızca şu TEHDİTLERİ savurmaktadır:
* Gazzeyi satın alacağım ve sahipleneceğim;
* Tüm binalar yıkılıp temizlenecek, deniz kıyısında lüks restoran ve oteller yer alacak;
* Gazze’lilerin Gazze topraklarına dönmeye hakları yoktur;
* Gazze'nin sahibi ben olacağım; bunu gelecek için bir emlak geliştirme planı olarak düşünün, güzel bir toprak parçası olacak;
* Gazze'deki tüm rehineler Cumartesi 12.00'a kadar bırakılmazsa, İsrail ateşkesi iptal etsin ve tüm hesaplar kapansın, ortalık kıyamete dönsün;
* Mısır ve Ürdün soykırım yoluyla sürgüne gönderilecek Gazzelileri topraklarına kabul etmezlerse yardımları keserim;
* Hamas ateşkesi ihlal ederse, İsrail’in yanında yer alırım.
Adam (Trump) sanki sabahlara kadar içki içerek zil zurna sarhoş olmuş birinin “Hayyyyyt Lan! Var mı bana yan bakan; yan bakanın gözünü oyar, evini barkını başına yıkar, tarlasına, bağına, bahçesine el koyarım!” diyen külhanbeyleri gibi hareket ediyor.
Eskiden çöllerde, dağlarda ya da şehirlerde evlere giren, yolları kesen eşkiyalar, denizlerde gemileri yağmalayan korsanlar vardı.
Bunlar, fırsat bulduklarında bir ya da birkaç eve girerek talan ederler veya bir kervanın önünü keserek mallarına el koyarlar yahut da bir gemiye el koyarak mallarını gasp ederler, sahiplerini etkisiz hale getirirlerdi.
Gerçi eşkıyalar kendi kurallarını kendileri belirlerler, diledikleri şekilde hareket ederlerdi. Ama verecekleri zararlar genellikle sınırlı ve istisnai idi.
Oysa İsrail kurulduğu günlerden bu yana haksız ve keyfi bir şekilde sürekli başka ülkelerin topraklarını işgal ediyor, milyonlarca masum insanı katlediyor, haklarını gasp ediyor, milyonlarca insanı evlerinden, yurtlarından, topraklarından kovuyor, onları sürgüne gönderiyor. Bunları yaparken de eşkıyalardan, korsanlardan, haydutlardan bin kat beter şekilde soygunlar, yağmalar, işgaller, katliamlar yapıyor.
Bir diğer ifadeyle, her ne kadar Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Hukukun varlığından söz edilse de, bu Korsan Devlet, bunların hiçbirisi ile kendisini kayıtlamıyor. Yani lokal eşkiyalar ve korsanlara göre KÜRESEL ÖLÇEKLİ bir EŞKİYA gibi hareket ediyor.
ABD’nin yeni seçilen başkanı, bütün bu yapılanları mutlak olarak desteklediği gibi, daha başka haydutluklar konusunda da İsrail’e yol gösteriyor:
“Eyyyy İsrail! Sen elinden gelen her türlü kötülüğü, haydutluğu, soykırımı, katliamı, dilediğin kadar yap, ben sonuna kadar arkandayım, sana yapılanı bana yapılmış sayarım” demeye getiriyor.
Burada, Trump, İsrail’in savaş yoluyla elde edemediklerini tehditlerle, şantajlarla, korkutmalarla elde etmeye çalışıyor. Bildiğiniz kaba saba haydutluk taktikleri söz konusu.
Tıpkı bir eşkıyanın yolunu kestiği bir tüccara, “altın keselerini bana ver, yoksa seni öldürür, etlerini kartallara yem ederim” demesine benzer bir durum söz konusu.
Soykırımcı Netenyahu da bu açıklamalarında dolayı Trump’a teşekkür etmiş.
Bu, soykırımcı katilin hayduda teşekkürlerini arz etmesinden başka bir şey değildir.
Ayrıca, ateşkesi ilk günden itibaren hiç yapılmamış gibi ihlal etmeyi sürdüren Netenyahu, Hamas’ın açıklamaları sebebiyle Ateşkesi ihlal ettiğini açıklamış.
Netenyahu, bu şekilde haydutlukta Trump’tan geri kalmadığını ortaya koymuş oluyor.
Netenyahu, bu açıklamasıyla, esasen Hamas’a şunu demeye getiriyor:
“Bu Ateşkes aynı zamanda bir haydut olan beni değil, sadece seni (Hamas) bağlar. Onun için, haydut birisi olarak ben her istediğimi yaparım, ama sen bu ateşkesin hükümleri haricine asla çıkamazsın”.
Bu soykırımcı Netenyahu ve O’nun destekçisi Haydut Trump, insanlık düşmanı olarak, bütün Dünyanın gözlerinin içine bakarak bu eylemleri gerçekleştiriyorlar.
Çoğu yönetimlerden ve halklardan bu soykırımcı haydutluklara karşı tepkiler geliyor.
Bu tepkilerin neticesi ne olur, yakında anlaşılacaktır.
Bütün bunlardan sonra ABD başkanı;
- “HAYDUT”tur,
- “EŞKIYA”dan bin kere daha beterdir;
- Ne yapacağı belli olmayan dünyanın en “DENGESİZ” kişisidir;
- İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırımı destekleyen “SOYKIRIMCI”dır;
dersem haksız mıyım?
Bu sorunun cevabını ve yorumunu okurlarımın takdirine havale ediyorum.
Ayrıca soykırımcı Netenyahu’nun da Haydut Trump’ı arkasına alarak çok daha dehşetli katliamları sürdürmek için hazırlıklar yaptığı söyleniyor.
Fakat son olarak şu iki kelamı etmek isterim:
Birincisi, “küfür devam eder ama ZULÜM devam etmez”.
İkincisi, “Haydutla Soykırımcının bir planı varsa bir de Allah’ın planı vardır”.
Her şey vaktini bekler, ama bu zulüm asla bu haliyle devam edemez.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin şu mısralarıyla noktayı koyalım:
Hakk şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler,
Arif anı seyreyler,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
Bu yazı 430 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |