Geçen haftaki okuyucu yorumları başlıklı yazım için “A.B” ve “Owleye”nin yorumları çok güzeldi. “A.B.”nin “Kuruluştan sonra evrime bırakılmadı” yorumuna katılıyorum. Her ikisine de teşekkür ederim. “Hasan Tahsin”in “Fevzi Paşa’nın 11 Kasım 1938’de TBMM’de ne işi vardı?” cümlesini bir az açmasını dilerdim. Değerli katkılarına teşekkür ederim.
“Yigitoglu”na ilgisi için teşekkürler. “Türkiye’ye artık giydiği elbise AK Parti ile dar gelmeye başlamıştır” cümlenize katılıyorum. Ancak siz bana yeni elbiseyi AKP’nin mi yoksa başka birilerinin mi tasarladığının cevabını verebilir misiniz?
Misafirlerimizden altına endekslenme konusunda bana “yanlış” diyen yorumcumuz, rezerv paralarını değiştirmeye çalışan Saddam Irak’ını, İran’ı ve K.Kore’yi unutmasın. Diğer misafirimizin forum açma önerisi güzeldi.
“Teyze”nin “Yigitoglu”na cevabı güzeldi. Diğer bir misafirimizin “Ekonomi yönetimi bir açmaz içinde” olduğu yorumuna cevabım, benimle asla çare aramazlar şeklinde olacak. Teşekkür ederim.
“Edepsizleşiyoruz” başlıklı yazıma ben yazımı girinceye kadar 33 yorum yapılmış. Herkese çok teşekkür ederim. Bu yazımda edepsizleşmekten kastım sadece Türk Toplumu değil tüm insanlıktı. Yazımın son bölümünde bunu belirtiyorum. Ayrıca bu konu bize has bir sorun değil ki tüm toplumları, dünyayı ilgilendiriyor. Bu konuda eleştiri getirenler çok dikkatli okumamışlar. Ayrıca edep ve haya farkını kimse yorumlamamış, şaşırdım.
Tüm misafirlerimizin güzel yorumlarına teşekkürler. “A.B” yine güzel bir yorum yapmış. “Y” ilginç ve güzel bir yorum yapmış. “Yigitoglu”na yine bir sorum var; Haklısınız Kuran çözüm getiriyor ama Kurana sahip olan bizler neden bu çözüme uzağız? İlgisine teşekkür ederim. “Teyze” yine çizgisini muhafaza etmiş, mütevazi ve istikrarlı. “Gerçek Vatandaş” benim de edepsiz olabileceğimi ima etmiş. Haklı olabilir. Nazik misafirime ve her yorumcuya tekrar teşekkürler.
“Ankara Başkent Kalabilecek mi?” başlıklı yazıma rekor sayıda yorum yapılmış. Yorumcuları alkışlıyorum. “Sabriye”nin yorumları nefisti, teşekkürler. “Hasan Tahsin”in yorumu her zaman ki gibi güzel de bana yaptığı gündemi yakalayamama eleştirisini anlayamadım. Bu yazı Ankara’nın başkent oluşunun 87. Yıldönümünde yazıldı. Sonraki misafir teşekkürlük bir yorum yapmış. “Teyze”nin Antalya’da ikamet ettiğini klasik yorumları arasından öğrendik. “(Nokta)”ya da teşekkür ederim ama benim Ankara’lı olduğumu ihmal etmesin. “Çapanoğlu” yorumcuları yorumlamış ama ikinci “Biz cumhuriyetle yönetileceğiz” yorumu kararlı ve güzeldi. “No Name” Nokta’ya çatmış. Sonraki misafirin de karalı ve güzel bir yorumu var. Misafirlere teşekkür ediyorum. “E.B”nin soruları çok anlamlıydı. “Totem”, “Bu halkı ilgilendiren birinci konu değil” demiş. Halkı ilgilendiren ilk konu işsizlik ve terör. Hep bu konuda mı yazayım istiyorsunuz? Sonraki misafirime bende çok teşekkür ediyorum. “Gerçek Vatandaş”ın yorumları ise anlamlı ve güzeldi. Son 8-10 yorum bir az “çetleşme” olmuş. Tekrar herkese teşekkürler.
BAŞBAKAN’IN YANLIŞLIĞI
Pazartesi TV haberlerinden Salı günkü grup konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın emekli aylıklarına ilişkin açıklama yapacağını duyunca kendi kendime, “Demek ki Tayyip Bey emeklilere en az yüzde 20 zam yapacak. Rutin bir açıklama olsaydı, açıklamayı Çalışma Bakanına yaptırırdı. Tabi seçim yılı…” diye düşündüm. Eminim bir çok kişi, özellikle emekliler de böyle düşünmüş ve umutlanmışlardır. Ertesi gün herkes büyük umutlarla Tayyip Bey’in müjdesini dinlemeye başladığında büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Zam 80-90 liraydı ve 2011’in her iki yarısını kapsıyordu. Hemen her emekli Başbakan’a kırgın veya kızgındı.
Türkiye’nin iletişimi en iyi kullanan siyasetçisi nasıl oldu da böyle bir hata yaptı, şaşırdım.
ABD’NİN FÜZE KALKANI TALEBİ
ABD’nin füze kalkanı kurma talebi birden bire ayrıntılı olarak basında yer alınca Milli Savunma deneyimlerim depreşti.
Bana göre ABD’nin talebi kabul edildi şimdi kamuoyu hazırlanmaya, konu saptırılmaya ve hedef şaşırtılmaya çalışılıyor. Konu aslında İsrail’in güvenliğidir. İran füzelerine karşı İsrail’in korunmasıdır. Türkiye, Avrupa veya başka yerlerin öne çıkarılması konuyu saptırma çabasıdır. Konu, Nato bünyesi içersinde çözülürse sonuç değişmeyecek ki… Ben İsrail ile kavgası konusunda Hükümetin çoğu zaman samimi olduğunu asla düşünmedim.
Şimdi tüm yorumcular bu konuda meşreplerine göre siyasi yorumlar yapacak ama gerçek bana göre böyle. Eskiden gizli-saklı veya aleni ABD ve İsrail ile işbirliği yapardık şimdi yani AKP döneminde görüntüde İsrail karşıtlığı yapıyoruz. Sonuçta değişen bir durum yok. Arasıra da Mavi Marmara’da olduğu gibi iş kazaları yaşıyoruz tabi…
BİR FIKRA
Görünüşü ihtiyar amma içi kıpır kıpır yaşlı bir amca manifatura dükkanı işletiyormuş.
Bir gün içeriye gerçekten güzel bir kız girmiş, kumaşları incelemiş ve sormuş,
“ Amca şu kumaşın metresi ne kadar?” İhtiyar içini çekerek, “ Metresi bir öpücüktür” Kız şaşırmış ama, “10 metre alayım bari” demiş.
İhtiyar sevinçle hemen 10 metre kumaş kesmiş ve kızdan hesabı istemiş.
Kız kapıya doğru seslenmiş,
“Büyükanne hesabı öder misin ?”
…
Şimdi bu fıkra nereden icap etti diyeceksiniz?
Dış politika bir az bu fıkradaki gibi sürpriz sonuçlar verirde onun için anlattım.