İsteklerim niye olmuyor ? diye beyninizi zorlamayın...
"Olanlar oldu" da ondan olmuyor, sadece siz farkında değilsiniz...
Uzay zaman birimi bile, saat zaman biriminden daha yavaş...
***
Yine çarpıtacağınız bir başlıkla yeri göğü ben sarsarken, sizler dünyaya uyumak için geldiğiniz için bir çoğunuz rüyalarında gözlerin dahi göremediğini varlıktan sayacaktır...
BOŞLUKTA DÖNENLERİN İZDÜŞÜMÜ ÇOK BELİRGİN
Bir algoritma ile sezinlenen, varoluş ve yaratılış amacı diye geliştirilen hızsal izdüşümler; insanın bilgi akışını hengameye uğratıyor...
Pratik zeka alıştırması dahi yapmamış zihinlerin üzerinde titreşen frekans ağları, tıpkı ankebut gibi sürelerden geçerek kendisini filtreleme yolu ile savunmaya geçiyor...Ve insan amacını kendisi sanarak aldanıyor...
Belirgin çıkarımlar elde edemeyen akıl ise sınırları aştığını varsayarak kişiyi kendi kafesinde özgür hissetmesine sebep oluyor..
Kişinin dur durak bilmeyen hayalî artık hedefi işaret etmiyor...
Sıradanlaşmış ezberlerin içinde kelime dağarcığını zorlayan ruhsal çeperi ise bir oyalanmadır, tutturmuş gidiyor...
Üzerinde yürüdüğü ve form olarak giyindiği kişilikler durağanlıktan olsa gerek ki; hepsi birbirine benziyor..Tıpkı sekiz milyar hücrenin bir başparmağı bile etmediği kütlesel harekette, kainatı gözbebeğine sığdırması gibi, uyumsuz...
Zıtlıklar içinde gezen algısı her an tehlikelere açık halde güvensizlik arzediyor...
Bir hayatı diğer hayata mâl etmesi kadar istilacı kimliği artık bir hesap günü kadar bile yer kaplamıyor...
İzafiyeti resmetmiş saydamlıkların süper bilincindeki deryaya talip olan varlığı ise kuş tüyü kadar hafif olsa gerek ki; tümel hassasiyete daha yatkın ve süratine yetişilemiyor...
Yani diyeceğim o ki; bir göz diğer gözün gördüğüne asi, bir söz ise diğer sözü destekliyor...
Anlayacağınız; kıblesi şaşmış pusulalar gibisiniz...
Günün sözü:
"Sabahına çıkamayacağınız hayatları giyinmeyin, eğreti duruyor"